Ömer Yeşilırmak ”İyi Fotoğraf Samimi Ve Özgün Olandır”

ömer yeşilırmak

“Kişilerden daha çok, bana ilham veren en değerli şey İstanbul’dur… İstanbul o kadar güzel bir şehir ki ona yakışacak değerde şiirler yazmayı bilmediğim için kendisini fotoğraflarımla anlatmaya çalışıyorum.”

Bize biraz kendinizden bahsedir misiniz?

İstanbul doğumluyum, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Mezunuyum.

Sizin fotoğrafçılık hikâyeniz nasıl başladı?

2009 yılında arkadaşımdan ödünç aldığım bir kamerayla beraber fotoğrafçılığa hobi olarak başladım. Görsel Sanatlara olan ilgimle paralel olarak bu sanata olan ilgim katlanarak devam etti. Daha sonraları bu hobim mesleğime dönüştü.

Yaptığı şeyi tutkuyla yapan herkesin ilham aldığı şeyler ve kişiler vardır. Bize sizdeki fotoğraf tutkusunu başlatan, motivasyonunuz düştüğünde yeniden alevlendiren kişilerden, olaylardan, fotoğraflardan bahseder misiniz?

İlk başta şunu söylemem gerekir ki kişilerden daha çok bana ilham veren en değerli şey İstanbuldur. Osmanlıdan günümüze İstanbul’un tarihi ve tarihi yapılarına olan ilgimi çektiğim fotoğraflarıma yansıtmaya çalışıyorum.  İstanbul o kadar güzel bir şehir ki ona yakışacak değerde şiirler yazmayı bilmediğim için kendisini fotoğraflarımla anlatmaya çalışıyorum.

Günümüzde sunum her alanda ön plana çıkmış durumda yemek fotoğrafları yeme içme sektörünün vitrinini oluşturuyor. Vitrin ile içeriğin birbirine tutması önemli midir? Yoksa esas olan iyi fotoğraf çekmek midir?

Kişilere sunacağınız vitrin elbette çok önemlidir.  Ama belirli bir konsepte bağlı kalacağım diye içinize sinmemiş fotoğraflar koymakta bir o kadar yanlıştır. Kişisel olarak ben yaptığım paylaşımlarda istanbulun dokusuna yönelik fotoğraflar paylaşma kaygısı taşıyorum. Bir şekilde İstanbula yolu düşmüş ve ayrı kalmış hatta hayatı boyunca istanbula gelme hayali kuran herhangi bir dünya vatandaşı nın ilgi duyacağı tarzda bir album yaratmayı tercih ediyorum. Kullandığınız tonlarda da bir ahenk yakalamak gerçekten çok önemli.

İçinde bulunduğunuz ‘an’ sizin için nasıl fotoğrafı çekilesi bir ana dönüşüyor? O andan neleri alıyor fotoğrafla insanlara neler veriyorsunuz?

Benim için o özel anı yakalamak tamamen kadere bağlı bir olgudur. Özellikle son 3 senedir kameramla beraber attığım her adımda bahsettiğiniz ‘an’’ ı aramak benim için bir hayat tarzına dönüştü. Bazen yakalarsınız bazen eve boş dönersiniz. Fotoğraflayacağım an ile karşılaştığımda ise benim için önemli olan bazı noktaları göz ardı etmemeye çalışıyorum. Örnek olarak ters dönmüş bir şemsiye içinde uyuyan bir kedi gördüğümde direk olarak o anı çekmek yerine her zaman o anı o an orada yakalayacağım başka bir kompozisyon içinde kullanmaya çalışıyorum. Bu konuda ne kadar başarılıyım bilinmez ama fotoğraflarımın içeriğini zenginleştirmek adına her zaman 2. Yada 3. Öğelerı fotoğrafa katmak tercihimdir.

Fotoğraf çekmenin felsefi arka planı var mıdır, varsa öz olarak nedir? Yani fotoğraf çekerken, sanatsal boyutu dışında sizi düşündüren, fotoğrafa bakanların düşünmesini istediğiniz bir boyut söz konusu oluyor mu?

Ben fotoğraflarımı daha çok yapmış olduğum klasik türk sanatları kapsamında kurguladığım kompozisyonlara dayandırmaya çalışıyorum. Bu sanatı genellikle istanbulda icra ettiğim için çekmiş olduğum karelerin bizim özümüzden gelen  türk sanatı kompozisyonlarına bağlı kalması benim için çok önemli. Kısacası çektiğim fotoğrafları sadece fotoğraf olarak değil, bir çini pano yada minyatür resmi olarakta düşünüyorum.

Daha iyi işler çıkarmak için bugüne kadar kendinizi nasıl eğittiniz? Bugün halen içinizden tekrarladığınız telkinleriniz var mı?

Öncelikle fotoğrafçılıkla ilgili bilinmesi gerekilen temel unsurları öğrenmeye çalıştım. Kendi tarzımı oturtma noktasında sürekli fotoğraf çektim.  Hiç bir zaman kendimi yeterli bulmadığım ve sürekli geliştirmeye çalıştığım için çevremde bulunan gözüne ve felsefelerine güvendiğim arkadaşlarımın telkinlerine hiç bir zaman kayıtsız kalmıyorum.

Etrafta ekipmana boğulmuş çok fazla fotoğraf meraklısı var. İnsanların bir kısmı en iyi makinenin en iyi fotoğrafı çekeceğini düşünürken son bir iki senede cep telefonlarıyla harika işler çıkartanları da görüyoruz. Sizin ekipman ve ekipmanın kullanımı konusunda fikirleriniz neler?

Kameranızın markası nedir? Bu soru benimde her gün en az 3 kere maruz kaldığım bir soru. Çoğu insan iyi fotoğrafların sadece pahalı kameralarla çekilebileceğini düşünüyor. Çevremde telefonlarıyla harika işler çıkaran insanlarla beraber Tüm olanakları ve pahalı kameraları olmasına rağmen yinede yetersiz işler çıkaran onlarca insan var. Bence eğer bir insan yanlızca bu işle hobi olarak ilgileniyorsa akıllı telefonlarıyla yada giriş seviyesi kameralarla harika işler çıkarabilir. Kameranın kalitesi tabiki göz ardı edilemez ama asıl  Önemli olan şey ekipman değil tarzınızı oturtmaktır.

Henri Cartier Bresson “İyi fotoğraf insanın gözünü, beynini ve yüreğini bir doğru üzerinde birleştirmesiyle olur” der. “İyi fotoğraf” sizce nedir?

Bana göre iyi fotoğraf samimi ve özgün olandır.

Son zamanlarda nerelerdesiniz, neler yapıyorsunuz yeni projeleriniz var mı? Sizi yakından takip etmek isteyenler nereden ulaşabilirler?

Son zamanlarda istanbuldayım.  Bu dönemde yoğun olarak proje bazlı çalışmalar yapıyorum.  İnstagram’da aktif olarak paylaşımlar yaparak takipçilerimle temas halindeyim. Takipetmek isteyenler   @omeryesilirmak_ instagram hesabı yada oyesilirmak@yahoo.com adresinden bana ulaşabilirler.

 

Teşekkür ederim.