Jimbaran’ın dingin enerjisinden Ubud’un bereketli yeşilliklerine Bali yorgunluğu ve stresi geride bırakmak için mükemmel destinasyon
Arabayla toprak bir yolda ilerleyerek Kupu Kupu Jimbaran’a varıyoruz. Lobiye adımınızı attığınız andan itibaren grift oyma lambalarla birlikte duvarları süsleyen büyük tahta kuklalar ve geleneksel aksesuarlar insanı bir Endonezya rüyasının içine çekiyor. Öğleden sonra güneş biraz iniyor ve içerideki mistik atmosfer ruhu okşayan tatlı bir rüzgar gibi zihni dinlendiriyor.
İlk bakıma odaya bile yerleşmeden önce L’Occitane’in Bali’deki ikinci büyük merkezi olan Bamboo Spa’da giriyorum. Burası havaalanına en yakın üç spadan biri. Uzun koridor ve şık karşılama bölümü mekanı süsleyen lavanta resimleriyle biraz Provence’i andırıyor. Mekanın dekorasyonunda Fransız etkisi kendini hissettirse de bekleme alanının bambudan bir labirent gibi dizayn edilmiş olması imza niteliğindeki ünlü terapilerinin yerel kökleri hakında bir ipucu veriyor. Verbena bambu füzyon terapisi, Balili yerli halkın vücuttaki enerji akışını düzenlemede sihirli güçleri olduğuna inanılan bambularla yapılıyor. Terapinin füzyon elementlerinden biri de arkada çalan soundtrack, La Vie en Rose, yerel baharatlar ve flüt sesleri.
Kronik yorgunluk çeken ya da yerel bir terapi isteyen herkes için ideal eden bu terapi çeşitli uzunluktaki bambu çubukların çeşitli teknikler ve mine çiçeği de içeren bir karışımla vücudu ısıtmasıyla gerçekleştiriliyor. Eğer stresten ve ağrılardan kurtulmak için bir saat yeterli değilse, ayak banyosu, ölü deriyi atmak için narenciye ve bambu uygulaması ve mine çiçeği banyosunu içeren Verbena Bamboo Well-being Escape’i tercih edebilirsiniz. Bir bardak çay ve leziz bir macaronun ardından deneyimlenen bu özel bakım o kadar rahatlatıcı ki az evvelki uçuş uzak bir anı olarak kalıyor.
Sonrası için ise plan yapmaya fazla gerek yok çünkü Jimabaran Beach Clup var. Otelin buggylerinden birine atlayarak bir günbatımı içkisi için deniz kenarındaki fenerlerle süslü bu sakin restorana gidebilirsiniz. Mekânın spesiyali ise bolca istiridye, ahtapot ve chilli sosunda marine edilmiş yerel balıklar bulunan deniz ürünleri tabağı. Ayaklarınızın kumlara bastığı bir açık hava yemeği cennetteki ilk günün kapanışı için harika.
YEŞİLİN HEYECANI
Yumurta beyazından omlet, müslü, karpuz suyu ve kahveden oluşan ‘Sağlıklı Kahvaltı’ siparişi ederek güne dinç başlayıp Bali’deki spa maceramın ikinci durağına doğru yola çıkıyorum. Biraz sonra Kupu upu Barong’un (Endonezya dilinde Kelebeklerin Tanrısı anlamına geliyor) altın renkli tabelaları Ayung Nehri ve sulak pirinç tarlalarına bakan vahaya giden yolu gösteriyor.
Jimbaran’daki gizemli atmosferle kontrast oluşturacak bir şekilde Mango Tree Spa by L’Occiatane’a tıpkı ismini aldığı mango ağacı gibi sarı renk hakim.
Buranın spesiyal bakımının Journey to Mango olması hiç de sürpriz değil. Bu 120 dakikalık keyifli rahatlama yolculuğu ayak bakımı, kaslardaki gerginliği almak ve dolaşımı arttırmak için meyvelerden elde edilen bir esansın kullanıldığı bir saatlik bir masaj ve kişiye özel altmış dakikalık bir yüz bakımından oluşuyor. Kuru bir cilde sahip olanlar nemlendirme özelliği olan bitkilerden üretilen L’Occitane’s Angelica adlı ürünle harika sonuçlar alabilir.
Bu terapiyi unutulmaz yapan ise spanın kendisi. Merkezin sık yeşilliklerle dolu arazisinde yedi terabi odası bulunuyor. En özelleri ise mango ağaçlarının üzerine bambudan yapılmış ağaç evleri olan ‘Tree Spa’lar. 2009’da gelen bu konsept misafirler tarafından çok beğenilince üçüncüsü bu yıl eklenen bu özel spaların keyfini yaşamak için önceden rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Doğanın seslerini dinlemek her zaman keyifli fakat burada atmosfer bambaşka. Gerçekten dünyanın zirvesindee olduğunu hissettiğiniz bu ağaç evler bir dizi pirinç taraçasına bakıyor. Etraftaki binlerce canlının oluşturduğu benzersiz koronun sesleri kulağınıza gelirken esen rüzgarın burnunuza getirdiği ağaç ve çiçek kokuları bu terapiyi türünün tek örneği yapıyor.
MACERANIN TADI
Babi guling ve gado gadonun evi olan Endonezya’nın canlı mutfağı her zaman çok leziz. Bir ağacın tepesinde bulunan Taiming, yerel lezzetler için en iyi restoranlardan biri. Nai goreng ve tavuk satay eski ama harika yemekler. Zetsy Sambal ve fırınlanmış yumurtanın pirinçle enfes kombinasyonu da öyle. Bir adım ileriye giderek Bali yemeklerinin nasıl yapıldığını öğrenmek isteyenler içinse resort dersler veriyor.
Hepsinden öte buradaki lezzetleri wellness planınızdan sapmadan tatmanız için şef derste size hangi malzemeden ne kadar koymanız gerektiğini söylese de Bali yemeklerini düşük sodyum ve az yağlı diyetlere uygun yapmak için gerekli ipuçlarını da veriyor. Bali’nin geleneksel ve en temel karışımlarından biri olan baharatlı ezme le başlayan ders ezme edang mekuah, karides suyu, pepes ikan, ızgara balık ve sate lilit ve tavuş şiş ile devam ediyor.
Ayrıca lemongrass salsa ile nasıl tavuklu salata yapılacağını ve ağız sulandıran cihilli ve çilekli krepler yapmayı da öğrenebilirsiniz. Öğrenilen yemekler arasındaki en tatlı şımarıklık ise en sonda gelen dondurma. Bali mutfağındaki pek çok yemek hafif diyetlere uygun, protein ve sebze ağırlıklı. Diğer pek çok resortun yemek yapma derslerine göre buradaki dersler daha interaktif ve eğleceli. Şakır şakır yağmur yağarken vakit geçirmenin daha iyi bir yolu olamazdı. Havuz kenarından fazla uzaklaşmadan Bali mutfağıyla haşır neşir olup yağmuru dinlemek harika bir deneyim.
Yemek kursunun bir diğer hoş kısmı ise yaptığınız yemekleri hemen tadabileceğiniz bir şekilde dizayn edilmesi. Diğerleri gibi en sonuna kadar beklemek yerine her bir yemeği sıcak sıcak hemen denemek mümkün. Çılgınca girişilen doğrama, karıştırma ve çırpma işlemleri arasında lezzetli bir mola. Bir apron (şeflerin taktığı şapka) takma fırsatı ve size özel bir sertifikayla kursu tamamlamak da cabası. En sonunda ise size hediye edilen Malaya peştemâli sarong ise çok otantik.
VÜCUDUN SENİN TAPINAĞIN
Hiçbir şey doğal yaşam kadar insanı wellnessa motive edemez. Ayung Nehri boyunca yapılan bir sabah yürüyüşüyle etrafı çevreleyen yeşilliği keşfedin. Resortun Kedewatan’daki arazisinde başlayan yürüyüş yerel evler, tapınaklar, mezarlıkların arasından geçip rehberden Bali kültürünü öğrendiğiniz etnik yolculuğa dönüşüyor. Pirinç bataklıklarının etrafındaki muazzam yeşillik ve birbirleriyle oynayn çocuklardan heyecanlı rafting takımlarına, nehrin herkesi nasıl birleştirdiğini görmek ise bu yürüyüşün en keyifli kısmı.
Gezi, Endonezya mutfağında kullanılan sebze ve tropikal baharatlar hakkında pek çok şey öğrenebileceğiniz yerel çiftliklerde devam ediyor. İyi ayarlanmış tur temposu sayesinde palmiye ağaçları içinde biraz oturup pacethe kertenkeleleri, sincaplar ve ormanın diğer sahipleri hariç her şeyden izole olduğunuz anlar yaşamak da mümkün.
Bali’nin spiritüel merkezi olarak bilinen Ubud, Eat, Pray, Love isimli kitap (ve film) tarafından da konu edildi. Bir kadının yerel bir şifacıdan aldığı ilhamla gezisini kendini keşfedip dönüştürdüğü bir yolcuğa çevirdiği hikaye Gangsar Mağarası’na yapılan bir ziyaretle sonuçlanıyor. Filmde Julia Roberts’ın meditasyon yaptığı yer olan bu kutsal tapınak Hollywood çılgınlığına maruz kalsa da ambiyansı gerçekten eşsiz. Suyunun hastalıkları iyileştirdiğine inanılan şelale ve içerisindeki türbe insana inanılmaz bir huzur verirken buranın spiritüel bir iyileşmek merkezi olduğuna inananlar da hayli fazla.
Sabahları yoga sınıflarına katılmak da mümkün. Meditasyonla başlayan sabah, günün geri kalanı için farkındalık, huzur ve enerjiyi yükseltiyor. Kültüre biraz daha dokunmanız için sunulan Bali dansı dersleri ise hem bu zengin mirası keşfetme fırsatı hem de eğlenceli bir egzersiz.
Bali’nin sahip olduğu manzara çeşitliliği, ister deniz kenarı olsun isterse yağmur ormanı olsun günlük hayatın telaşlarından uzaklaşıp biraz huzura kavuşmayı kolaylaştırıyor. Hepsinden önemlisi ise eşsiz Bali misafirperverliği. Yerel halktan insanlarla sohbet etmek her zaman çok keyifli. Uzun seyahat planlarına vakti olmayanlar ya da esnek alternatifler arayanlar için en ideali ise buradaki inziva programları. Burada herkes zamanını kendine ayırıyor, farklı şeylerle tatmak istiyor ve bu isteklerin hepsi karşılanıyor.
