Maldivler e gece varmak insanı biraz yoruyor. Kadhdhoo’ya yapılan bir iç uçuşun ardından üzerimizdeki ayışığı haricinde tamamen karanlıkta geçen bir sürat motoru yolculuğundan sonra gün doğumunda cennete varıyoruz. Laamu Atoll tarafından çevrelenen bu yer, her şeyin geride kaldığı nokta olarak özetlenebilir. Sürat motorunda verilen keten çantalara konaklamamız boyunca kalması için ayakkabılarımızı koyuyoruz. Six Senses Laamu’da yalnızca çıplak ayağa izin var. İskeleye vardıktan sonra palmiyeler arasındaki villaya doğru yürürken ayağımın altında oynayan yumuşak ve hala sıcak kumlar önümüzdeki birkaç günde yaşayacağım deneyimler hakkında keyifli bir ipucu gibi. Villadaki rahat yatakta yolculuk sona ererken balinaların sesleri yaklaşan sabaha kadar enerjimi toplamak için bana ninni oluyor.
MERHABA CENNET
Perdelerden ışık sızmaya başlarken azur rengi suyun her zerresi kartpostallardan fırlamış gibi. Pencereden dışarı bakan şeffaf küvet ve odadaki geniş izleme pencersi doğanın sunduğu güzellikleri bir an bile kaçırmamamız için düşünülmüş keyifli detaylar. Burada doğa günün her saati ayrı güzel. Sabahları balık tutma eğitimi alanlar izlemek de ayrı bir zevk.
Her biri minimalist ve şık bir enerjiye sahip odalar sürdürülebilir materyallerle döşenmiş. Ağaç iskele ve özel havuzdan görünen 360 derecelik muazzam manzarada ufuk çizgisiyle aramızda hiçbir şey yok. Adanın muhteşem bereketini kanıtlayan harika bir kahvaltıdan sonra elektrodlarla yaptığı bir saatlik sağlık muayeneleriyle metabolik sağlık, stres seviyesi, hidrasyon ve müdahaleye ihtiyaç duyan alanları belirleyen ayurvedik doktor Jitenrdra Varshney ile wellnessa ayırılacak zaman geliyor. Bilgili ve tutkulu Dr. Jitenrdra beslenme, fitness ve nefes egzersizleriyle yoganın da eşlik edeceği bütünsel sağlığı dikkate alan bir yaşam tarzı hakkında tavsiyelerde bulunuyor. Dolaşımın bozuk olduğu bir alan olduğunu saptayınca spada alacağım masaj olan derin doku masajı yerine basınç noktalarına odaklanan 90 dakikalık Oriental masajı tavsiye ediyor. Ayrıca bana kullanmam için ashwagandha adlı vücudu yenileyen, zihni dinginleştiren ve odaklanmayı arttıran Ayurvedik bir bitki tavsiye ediyor.
Çevreleyen doğal alandan natürel bir enerji alan spadaki bilgili terapistim Amnash, ısı ve basıncın doğru ayarda olmasından konsültasyona kadar her alanda çok dikkatli. Her şey olması gerektiği gibi oluyor. Hiç bitmesin istediğimiz masajlar genelde kırk yılda bir karşımıza çıkar. Bu ise kesinlikle onlardan biri. Six Senses Laamu’da saatler başkent Malé’den bir saat daha geri. Böylelikle misafirler günün ve güneşin tadını daha fazla çıkarabiliyor. Havuzda birkaç saatten sonra Longitude’da bir yemek bizleri belkiyor. Şef avokado ve ıspanak çorbası da bulunan bir wellness menüzü ile bizleri bekliyor. Buharda pişirilmiş ıstakoz ve vegan mango cheesecake gibi besleyici lezzetler birer harika. Denizin kenarındaki masalarımızdan Hint Okyanusu’na bakarak bu lezzetleri tatmak inanılmaz bir an.
Yeşil meraklıları için Deck-a-dence adlı sıfır karbonlu bir gurme menüsü yine deniz kenarındaki masalarda servis ediliyor. Bu menüdeki lezzetler gerçekten büyük ustalık gerektiriyor. Agenda 21 ve Green Globe Benchmarks tarafından koyulmuş geri dönüşüm standartları burada da kabul görüşüyor. Kağıt, plastik, metal, cam ve organik atıklar ayrı ayrı depolanıyor. Dışarıdan su ithal etmektense burada misafirlere resortun kendi yaptığı arıtılmış sular sunuluyor. Resortun her yerinde bu suyun doldurulabileceği çeşmeler bulunmakta.
MÜKEMMEL GÜN
Kunchok sahilde yapacağımız özel sabah yogası seansı Dr Jitenrdra’nın solunum sistemimi güçlendirme tavsiyesi sebebiyle nefese odaklanacak şekilde tasarlandı. Bu birebir ders başlangıcındaki sağlık hedefim de dikkate alındığında tam ihtiyacım olan şey. Güneş selamları ve baş döndürücü okyanusun kıyısında uygulanan dengelenme duruşları günün başlangıcına enerji veriyor. Kunchok meditasyonun akıl adlı beslemeyi pek aklımıza getirmediğimiz organın gıdası olduğunu söylüyor. Vücudum artık Ayurveda Abhyanga masajı için hazır. Uzman terapist Priscilla ayak kesesiyle başlıyor ve onu kafa-boyun masajı takip ediyor. Diğer gerilme ve zorlanmalara ise bu masajlardan sonra geçiyor. En sonunda buhar odasında yapılan tüm vücut kesesi deriyi arındırarak toksinlerin buhar yardımıyla çıkışını ve orman havasıyla gelen doğal besleyicilerin vücudum tarafından emilmesini sağlıyor. Çıtır ton balığı, keçi peyniri salatası ve balık tacosundan oluşan bir öğle yemeği için havuz kenarındaki Sip Sip’e gidiyorum. Villa ve şnorkel evinin arasındaki yolda yalnız bir kaplumbağa denize derin bir dalış yapmadan önce kafasını kaldırıp nefes alıyor. Bu görüntüye şahit olmak ziyaretimin en iyi anıydı kesinlikle. Chill Bar ise neredeyse kıyıdan yirmi metre ötemizdeki akvaryum gibi rengarenk sulardan gelen lezzetleri sunuyor. Buradaki deniz ürünlerini tadınca “İyi ki dünyada böyle yerler var,” diyorum.
Bu akşamki yemek ise resortun organik fine-dining restoranı Leaf’de. Nane ve lemongrass çiçeklerinin arasına serilmiş bahçe şezlonglarıyla girer girmez büyük bir rahatlamayla mekan sizi içine alıyor. Serin restoranın okyanus tarafı gün batımını izlemek için harika. Açık mutfaktan gelen iştah açıcı kokular manzarayı taçlandırıyor. Hemen mekânın dışındaki bahçede yetiştirilen taze bitkilerle hazırlanmış soslar ve burada pişirilen ekmekler brokoli çokbasıyla birlikte servis ediliyor. Kesinlikle denenmesi gereken lezzetler ilse scallop bisque ve balkabağı tortellini.Yemeğe başlamadan önce crème brûlée için yer ayırmam gerektiği söylenmişti. Memnuniyetle onu da tadıyorum. Muhteşem. Ana playdaki Cinema Under the Stars etkinliği bu adeta kutsanmış günü bitirmek için en keyifli etkinlik. Plajda loungerlardan birine yumuşacık havlumuz ve patlamış mısırımızla yerleşip Love Actually’nin tadını çıkarıyoruz. Son derece doğal bir şeyi doğanın içinde yaptığımızda bu kadar keyif almamız biraz gerçek üstü gelse de yıldızlardan başka gecenin karanlığını aydınlatacak hiçbir şey olmadan film izlemek gibisi yok.
ISLAND HİGH
Denizin ve güneşin etkisiyle adada gecelerinizi bebek gibi uyuyarak geçirmeniz ihtimali yüksek. Bu sabah ise özel aerial yoga sınıfı ile başlıyor. Şalların uçuştuğu bu rüzgarlı sabahta gülümseyen yüzüyle Nailir beni yeni oturuş, duruş ve yatış postürleriyle tanıştırıyor. Neredeyse ağırlığım yokmuş gibi hissediyorum. Bu enerjik seans ve eğlenceli hareketler insanı oyun parklarındaki oyuncaklardan sallandığı çocukluk günlerine götürüyor. Sondaki rahatlama ise konforlu keten hamaklara kendimi attığımda hissediliyor.
Sütlü seylan çayı, ev yapımı granola ve esmer şekerli greyvurttan oluşan son kahvaltı son spa ziyaretimden önce enerji depolamamı sağlıyor. Mükemmel bir terapist olan Amnash ile Hint usûlü kafa masajı için yeniden buluşma vakti. Atmosferdeki her detay sanki masajın etkisini arttırıyor. Açık hava masaj alanında burnuma gelen yeşillik ve okyanus kokular, Maldive özel hindistancevizi yağının cildime dokunuşu ve dans eden rüzgarın sesleri bu unutulmaz andan aklımda kalanlar.
Son saatlerin keyfini ise kumlar üzerinde gezinmenin mini bir ayak masajı gibi geleceği plajda yürüyerek çıkartın. Her taraftan doğal güzellik fışkırırken harcanacak bir dakika bile yok. Adanın çevresini kanoyla gezmek de mavinin her tonunu görebilme imkanı sağlıyor. Sandaletlerimi koyduğum keten çanta ile beraber sürat teknesine tekrar biniyoruz. Sandaletlerimi giymek için son ana kadar bekliyor gerçek dünyaya atacağım ilk adımımı mümkün olduğu kadar geciktirmeye çalışıyorum. Daha önce ayakkabılarımı hiç bu kadar buruk giymemiştim.
