Koronavirüs ve Özel Okul Ücretleri

KORONAVİRÜS NEDENİ İLE; ÖZEL OKUL EĞİTİM – YEMEK – SERVİS ÜCRETLERİ NE OLACAK?

Çocuklarımızı en iyi okullara göndermek için gece gündüz çalışmıyor muyuz? Her yıl ortalama 60-70 bin lira ödüyoruz en iyi eğitimi almaları için. Temiz tuvaletler, açık- kapalı yüzme havuzları, resim -heykel atölyeleri, atçılık, binicilik, tenis, yüzme, izcilik, yazılım, iki dil, üç dil, fen laboratuvarı, dil laboratuvarı, tiyatro, müzik, dayanışma, paylaşma, birlikte çalışma ruhu, yarışma, özgüven, yardımseverlik, saygılı tutum, çevreci yaklaşım, entelektüel bir sosyal ortam, münazara ve ifade yeteneği…

Elbette unuttuklarım var, işte bunlar için göndermiyor muyuz çocuklarımızı bu okullara? Okullarımız da hemen hemen bunları vaat etmiyor mu bize? Yani okul ile aramızdaki sözleşmede; okullarımız bize yukarıda saydıklarımı vermeyi taahhüt ediyor, biz de ona ücretini ödemeyi, okul kurallarına uymayı, çocuğumuzun devamını sağlamayı. İşte bu sözleşmelere “karşılıklı borç yükleyen isimsiz sözleşmeler” deniyor.

Okullar ile yaptığımız anlaşma da hukuken karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerden biridir. Bu nedenle okul bizlere taahhüt ettiği eğitimi, taahhüt ettiği süre boyunca, taahhüt ettiği ücret ile vermek zorundadır. Bizler de okul kurallarına uymak, ücretini ödemek, ve asgari devam süresini tamamlamak zorundayız. Koronavirüs nedeni ile okullarımız 16 Mart 2020 tarihinden itibaren tatil edildi. Daha sonra da uzaktan eğitime geçildi. Şimdilik okulların durumu netlik kazanmamış olsa da Haziran ayına kadar uzaktan eğitim yapılacağı tahmin ediliyor. İkinci dönemin bu şekilde kapanması halinde ödediğimiz eğitim ücretleri, yemek ve servis giderleri ne olacak? Tüm velilerin aklında işte bu soru var.

Okullardan bazıları yemek ve servis ücretleri ile ilgili bilgilendirme yaparak ya ödemeyi durdurdular ya da bir sonraki seneden mahsup edileceği bilgisini verdiler. Hiçbirini yapmamış okullar için velilere belirtmek isteriz ki servis ve yemek hizmetini hiç almıyor olduğunuz için ödeme yapmışsanız iade talep edebilirsiniz. Ödeme yapmamış iseniz ödeme yapmayı durdurabilirsiniz. Hem Türk Borçlar Kanunu 136 ve 137. Maddeleri hem de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun size bu hakkı vermektedir. Ödenmiş olanların iadesi için ise bulunduğunuz il veya ilçe Tüketici Hakem Heyetlerine de başvuru yapabilirsiniz. Bu hem en ucuz hem de en hızlı yol olacaktır sizin için.

Okul eğitim ücretlerimiz için durumun ne olacağı biraz daha karışıktır. Bu konuyu kreşler, ilköğretim okulları, liseler ve üniversiteler olarak ayırmakta fayda var.

Aslında temel olarak değerlendireceğimiz konu şudur: Okulun başında okulun bana taahhüt ettiği şey nedir? Şimdi ne kadarını yapıyor? Taahhüdün tamamı gerçekleşiyorsa ücret iadesi talep edilemez elbette. Ama taahhüdün bir kısmı gerçekleşiyorsa, yerine getirilemeyen diğer kısım için eğitim ücretinden indirim istenebilir. Ne oranda? Gerçekleşmeme oranında. Konuyu açmak gerekirse;

Uzaktan eğitime geçmiş olan anaokulu ve kreşlerin verdikleri uzaktan eğitimin okulda verdikleri eğitimin yerini tutup tutmadığına bakılması gerekir. 3-4 yaşında bir çocuğun uzaktan eğitim alması ile okuldan eğitim alması aynı şeydir diyebilir miyiz. Hatta uzaktan eğitim alması mümkündür diyebilir miyiz? Elbette diyemeyiz. O zaman 0-6 yaş aralığı için uzaktan eğitimin de yararı olmadığı düşünüldüğünde bu dönem ücretin tamamının veya büyük kısmının iadesi gerekecektir.

Bana göre uzaktan eğitim saatinin günlük 8 saat olarak tamamlanması halinde dahi okul ücretlerinden iade yapılması gerekebilecektir. Borçlar Kanunu 136 ve 137. Maddelerde ifa imkansızlığı bu nedenle düzenlenmiş olup her sözleşmenin yeni şartlara göre uyarlanması bu nedenle mümkündür.

TBK dışında Tüketici Kanunu da hizmetin ayıplı ifa edilmesi halinde de tüketicinin ayıp oranında hizmet bedelinden indirim isteyebileceğini düzenlemiştir. Ayıplı hizmet Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’nun 13. maddesinde tanımlanmıştır.

“Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeni ile sözleşmeye aykırı hizmettir.”

Özel okullar ile veli arasındaki ilişki Tüketici Kanunu kapsamında yer alan bir hizmet ilişkisidir. TKHK m.3/d kapsamında okullar bir hizmet sunmaktadırlar. Verilen eğitim “hizmet”, hizmeti veren özel okul “sağlayıcı”, veli veya öğrenci de “tüketici” konumundadır. TKHK 3. Madde hepsinin tanımını yapmıştır. Bu kapsamda tartışmamız gereken konu verilen hizmetin ayıplı hizmet sayılıp sayılmayacağıdır.

Okulların uzaktan eğitime geçmesi ile öğrenciyi spor salonundan, yüzme havuzundan, fen laboratuvarından, taahhüt ettiği sosyalleşme ortamından yararlandıramadığı kesindir.Bu nedenle uzaktan taahhüt ettiği tüm ders saatlerini tamamlamış olsa da bir kısmını ifa edemediği açıktır. Bu durumdaki veliler, ister Borçlar Kanunu’ndaki kısmi ifa imkansızlığına dayanarak isterse de Tüketici Kanunu’ndaki “ayıplı ifaya”  dayanarak bir kısım ücret iadesi isteyebilecektir. TKHK m. 15 ayıplı ifa hallerinde tüketiciye seçimlik hak kullanma imkanı getirmiş olup bunlardan birisi de  ayıp oranında indirim talep etme imkanıdır. Ancak elbette  yaşanan olay bir mücbir sebep olup, ayıba okulun kusuru sebep olmamıştır. İşte burada mahkemelerin indirim oranını belirlerken “fedakarlığın denkleştirilmesi” ilkesinin de değerlendirebileceğini de düşünmek gerekir.  Okulların uzaktan eğitim vererek ettikleri tasarrufu göz önünde bulundurarak velilere belli bir oranda indirim önermeleri halinde konunun mahkemelere taşınmadan sulh yolu ile çözüme kavuşabileceğine de yürekten inanıyorum. Bunun olmaması halinde veli duruma göre Tüketici Hakem Heyetlerine, veya mahkemelere başvuru yapabilecektir.

Yaşadığımız günlerde karşımıza çıkacak zorlukları çözerken hepimizin birbirine doğru adım atması gerekecek. Sadece bizim haklı çıktığımız ve kazanmayı amaçladığımız günler değil bu günler, kaldı ki yaşadıklarımız aslında; “birimiz güvende değilsek hiçbirimiz değiliz “ demiyor mu?  Okullardan tüm paramızı alsak ve okullar batsa biz kazanmış olmayız. Okullar da ücretlerin tamamını aynı şekilde istese ve alsalar da kazanmış olmazlar. İşte bu nedenle  hukuktaki en sevdiğimiz terimlerden birinin sahneye çıkma zamanı. “fedakarlığın denkleştirilmesi” zamanı.

Sağlıcakla kalın.

Avukat Fatma Hoşgör Tekeşin