Dünyanın En Göz Alıcı Müzeleri

ontario kraliyet müzesi

Dünyanın En Göz Alıcı Müzeleri

Louvre Müzesi

Orijinal ismi Musée du Louvre olan müze Fransa’nın görkemli şehri Paris’te konumlanmaktadır. Şehrin batısında Sein Nehrine yakın olarak 60.600 metre kareden fazla alan kaplamasıyla şehir merkezi olarak adlandırılmaktadır.

Dünya çapında en ünlü ve en büyük müze olarak bilinen Louvre; 1973’lü yıllardan günümüze kadar ulaşmaktadır. İçerisinde yüzlerce sayıda Klasik ve modern sanatla ilgili şaheserlere ev sahipliği yapması ile diğerleri arasından büyük bir farkla sıyrılmaktadır. Müzedeki eserlerin çeşitliliği nedeniyle müze Sully, Richelieu ve Denon isminde 3 ayrı kanata ve 8 bölüme ayrılmaktadır. Her bölüm içerisinde farklı kültürlere medeniyetlere ait eserler bulunmaktadır. Bunların yanı sıra Louvre’da arkeolojik, mimari ve tarihsel sergilere de yer verilmektedir. Bölümler; Yakın doğu eserleri, Mısır eserleri, Yunan, Roma ve Etrüks medeniyeti eserleri; çizimler ve heykeller; dekoratif sanatlar, İslam Sanatı eserleri ve tablolar olarak sınıflandırılmıştır. Her birinin başında müzedeki eserlerin korunması amacıyla müze müdürüne bağlı olarak yetkili kişiler bulunmaktadır. Eserlerin çoğu camdan dolapların içerisinde sergilenmektedir.

 

Royal Ontario Müzesi

1912 yılında kurulan ve 1914’te halka açılan The Royal Ontario Museum (Ontario Kraliyet Müzesi), kuruluşundan beri Toronto Üniversitesi ile işbirliği içinde. Müze, 2007 yılında hayata geçirilen Michael Lee-Chin Crystal adlı 100.000 metrekarelik ek kanadı ile dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştı. Adeta yerden bir anda fışkırmış dev bir kristali andıran bu bina, 50 finalist arasından seçilen dünyaca ünlü mimar Daniel Libeskind’in bir tasarımı.

Koleksiyonunda dünya kültürü ve doğa tarihi konularını içeren, dinozor, meteor ve fosil parçalarının en önemli örneklerinin yanı sıra, Afrika sanatı, Avrupa ve Kanada tarihine ait parçalar bulunuyor. Kuzey Amerika’nın en büyük müzelerinden biri olan Ontario Kraliyet Müzesi, sene boyunca bir milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırlıyor.

 

d’Orsay Müzesi

Orsay Müzesi eski adıyla Gare d’Orsay, Victor Laloux tarafından tasarlanan ve Tuileries Bahçeleri’nin karşısında, Seine Nehrinin sol yakasında bir tren istasyonu ve oteli içeren bir alanda bulunmaktadır. 1900 yılında bina tren garı olarak tamamlandığında mimari özgünlüğü ile övünen bir dizayna sahipti. Özellikli içeride metal konstruksiyon kullanılması, yolcu asansörleri ve elektrikli raylarla döşeli olması farklı bir atmosfer oluşmasını sağlamıştı.

 

Oscar Niemeyer Müzesi

Modern mimarinin gelişiminde önemli rol oynayan yaratıcılardan ve kariyeri boyunca 600’ün üzerinde proje gerçekleştiren dünyaca ünlü mimar Oscar Niemeyer’in “en sevdiğim projem” dediği Oscar Niemeyer Müzesi görsel sanatlar ve mimarinin birlikteliğinin bir merkezi olarak adlandırılabilir. 35.000 metrekarelik bir alanı kaplayan bina, göğe doğru yükselen ve çiçek açan bir filiz gibi tasarlanmış.

2002 yılında açılan müzenin koleksiyonunda görsel sanatların yanı sıra, mimari ve tasarım eserlerine de odaklanıyor ve uluslararası düzeyde öneme sahip sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor.

 

Hermitage Müzesi

Dünyanın en büyük ve en eski müzelerinden biri olan müze, 1754 yılında Büyük Katerina tarafından kuruldu ve 1852’de halka açıldı. Dünyadaki en büyük resim koleksiyonunu da içermekte ve toplamda  üç milyondan fazla öğeyi barındırmaktadır. Müze, Saray boyunca, Rus imparatorlarının eski ikametgahı olan Kış Sarayı da dahil olmak üzere altı tarihi yapıdan oluşan büyük bir komplekse sahiptir. Bunların yanı sıra, Staraya Derevanya’daki Menshikov Sarayı, Porselen Müzesi, Depo Tesisi ve Genelkurmay Başkanlığı’nın doğu kanadı da müzenin bir parçasıdır. Müzenin yurtdışında birkaç sergi merkezi vardır. Temmuz 1992’den bu yana, müzenin yöneticisi Mikhail Piotrovsky olmuştur.

 

British Museum

İngiltere’nin göz bebeklerinden bir tanesi olan geçmiş zamanları günümüze getiren çeşitli sayılardaki objelerin, yapıtların ve tarihi kalıntıların sergilendiği özel bir müze olarak bilinmektedir. Roma Mısır ve Yunan kültürüne ait eserlerin bulunmasının yanı sıra İngiltere’nin en büyük müzesi olma ünvanına sahiptir. Günümüzde Great Russel Street adlı sokakta halka ve turistlere ücretsiz olarak hizmet vermektedir. British Müzesinde eser sayısının fazla olmasının yanı sıra daha rahat şekilde sergilenmesi ve korunmasını sağlanmak için zaman içerisinde çeşitli bölümlere ayrılmıştır.