YEMEK DEVRİMİ: İYİ, KÖTÜ, AÇ.

Healthy vegetarian meal

Kilo vermeye ya da biraz daha sağlıklı yemeye mi çalışıyorsunuz? Planlarınızı engelleyen beş yaygın gıda ile tanışın

Bazen ünlülerin de katıldığı (gıda endüstrisinin devleri tarafından finanse edilen) gösterişli reklam kampanyaları ve hatta hükûmetlerin çabaları bazı gıda ürünlerinin fırtına gibi esip trend olmalarını sağladı. Gıda devrimcileri ise hükûmet, medya ve bazen toplumun kendisinin aslında beslenme düzenimizde yer almasına ihtiyaç duymadığımız besinlerin tüketimini neden teşvik ettiklerini sorguluyor.

Sonuç; pek çok önde gelen sağlık uzmanı, beslenme alışkanlıklarımız konusunda deprem yaratacak bulgulara vardı, şeker, buğday gibi her gün tüketilen işlenmiş gıdaları günlük beslenme planımızdan çıkartmamız gerekiyor. Tavsiye edilen adımları atmak neden ve nasıl daha iyi hissetmenizi ve görünmenizi sağlayacak merak ediyorsanız makalenin devamı tam size göre.

TATLI ZEHİR

Şeker tüketimi modern beslenme alışkanlığımızda o kadar kökleşmiş durumda ki neden bu kadar yaygın olduğunu ve ters efektlerini sorgulamak aklımıza çok az geliyor. Örneğin, iyi niyet ifadesi olarak sevdiklerimize çikolata ve şeker hediye ediyoruz fakat işlenmiş şeker obezite, karaciğer yağlanması, kalp hastalıkları, yüksek kolestrol, diyabet ve diş çürümesine sebep olabiliyor. Uyuşturuculara benzer şekilde şeker, vücutta yüksek dozda dopamin salgılatarak beynin merkezindeki ödül alma hissini tetikliyor; beynin sizi bir bağımlı yapan bölümü. ‘Tatlı zehir’ de denilen şeker aynı zamanda beynin doygunluğa ulaşmadığını ve daha fazla yemek gerektiğini düşünmesini sağlıyor.

‘Yani bir dilimde duramıyor ikinciyi hatta üçüncüyü istiyoruz. Problem de işte tam burada, şekerin bağımlılık yapıcı etkisinde” diyor Melbourne’den dahili hastalıklar uzmanı Dr. Shami Barathan. “Belki otuz yıl önce, insanlar günde üç ya da dört tatlı kaşığı şeker tüketiyordu. Şimdi kırk kaşığın üzerinde. Bu devasa bir oran.” Konuyu hastalarına daha iyi anlatmak için bir kavonozu 40 tatlı kaşığı şekerle doldurmuş. Ayrıca şekerin beyni karmaşa içinde bıraktığı, sonunda uyuşuk, kaygılı ve mutsuz hissettirdiği de iyi bilinen bir gerçek.

Süpermarket rafları işlemiş gıdalar ve içinde şeker gizli mısır gevrekleri, ekmekler, meyve suları ve bunlar gibi sözde ‘sağlıklı besin’lerle dolu. Dr. Barathan, yediğimiz her şeyde ne kadar şeker olduğuna her zaman dikkat etmemiz gerektiğini ve şeker tüketimimizi mutlaka düşürmemiz gerektiğini söylüyor. “Bu bir bağımlılık halini alıyor, yavaşlatmak zor olsa da doğru rehberlik edilirse gelişme göstermek mümkün,” diyor. “Üstesinden gelmek için sizinle yemek pişirip yemek yiyecek, aynı bakış açısına sahip bir arkadaşa ihtiyacınız var.”

Mix nuts (almonds, hazelnuts, walnuts)

 BUĞDAY GÖBEĞİ

Azaltılması gereken bir diğer besin ise buğday. Beslenme kitapları arasında bir numaralı bestseller olan Buğday Göbeği: Buğdayı Bırakın, Kilo Verin ve Formunuzu Yeniden Elde Edin adlı kitabın yazarı Dr. William Davis “Burada hata payı yok. Buğdayı bırakmak herkes için faydalı bir şey ona benzer tahıllar olan çavdar, arpa, yulaf ve mısırı da,” diyor. Buğdayın içindeki proteinin insanı daha hantal yaptığını da ekliyor.

Ayrıca buğday içeriği ile karaciğerin midenin dolduğu hakkında beyni uyaran hormonu salgılamasını engelliyor. Finalde, buğdaya özgü bir karbonhidrat kan şekerini çay ya da kahveyle tükettiğimiz şekerden daha fazla yükseltiyor. Dahası, bu tahıllar demir, çinko, magnezyum ve kalsiyum gibi minerallerin emilimini engelleyeci etkilere de sahip. Midede B12 vitamininin emilimini sağlayan hücrelere de zarar veriyorlar.

“Buğday ve benzeri tahılları fındık, kök bitkiler, et, hindistancevizi yağı, zeytin yağı ve diğer sağlıklı gıdalarla değiştirin. Böyle yaparak yalnızca besinlerden daha yüksek fayda elde etmenin haricinde vitamin, mineral ve diğer besleyici öğeleri en verimli ve doğru halde vücuda almak mümkün.” Buğdayı beslenme alışkanlığından çıkarmak ayrıca yaygın sağlık sorunları olan reflü, bağırsak sendromları, eklem ağrıları, migren, egzema, ruh halindeki sık değişimler ve yorgunluğu da engelliyor.

Dr. Davis, “Buğday, bütün işlenmiş gıdalara ekleniyor,” diye uyarıyor. Ayrıca glutensiz ürünlere de dikkat edilmesini tavsiye ediyor. Pirinç unu, tapiyoka nişastası ve patates unu gibi ürünler içerdiği bileşenlerle kan şekerini buğdaydan daha fazla yükseltebiliyor. Bu yeni yaşam tarzında glutensiz beslenmenin de bir adamı ötesine geçerek tahılsız bir beslenme programıyla işlenmiş, endüstriyel glutensiz gıdalarda bulunan ‘çöp karbonhidratlar’dan da uzak durmak mümkün.

SÜT

Süte gerçekten ihtiyacımız var mı? Bugünlerde pek çok doktor ve biliminsanının bu soruya cevabı hayır. En önemli endişe ise süt ürünlerinden alınan aşırı kalsiyumun erkeklerde prostat kanseri ihtimalini yüzde otuz ile elli arasında arttırması. Ayrıca süt ürünlerinin kırıkları iyileştirmediği, osteoporozu önlemediği ve sporcularda daha iyi performans sağlamadığı da elde edilen yeni bulgular arasında. Ayrıca aşırı süt, kemik yoğunluğunun azalmasına, sinüslerin ağırlaşmasına ve bağırsak sendromlarına sebep olabiliyor.

Bir çalışmaya göre tüm dünyadaki insanların yüzde yetmişbeşi laktoza karşı duyarlı. 2016’da piyasaya çıkacak olan The New Milks adlı kitabın yazarı Dina Cheney de bunlardan biri. Kalsiyumu diğer kuruyemiş ve sebze gibi diğer kaynaklardan alabileceğiizi söylüyor. “Sütü bırakıp soya, fındık, çekirdek, hindistancevizi, baklagil tohumları gibi vegan ve süt ürünleri içermeyen beslenme tiplerine geçmek çok kolay,” diye tavsiye ediyor. “İnsanlar ihtiyaç duydukları besinleri koyu yeşil bitkiler, fındık, soya fasulyesi ve yağlı balıklar gibi diğer yiyeceklerden alabilir.”

TUZLU HESAP

Yaygın ve bütçeye uygun olmaları özellikle yaşamın hızlı aktığı şehirlerde işlenmiş gıdaların çok fazla tercih edilmelerine sebep oluyor. ‘İşlenmiş’ kelimesi bile insanı korkutsa da tüketiciler raf ömrü ve lezzeti arttırılmak için tuz, şeker ve diğer katkı maddelerini barındıran ürünleri almaktan kaçınmıyorlar. “Bazı yiyecekler değişik formlarda çok fazla şeker içeriyor ve pek çok insan bunun farkında değil,” diyor BetterThanDieting.com’un sahibi ve Read It Before You Eat It’in (Yemeden Önce Üzerini Oku) yazarı Bonnie Taub-Dix.

“Örneğin, yüsek fruktozlu mısır şurubu, organik şeker kamışı suyu ve daha bir çok farklı isimle tanımlanan şekerin yüzlerce hali,” diye ekliyor Taub-Dix. Ayrıca içindekiler listesi uzun yiyeceklerden kaçınmayı, listenin sade ve bilindik malzemelerden olduğu gıdaları tercih etmenin daha mantıklı olacağını söylüyor. Yoğun işlem görmüş gıdalar daha az besin değeri ve lif içerirken çok sayıda bilinmeyen kimyasal içeriyor. “Ayrıca ‘organik’ kelimesi de sizi aldatmasın. Organik şeker yine de şeker. Paketi açmadan önce arkasını çevirip yediğiniz şeyin nelerden meydana geldiğini öğrenin.”