YORK

Dünyanın en güzel şehirlerinde bile haftasonları şehrin en güzel yerleri manzarayı izlemeye gelenler ve turistlerle dolup taşar ve haftasonu da olsa telaş sürer. York ile ilgili en sevdiğim şey ise buradaki sakin yaşam. York, romantizmi rahatlamak ve yenilenmek için mükemmel fırsatlarla birleştiren bütünsel bir destinasyon.york9:00

Yorkshire Moors’un uçsuz bucaksız doğal güzelliğinde haftasonu kaçışım başlıyor. I head to one of the local stables to truly get back to nature. Tepeleri tırmanarak keşfederken rüzgar ve doğal hayatın seslerinin oluşturduğu müziği dinleyebilmek için at sırtında gezmek kesinlikle en iyi yol. Buradaki huzur ve dinginlik içsel bir rahatlama oluşturuyor. Kuzey’e sadece iki saatlik mesafede uzun zamandır soluduğum en temiz havayı içime çekiyorum ve evim Londra’dan milyonlarca kilometre uzaktaymış gibi hissediyorum.

11:00

Sabahki natürel dinginlikten sonra pek çok şehir insana boğucu gelebilir ama York zarif bir şehir. Eski parke taşlı sokaklarda yürürken tarihi binaları inceliyorum. Orta Çağ kültürünün insanı içine alan atmosferinde şehrin surlarında yürüyerek 800 yıllık York Minster’a, mutlaka görülecekler listemdeki bir durağa, gidiyorum. The Shambles York’un en güzel sokaklarından biri. Bu çok eski sokak high-end butikler ve şık dükkanlarla dolu. Ben ise zamanımı sayısız çay dükkanı arasında seçim yapmaya çalışarak geçiriyorum. Çay salonları buranın olmazsa olmazları ve en konforlusu Betty’s Tea Room adlı lüks işletme.york301:00

1919’da kurulan bu mobilya dükkanı, zarif bir art deco cafeye dönüşerek York’un sembollerinden biri olmuş. Geleneksel öğleden sonra çayı için üst kata çıkıyorum. Şık bir üniformanın içindeki garson, parıldayan, gümüş bir demlikteki çayımı İngiliz bir büyük annenin bile beğeneceği bir şekilde servis ediyor.

Buradaki çay, sandviç, pasta ve çörek seçenekleri muhteşem. Atmosferi tamamlayan şey ise piyanoda çalınan keyifli notalar oluyor. Daha sonra çok ilginç bir wellness tapınağından önce geleneksel bir İngiliz pubına giriyorum. İçerdeki antika ağırlıklı karakteristik Kuzey İngiltere havası çok iyi olsa da burada lüksten eser yok. The Grand Hotel & Spa ise bu şehirde lüksün simgelerinden. Bu beş yıldızlı sembol otel yıllara meydan okuyor. Gösterişli dekoru, misafirperver atmosferi ve rahat süitleri burayı bir haftasonu evi yapmak için yerinde sebepler. En önemli özelliğiyse yerin altında keşfedilmeyi bekliyor.

03:00

Eksi katlarda bulunan The Spa at  The Grand’ın özel tasarımlı terapi odaları detols, de-stres, rahatlama ve canlanma odaklı terapiler için cennet gibi bir atmosfer sağlıyor. Terapilerden sonra Nordic kuru sauna ve aromatik buhar odası için kendinize biraz zaman ayırmayı unutmayın.

07:00

Mükemmel final ise İngiliz klasiklerinin otelin ödüllü Hudson’s restoranında servis edildiği şefin masası tadımıyla geliyor. Yalnızca tabaklardaki lezzetler değil buradan görülen York manzaraları da nefes kesici.york409:00

Günü sonlandırmak için saat erken olduğundan çabuk bir gece içkisi için Whisky Lounge’a uğradım ve ardından Mısır işi keten çarşaflarla bezeli süitimde geceyi sonlandırdım.

Ben listedeki her şeyi deneyimleme fırsatı bulamamış olsam da York’ta bir haftasonu tavsiyeleri arasında The Grange’daki The Ivy restoranda akşam yemeği ve içki, The Grand Opera House’da bir şov ve St. Mary’s Abbey kalıntılarında Orta Çağ’ı keşfetmek de var.

Konaklama için ise lüks bir butik otel ve çiftlik evi olan Grays Court  Minster yakınlarındaki lokasyonuyla en önde gelen alternatif. Şehrin hemen dışındaki beş yıldızlı Middlethorpe Hotel & Spa da dinlenmek için ideal. Bu 17. yüzyıldan kalma at çiftliği 20 hektarlık bir yeşil alan içinde bulunuyor. Eğlenceli bir ziyaret olabilir.

Yapılacak bu kadar çok şey kalmışken York’a geri dönme isteğiyle ayrılıyorum. Burada ikonik İngiliz kültürünü hakkında keşfettiklerim, şehrin doğal ve tarihi cazibesi burayı bir haftasonu için mükemmel yapıyor.