A’dan Z’ye Beyrut

beyrut

Ortadoğu’nun en yorgun düşmüş kenti. Bir zamanlar Doğu’nun Paris’i olarak anılan görkemli, savaş yorgunu şehir. Beyrut’a gitmeden bu şehir benim için sadece Waltz With Bashir filmi, Lübnan asıllı Amerikalı yazar Halil Cibran’ın kitapları, Lübnan’nı Sezen Aksu’su olarak bilinen Fairuz’un şarkılarından ibaretti. Ancak 3 günde öğrendim ki Beyrut bunlar ve çok daha fazlasıymış. İşte Çok Gezenler Kulübü ile Pegasus sponsorluğunda yaptığımız Beyrut gezisi sonrası A’dan Z’ye Beyrut listem:

Nerede Kalsak?

Şehrin en lüks oteli Acrafieh Bölgesi’ndeki Albergo. Osmanlı, Suriye ve Lübnan tarzını harmanlamış, 33 odalı butik ve şık bir otel. Aynı bölgede 20.yüzyıl başından kalma bir malikaneden dönüştürülen Hayete Guesthouse tam benim tarzım eski eşyalarla döşenmiş. Hariri Camii ve St. George Katedrali’ne bakan konumuyla Beyrut’un tam merkezindeki Le Gray şehrin en havalı tasarım oteli. Kentin bohem bölgesinde takılmak istersen Gemmayzé’deki Saifi Urban Gardens’a bakmalısın. Ben bu seyahatte Hamra’daki 35Rooms’ta kaldım, modern çizgide, rahat, temiz bir şehir oteli.

Nerede Yesek?

Beyrut’un en saygın gurmesi Kamal Mouzawak ülkenin ilk çiftçi pazarı Souk El Tayebi’i 2004’te kurmuş. Ülkenin dört bir yanında geleneksel yöntemlerle tarım ürünleri yetiştiren küçük üreticileri bir araya getiren, Cumartesi günleri 09:00 ile 14:00 arası kurulan bu lokal pazarda ev yapımı ekmek, reçel, peynir, turşu, kuruyemiş ve sebze &meyve alabilirsiniz. Her standa bir şey tadabileceğiniz için mümkünse aç gidin (Beirut International Exhibition Center arkasındaki otoparkta kuruluyor). Falafel yemek istiyorsan ilk adresin Achrafieh bölgesindeki Falafel Freiha. Pita ekmeğine tahin, maydanoz ve ince kıyım sebzelerle çeşitlendirilmiş falafelli sandviç 2,000 LL (yaklaşık 2 TL). Adres: Hayek Building Nazlet Salam Caddesi. Diğer favori falafelcim ise Anthony Bourdain’in de uğrak yeri olan Falafel M.

Şehirdeki en iyi falafelci olarak ün salmış bu küçük dükkan 1950’lerden beri aile tarifine göre falafel yapıyor, bol baharatlı (Damascus, Bechara el Khoury). Şehirde esnaf lokantası arıyorsan Le Chef’e ya da Tawlet’e git derim. Gemmayzé’deki bu restoranlarda kişi başı 8 Dolara mufarrakeh (yumurtalı patates), tabbouleh (maydonozlu Lübnan salatası), fattoush (yeşil salata), kebbeh (içli köfte) ve basterma (bildiğin pastırma) yiyebilir, bu harika yemeği krem karamel tatlı ile sonlandırabilirsin. Şehirde Fransız mutfağı denemek istersen adresin Burgundy (52 Gouraud, Saifi) ya da Couqley (Gouraud, Gemmayzé) olmalı. İtalyan mutfağı seviyorsan, Gouraud Caddesi üzerindeki eski zanaatkar atölyesinden bozma Margherita en popüler olanlardan. Yemek sonrası kura çekiliyor, numarayı tutturursan hesap ödemiyorsun! Herkesin listesinde bir de Karam var, ben hastası olmadım, olmasa da olur. Lübnan mutfağı, güzel bir akşam yemeği için favorim: Abd El Wahab. Humusun beş çeşidi tadabilirsin. Sonrasında baba ganuş, fettuş salatası, bademli hellim peyniri kızartması, kebbeh… Yanında Beyrut rakısı “Arak”.

Bir Fincan Kahve

Şehir’deki en güzel kahve Hamra’daki kafelerde. Laziz, Cafe Younes, Cafe Hamra bir de şehirdeki tüm entelektüellerin takıldığı Cafe De Prague. Tasarım ve moda mahallesi Saifi’deki Balima Cafe, Beirut Souks içerisindeki duvarlarında grafitiler olan modern bir tarza sahip the Met Cafe de diğer adreslerim.

Nereleri Görmeli?

  • Downtown’daki Sultanahmet Camii’nin küçük bir örneği olan mavi kubbeli Mohammad Al-Amin Camisi, Joseph Phillippe Karam’ın 1960’larda yaptığı bombalardan fazlaca nasiplenmiş Beirut City Center adlı yumurta şeklindeki tiyatro ve sinema binası, Rolex saat kulesinin olduğu şehir merkesi Place d’Etoile ilk aklıma gelenler.
  • Deniz kenarına inipCorniche’de yürüyüş sonrası denizin ortasındaki Güvercin Kayalıkları’na karşı gün batımını izlemek gerek.
  • Geçen sene açılan ülkenin ilk çağdaş sanat müzesiBeirut Art Center çok süper olmasa da sergilere bakmakta fayda var. Bir de BIEL’e uğramalı, 2 ayda bir yeni sergi var.
  • Beyrut öyle müzeler şehri değil. Resmi açılışı 1942’de yapılan Beyrut Milli Müzesi000 metrekarelik kocaman bir alanda ülkenin Finikelilere kadar uzanan tarihinden günümüze arkeolojik mirasını sergiliyor. Müze Pazartesi hariç hergün saat 17:00’ye dek açık. İçerisindeki müze dükkanında da güzel hediyelik eşyalar bulmak mümkün.
  • Beyrut’ta çok galeri gezdim ama favorim Downtown’daki “mark hachem” oldu (www.markhachem.com). George Merheb ve Daisy Abi Jaber’in eserlerini sergileyen galeri Contemporary Istanbul için de Türkiye’ye geliyor (Meraklısına:Booth No: 205).
  • Dünyanın en büyük kireçtaşı mağaralarından biri olan Jetta Beyrut’a 18 km. mesafede. 11.550,00 LL ödeyerek hem üst hem alt kattaki mağaraları gezebilirsin. Buraya ulaşım dersen taksi ile gidiş dönüş 40 Dolar’a anlaşabilirsin.
  • Pazar günü hava güzelse şehre yarım saat uzaklıktaki Harissa’ya git derim. Hergün sabah 10:00’dan akşam 22:00’ye dek açık olan teleferiğe binerek binalara dokunacak kadar yakından geçip Meryem Ana Heykeli’nin seni karşıladığı tepeye çıkabilirsin. Ücret: 9.000 LL. Unutmadan, yükseklik korkun varsa, bu sevdayı unut derim! Harissa’dan sonra devam edip küçük bir sahil kasabası olan, dünyanın en eski şehri, alfabenin doğduğu yer ve İncil’e adını veren şehir olarak kabul edilen, günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Byblos’a Byblos’ta Chez Pepe’de deniz ürünlerinin (kalamarı harika) tadına bakmalısın. Senden önce burada Kim Novak, Ann-Margaret, Ginger Rogers, Anita Ekberg, Ava Gardner gibi ünlüler yemek yedi desem? Duvarlardaki fotoğraflara bakarak saatler geçirirsin. Byblos’taki çarşıda hediyelik eşya satan dükkanları gezebilirsin. Burası bizim güney sahillerindeki kasabaları andırıyor. Çarşıdaki üç favori dükkanım; hediyelik eşyaların satıldığı Memoire du Temps, 19. yüzyıl kıyafetlerinin modernize ve Lübnanize edilmiş hallerini sunan Diane Ferjane ve başta Halil Cibran’ın kitaplarını satan butik kitapçı Gibran’s Lebanon.

Biraz da Alışveriş

Downtown: Paris için Colette neyse, Beyrut için de Plum odur! Park Avenue’deki bu lüks butik’te Azzedine Alaia’dan Zac Posen’e modanın en iyilerini bulmak mümkün (Berytus Building, Park Avenue – Avenue des Français – www.plumconcept.com). Beyrut’ta Downtown’da beğendiğim butiklerden biri de Boutique 1. Ayakkabıdan aksesuara, kozmetikten kitaba bu butikte çeşit bol (2 Park Avenue – www.boutiquel.com). Beyrut’a boşuna “Doğu’nun Paris’i” dememişler, Downtown’da bulunan lüks alışveriş merkezi Beirut Souks içinde Jimmy Choo, Bottega Veneta, Louis Vuitton, Balenciaga, Burberry gibi mağazaları bulmak mümkün. Lübnan’ın bir numaralı çikolatacısı Patchi. Downtown’daki dükkanının vitrinleri butikleri aratmayan güzellikte (Weygand Str.). Lübnan el sanatlarının en iyilerini bir araya getirmiş Artisans Du Liban Et D’Orient’e ve Orient 499’a gidip eski Finike heykellerinin ve sikkelerinin benzerlerinden ve sedef aksesuarlardan almak lazım.

Gemmayzé: Şehrin en bilinen kitapçı zinciri Antoine’ın sahibinin torunu da Beyrut’un en butik kitapçısını açmış. Gemmayzé’deki (Agopian Building, Pharaoh Str. Mar Mikhael) Papercup’ta İngilizce, Fransızca ve Arapça kitaplar ve dergiler bulabilirsiniz. İçinde küçük bir de cafesi olan Papercup’ta saatler harcadım. Gemmayzé’nin stil sahibi küçük butiği Kitsch, Gouraud’a açılan ara sokaklardan birinde, 20.yüzyıl başına ait taş bir konaktaki bu butik içerisinde bir de kafe bulunuyor. Kadın ve erkek kıyafetleri, ayakkabı dışında kitap ve aksesuar da bulursun burada. Sarah Beydoun ile Sarah Nakhouli’nin hapishanelerdeki kadın mahkumlar tarafından yapılmış Ümmü Gülsüm fotoğrafları, eski Arap filmlerinden sahneler ve Beyrut sokaklarının imajlarıyla süslü çantaları sattıkları Sarah’s Bag isimli butikten kendime de Beyrut hatırası bir portföy çanta aldım.

Saifi Village: Paris’in Marais bölgesini andıran Saifi Village rengarenk yeni ve eski Levanten binalarıyla dolu. Pazar brunch için vazgeçilmez denen Casablanca’nın sahibi Johnny Farah’ın deri çanta ve aksesuar dükkanı ile arkadaşlarıma hediyeler aldığım Cream ve Sunflowers isimli butikler, Doğu’nun tarihi yansıtan ikinci el ve antika tekstillerini ve kumaşlarını kullanarak hem çağdaş hem de etnik mobilyalar yaratan ve Türkçe’de “bohça” anlamına gelen Bokja de burada.

Başka başka: Pazar günleri bit pazarı kuruluyor, Souk el Ahad. Harika antika ya da ikinci el parçalar bulacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Ancak fotoğraf çekmeyi ve insanların içinde dolaşmayı seviyorsan mutlaka git derim. Magnet, kar küresi, biblo, anahtarlık, şehir t-shirt’ü… Eğer sen de gittiğin yerlerden bu tarz hediyelik eşyalar alıyor ya da biriktiriyorsan Beyrut seni hayal kırıklığına uğratabilir. Koca şehirde hediyelik eşya satan bir tek mağaza gördük, Artisans, Leon Caddesi, Hamra. Kuruyemiş, kahve, marzipan ve çikolata almak için Al Rifai’nin 27 satış noktasından birine gitmelisin. Eğer şehirde vakit bulamazsan, havaalanında da alabilirsin, üstelik  ½ kilodan fazlasını vakumlu paketlere koyuyorlar.  Gurme mağazaları seviyorsan Aziz’e de gitmelisin.

Beyrut Geceleri

Beyrut’un geceleri çok renkli. Şehrin biraz dışında Bernard Khoury’nin etkileyici tasarımını sergilediği yer altı deposundan bozma gece kulübü B018, kokteyl listesi 5 yıldızlı otellere taş çıkaran Gemmayzé’deki Dragon Fly ve Torino Express, şehrin en bohem, entelektüel tiplerini görebileceğin Hamra’daki Dany’s ve Oscar Wilde, salsa sonrası rock, onun üzerine oryantal müziği ardı ardına dinleyebileceğin sahne şovları sergileyen yemekli kabare tarzını benimsemiş Music Hall benim listemdekiler.

Meraklısına

Beyrut İstanbul’a uçakla 1,5 saat, vize de yok. Ancak pasaportunda İsrail’e giriş damgası varsa, ülkeye alınmıyorsun.

Para birimi Lübnan lirası olsa da her yerde Amerikan Doları kabul ediliyor, üstelik kur da sabit 1 ABD Doları = 1.500 Lübnan lirası.

Şehirde tek ulaşım aracı taksi. Şehir merkezi içerisinde her yere 10.000 LL ya da 7 Dolara gidersin, pazarlık yap. İstersen taksi ile anlaşıp günlük olarak da fiyat alabilirsin.

Şehirde her yerde sigara içmek serbest. Gece çıkınca üstüne sinen sigara kokusu ile eve dönmeyi unutmuştum ben.

Çok Gezenler Kulübü Üyesi Kerimcan Akduman diyor ki:

Endamı yerinde bir kadın gibi Beyrut. Makyajını sildiğinde bile güzel. Yüz hatları çok farklı. Hareketlerinde bir Fransızın zarefeti ve Orta Doğulu bir kadının ürkekliği var. Vücudunda ağır 1-2 ameliyat yarası var. Apar topar kaldırmışlar hastaneye ölümlerden dönmüş. Ama bünyesi sağlam. Toplamış kendini çabucak. Kalkmış ayağa hatta eskisinden daha olgunlaşmış olarak. Yaralarıyla yaşamayı öğrenmiş olarak. Eski dostları zor günlerinde kaybolmuşlar. Bazısıyla şimdi sadece telefonda görüşüyor. Yeni ahbaplar edinmiş olarak devam ediyor hayatına. Ruhunun koruyarak, daha olgun ve dengeli. Daha fazlası için icantravel.blogspot.com

Çok Gezenler Kulübü Üyesi Hazal Yılmaz’ın “Beyrut’ta Mutlaka” Listesi:

  1. Casablanca’da omlet yanında bellini ısmarlanacak, sonra da yanındakinin bloody marry’si kıskanılıp bir tane de bana yolla diyeceksin. Kordona bakan bir pencerede, Levant’ın Limanları’ndasın işte.
  2. Avrupa sokaklarını, Paris kaldırımlarını anımsatan Achrafieh’de gezecek, binalarına hayran hayran bakacak, sonunda da ABC Mall içindelk Leyla’da masa donatacaksın. Etli humus, pideli patlıcan, acılı sosis, bol maydanozlu tabule, buzlu arak. Koy koy koy koy diyeceksin.
  3. Gemmayzeh’de herkes Torrino Express’te içkisini yudumluyor. Ona zaten gidecek jager şatını içeceksin de, asıl hemen kapı komşusu Dragonfly’da caz dinlemek çok iyi gelecek meraklı bedenine.
  4. Eğer üç günden fazladır Beyrut’taysan, yerlilerin Le Chef’te öğle yemeklerini yedikten sonra, Mar Mikael’de sabahı gördüklerini bileceksin çoktan.
  5. Yürüyeceksin. Etrafta tanklar görünce ürkmeyeceksin ama, sessiz bir turist olarak yanlarından geçeceksin, kameranı kendine saklayıp kurşun delikleri arasında yeniden nefes almaya çalışan şehre hayran kalacaksın.
  6. Benim gibi getto aşıklarındansan biraz güneylere, Beyrut Art Center taraflarına kaçacaksın. İçindeki sergide iş yok diye söylenmeden, etrafındaki graffiti dolu duvarlarına bakacaksın.
  7. Vinyl dinleyenlerin ve bilenlerin barınağı, dünyanın her yerinden gelen 10000’den fazla plak arşivi bulunan Flipside’a uğrayacaksın. Müziğin iyisini bilene soracaksın.
  8. Tipik bir pazar kahvaltısı için Asdika2, en iyi espresso’yu içmek niyetiyle Osteria, hava güzelse La Posta’nın bahçesinden kitap okuma programlarına uyacak, gece Behind The Green Door’da canlı müzik dinledikten sonra Marroush’ta sabaha karşı yemeğine odaklanacaksın.
  9. Şu dört ana başlığı unutmayacaksın: Vals With Bashir, Incendies, Amin Maalouf, Khalil Gibran.
  10. Otel lazım olacak tabii. Gecesi 500 dolardan başlayan Albergo’da kalmayı beceremeyeceksin. Ya Müslümanlar’ın mahallesi Hamra’da 35 Rooms’u beğenecek, ya da Saifi Gardens’da dünyanın her yerinden gelen sanatçıların arasında yaşayacaksın. Sergiler açılacak odanın yanında. Şaşırmayacaksın.

Daha fazlası için www.hazalyilmaz.com