Melis İlkkılıç “Güzellik Algısındaki Tekdüzeleşme Çok Sıkıcı”

“Şans, hazırlığın fırsatla buluştuğu andır.” cümlesi, son zamanlarda duyduğum en iyi cümlelerden biri olabilir. Melis İlkkılıç’ın kariyer hikayesini duyduğumda da bu cümleyi hatırladım. Mutsuzluğu göze alamayıp, elinin tersiyle kurumsal hayatı iten, hayallerinin peşinde koşarak, alanında en başarılı isimlerden biri olan Makyaj Artisti Melis İlkkılıç, hayatının penceresini araladığımız isim oldu. Söyleşimizin, güzelliğe dair birçok ipucu içerdiğini söylememe de gerek yok sanırım…

Seninle yeni tanışanlara kısaca kendinden bahsedebilir misin?

Profesyonel makyaj sanatçısıyım. Kuaför bir ailenin torunuyum. Bu sebeple aslında, bu işin tezgahına doğdum. Fakat okuduğum okullar yüzünden mesleğime geç başlamak zorunda kaldım. Birara bankada çalıştım. 3 sene finans sektöründeydim. Ardından bir kozmetik firmasının mağazasına girip, 1 ay sonra müdür oldum. Müdür olmak istemediğim, makyaj yapmak istediğim için oradan da ayrılarak, bundan 15 sene önce freelance olarak, moda sektöründe makyaj sanatçısı olarak işe başladım.

Herkesin hayal edip, çok az insanın hayata geçirebildiği bir şeyi yaparak; kurumsal, “daha garantili” hayatı elinin tersiyle iterek, kendi hayallerinin peşinde koştun. Bu konuyu biraz konuşmak isterim. Bankacılıktan, makyaj artistliğine uzanan yolda çark etmeni sağlayan kırılma noktası ne oldu? Cesaretini nasıl topladın?

Aslında şuan insanlara cesur olmalarını çok da tavsiye edemiyorum. Benim cesaretim biraz da yaşımdan kaynaklanıyordu. 23 yaşımda bu sektöre hizmet vermeye başladım. Ailemle yaşadığım için kira, fatura, geçim derdim yoktu. 35, 40 yaşında sorumlulukları olan birine, bu devirde serbest çalışın, garantici davranmayın demeyi tercih etmem. Özetle benim cesaretim, yaşımın gençliğinden ve sorumluluklarımın olmamasından beslendi.

Günümüzde, kadınların ve hatta erkeklerin de dış görünüşüne bu kadar düşkün olma halini nasıl yorumluyorsun? Güzellik kavramı yüzyıllardır, insanları ayrıştırmak için pozitif bir ayrımdır. Ancak son dönemlerde güzel olma işini biraz abartmadık mı?

Sosyal medyanın da varlığıyla; hepimizin beli ince, poposu kalkık, göğüsleri düzgün, vücudu çatlaksız, sakalları çok muntazam, saçları gür, dalgalı ve uzun, burnu kalkık, dudakları dolgun ve gözleri badem şeklinde olmalıymış gibi bir hissiyat var. Fakat çoğu zaman bunların gerçek olmadığını özellikle 18 – 25 yaş arası genç kız ve genç erkekler asla fark etmiyor. Ben kendi instagram profilimde bunların asla gerçek olmadığını, aslında hepsinin photoshop ve ışık hilesi olduğunu, doğru açıda herkesin çok zayıf görünebileceğini anlatıyorum.

İnşallah insanlar bunu fark ediyordur. Herkesin gözlerinde çukurluk, kırışıklık var, herkesin kaşı, dibinden beyazı çıkıyor. Umarım gençler, sosyal medyanın etkisiyle bunları kendilerine çok fazla dert etmiyorlardır. Eğer etrafınızda bunu dert etmenizi sağlayan birileri varsa, onlardan bir an önce kurtulun. Çünkü sosyal medyada gördüğümüz mükemmel görüntüler tabii ki gerçek değil.

Ben hatırlıyorum, eskiden annelerimiz bir ruju, hem ruj hem allık olarak kullanıp, göz kalemi rimelle tamamlayıp, makyaj yapmış olurlardı. Şimdi birçok ürün var ve çoğumuz hangi ürünün nasıl kullanılacağını dahi bilmiyoruz. Bize bir makyajda olmazsa olmaz en önemli üç ürünü ve dikkat edilmesi gereken en önemli üç noktayı söyler misin?

En sevdiğim şey rujdan allık yapmak. Eskiden rujlar böyle değildi ama artık rujların içerisine konan gliserin, gözeneklerimizi büyütüyor. Benim için makyajda olmazsa olmaz 3 ürün; maskara, dudak nemlendiricisi ve cilt nemlendiricisi. Aslında baktığınızda, sadece gözlerinizin hafifçe maskarayla dolgunlaştırılması, cildinizin nemli görünmesi ve dudaklarınızın hafif bir renklendirici ile nemlendirilmesi yeterli.

Türk kadınlarının makyaj yaparken yaptığı en büyük yanlışlar neler?

Sadece Türk değil dünya kadınlarından bahsedebiliriz. Artık makyaj sektörüne, genelde oryantalist bir kültür hakim. Kim Kardashian, Huda Kattan falan yüzünden Avrupai görünüşü unuttuk. Onlar gibi ciltlerimiz sarı alt tonluymuş gibi sürekli kat kat fondöten sürüp, cilt rengimizi değiştirmeye çalışıyoruz. Bu yaptığımız en büyük yanlış. Fondöten alırken elimizde değil, çenemizde deneyeceğiz. Concealer alırken muhakkak göz çevremizde deneyeceğiz.

2 saat gezip sonra sonucuna bakıp, satın alacağız çünkü ürünler oksitlenerek rengi değişiyor ve rengi değişen ürün bizi her zaman yaşlı ve bakımsız gösterir. Kendi ten rengimiz neyse onunla barışacağız ve uygun ürün kullanacağız. Yüzümüzde yaptığımız herhangi bir değişiklik; dudak büyütme, kaş yükseltme, kirpik kıvırma, ekstra kirpik takma, yüzü kontürle ince gösterme gibi davranışlar profesyonel olarak ya da öğrenilip yapılmazsa çok çok kötü sonuçlar doğurarak, yapaylık oluşturur.

Estetikli insanın demode, doğal insanın moda olacağı günlerin geleceğini düşünüyorum. Estetik mevzusunda senin düşüncelerin ve öngörün neler? Fıstık alerjisi varmış gibi yüzü şişik ortada dolan insan sayısı daha da artar mı, her şey özüne geri mi döner?

Eğer Pandemi ile birlikte yaşadığımız sadeleşme, estetik sektöründe de yaşanmazsa; bu hastalık gibi ilerler. Çünkü bütün kadılar aynı saç rengine, dudak şişkinliğine, yüz şekline, burun kalkıklığına sahip. Bu gerçekten tek düze bir kadın görüntüsü yaratılıp, kimsenin birbirinden ayrışmadığı, ayrışanın beğenilmediği, sadece uzun, dalgalı saçlı kadınların beğenildiği bir dünyaya doğru gidiyor. Erkeklerin de beğenisi bu yönde oluyor. Erkekler de aynı kirli sakal ve saç modeline sahip. Aynı diş estetiği, aynı burun estetiği, aynı kaşlar… Güzellik algısındaki  tekdüzeleşme çok sıkıcı ve umarım yok olur.

Ünlü isimlerle çalışıyorsun, onların kulisinde, düğününde, özel gününde eşlik ediyorsun. Hayatını yüzü ile kazanan insanlara, bu yönde hizmet vermenin zorlukları neler?

Ünlü isimlerle çalışmanın 2 yönden zorluğu var. Birincisi; çok iyi makyaj yapıyor olmanız lazım. İşinizden ve kendinizden çok emin olmalısınız. Yaptığınız şeyi neden yaptığınızı çok iyi bilmeniz gerekiyor. İkincisi; onların yanında çok iyi disipline olmanız gerekiyor. Onların cep telefonu ekranlarına bakmamanız, duyduğunuz şeyi unutmanız, gözünüzün gördüğü şeyi hiç görmemiş olmanız gerekiyor. Yani algılarınızı kapatmalı ve tamamen işinize yoğunlaşmalısınız. 15 senelik bu sektördeki yerimde herhangi bir aksilik hiç yaşamadım. Hiç de yaşamak istemem. Yaşadığımız düşünmek dahi istemem. Çünkü iyi makyaj yapmanın yanı sıra, nasıl duracağınızı bilmek en önemli şey. Hatta bazen makyajın da önüne geçen bir şey.

Makyaj artisti olmak son dönemlerde insanların çokça yapmak istediği bir meslek haline geldi. Kariyerini bu yönde geliştirmek isteyenlere neler söylemek istersin?

Öncelikle bu işin ne kadar zor olduğunu öğrenmeli. Bence, bunun en iyi yolu birine asistanlık yapmak. Gerçekten başarılı olmak istiyorsanız; 2 yıllık bir makyaj sanatçısına değil, en az 10 yıllık birine asistanlık yapmanız gerekir. İşini, gerçekten tecrübe ile sabitlemiş biri, her yüz tipine, her tarza ne yapmanız gerektiğini öğretebilir. 5 yıl kadar asistanlık yaptıktan sonra makyaj sanatçısı olma yönünde bir adım atabilirsiniz. Şanslıysanız tutunursunuz, değilseniz tutunamazsınız. Tıpkı açılan 100 restoranın 99’unun batıp, birinin birkaç yıl sonra kara geçmesi gibi zor bir iş.

Yeni yıl yaklaşıyor. 2022 makyaj trendleri, renkleri hakkında bizi kısaca bilgilendirebilir misin?

Gözlerde neon renkli eyeliner ve farlar var. Gliterlı farlar var. Cildinizi toparlayan, lifting, anti-aging etkisi yapan renkli cilt ürünleri ön planda. Yani BB, CC kremler, cildinizi güneşten koruyan pudralar gibi. Kaşlar yine kalın ve yukarı doğru taranmış, kirpikler yine kıvrık ve dolgun. Göz çevreleri muhakkak aydınlık. Gözler badem göz kıvamında. Islak yanaklar, kontürlü yüzler, incecik ten makyajları ve kırmızı, turuncu gibi net renk rujlar moda.