Yazar: Zeynep Rana AYBAR
Eğer yedi işi aynı anda halletmeniz gereken bir iş yapıyorsanız, telefon hayat arkadaşınız haline geldiyse, kısa tatiller size cennette vaadedilmiş köşe gibi gelir. Sueno Hotel ’de geçirdiğim 3 gecelik kısa tatilim de, benim için nitelik açısından unutamayacağım tatillerden biri olarak tarihimdeki yerini aldı. Malum biz İstanbullular için mavi rengin ayrı bir yeri vardır. Çünkü İstanbul’da, o şehrin ortasından akan mavilik olmasa, kudururuz. Sueno da suyun rahatlatıcı etkisini sonuna kadar hissedebileceğiniz bir otel. Hatta tam durumunu şu cümle ile özetleyebilirim; oteli yüzerek gezebilirsiniz! Evet, yanlış okumadınız, bunu denedim. Benim gibi aynı alanda kulaç atmaktan sıkılanlardansanız; içinde bağlantısı kesilmeden inşa edilmiş bir mimari ile oluşturulmuş, havuzla kaplı bir otel, eğlenceli bir yüzme parkuruna dönüşebilir. Mesela yüzerek, dinlenme alanına gidip kahvenizi içip, sonra kaldığınız yerden tekrar yüzerek Sueno Sokağı’nda istediğiniz lezzet ile karnınızı doyurup, yüzerek pavillionlarda dinlenen arkadaşlarınızın yanında sohbet edip, canınız sıkıldığında yine yüzerek otelin dev kaydıraklarının olduğu alana gidip eğlenebilirsiniz. Buarada havuz sevmeyenler için; tesisin denize sıfır olduğunu ve şahane bir kumsalı olduğunu da belirteyim.Otelin oda kısmına gelirsek; size benzer ama ayrıcalıklı bir keyiften bahsedebilirim. Suit odama giriş yaptığımda, her ayrıntının düşünüldüğü kapıyı açar açmaz kendini hissettiriyor. Ama esas sürpriz ile odanın terasa bağlantılı kapısını açtığımda karşılaşıyorum; yüzme havuzum! Yani suit odanızın terasında, isterseniz izole bir tatil geçirebilirsiniz. Özellikle gece yüzmeleri pek keyifli, belirtmeden geçemeyeceğim.
İnsan dediğin lükse çabuk alışıyor. Esas merak ettiğim, ilgi alanım olan SPA oluyor çünkü otelin ana mimarisi ve odaların özellikli yapısı beklentimi yükseltiyor. Yükselen beklentim karşılığını buluyor ve 3 günde, 3 farklı masaj ve cilt bakımı yaptırıyorum. Mesleğim gereği gezdiğim birçok otel ve spa alanı arasında Sueno Hotel Deluxe Belek & Spa &Wellness, en iyilerim arasında ilk sıralardaki yerini alıyor. 5800 metrekare gibi büyük bir alana kurulmuş olan SPA’da; 4 Türk Hamamı, 5 sauna, 3 buhar odası, olimpik havuz, saman odası, tuz odası, çamur odası, kum odası, buz odası, termal havuz, macera tüneli, su yataklı dinlenme odası, gibi birçok alan bulunuyor. SPA’nın içinde bulunan her şey yerinden getirilmiş. Mesela mineralli çamur Afyon’dan, kum Mısır’dan gibi. Ama benim için bir spa’yı spa yapan terapistidir. İlk masajım Medikal Masaj ile Bali Masajı harmanlanarak uygulanıyor. Tabii bu benim tercihim oluyor. Varolan sıkıntılarımı ve nasıl bir uygulama istediğimi aktardığımda; uzman olduğunu uygulama sonrası tasdiklediğim terapistim böyle bir yöntem geliştiriyor. Masaj sonrası ne aklımda iş güç ne de vücudumda bir ağrı kalıyor. İkinci gün daha önce hiç yaptırmadığım Afrika masajını denemek istiyorum. Afrika masajını ayıran durum; sıkıştırma hareketleri kullanılarak ve daha yoğun baskı yapılarak uygulama yapılması. Afrika masajını, Afrikalı bir terapistin yapması Afrika masajına olan inancımı arttırıyor. Yetmiyor, en güzel rahatlama Türk Hamamı’nda olur diyerek 3. gün de kese – köpük masajı ile şımarıklık yapıyorum. Bu dört bir yanı mavi otelin hizmeti konusunu ise; ölçülü olarak açıklayabilirim. Yani otelde birçok çalışan var, her ihtiyacınız anında yerine getiriliyor ama etrafta çalışan birinin varlığını hissetmiyorsunuz. En sevdiğim hizmet modeli. Hızlıca geçen ve havuz, spa derken nasıl geçtiğini anlamadığım otelden, ne derdim varsa Sueno’nun sularına bırakıyorum ve zımba gibi İstanbul’a dönüş yapıyorum.