İstanbul Aşığı Heykeltraş Gina Ginalı

Saint Petersburg’da doğup büyüyen ve genç yaşta heykel sanatıyla tanışan heykel ve resim sanatçısı GinaGinali tam bir İstanbul aşığı. Yetenekli sanatçı Ginali’yle İstanbul’u ve gelecekteki projelerini konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Saint Petersburg’da doğdum ve uzun yıllar orada yaşadım. İçimdeki sanat aşkını çok küçük yaşlarda keşfettim. Küçükken beni üzen bir olay olduğunda odama gider ve saatlerce odamın duvarlarına sevdiğim çizgi film karakterlerini çizerdim. El becerisi isteyen uğraşları sevdiğimi çocukluğumda keşfettim. Elbiseler dikiyor, renkli battaniyeler örüyor ve kilden kavanozlar yapıyordum.  İş hayatına genç yaşta başladım. Annemin restoranında ona yardım ederek iş yaşamına başladım ve hayatım çalışmakla geçti diyebilirim.

Resim ve heykele ilginiz ne zaman başladı?

Babamı kaybettiğimde annem yanıma gelip onun bir resmini çizmemi istedi. Yaşadığım ülkede ölen kişinin fotoğrafının duvara asıldığı bir gelenek vardır. Annem bu geleneği hiç sevmedi babamın portresini çizmemi o yüzden istedi sanırım. O resim en zorlandığım tek resim çalışmamdı belki de… Babamın portresini yaparken ellerim sürekli titredi ve gözyaşlarım hiç durmadı…

Heykellerinizde modernizmden etkilendiğinizi görüyoruz.

Heykellerimde farklı enstrümanlar deneyimlemeyi seviyorum. Mermer, polyester, bronz ve metal materyallerle modern çizgiler yakalamaya çalışıyorum.

Yer aldığınız karma sergiler ya da özel organizasyonlar neler?

En son sergilerimden biri Ekim 2020’de İsviçre’de gerçekleşti; Exhibitor Portraits Art International Zurich 2020

Modern sanatın klasik sanatla buluştuğu eserleriniz  yakın zamanda daha geniş kitlelere ulaşacak mı?

İlk başlarda prensip olarak işimi satmaya karşıydım. Çalışmalarımın bir bedeli olmamasını ve paha biçilmez olmasını istedim. Ama sonra aklıma çılgınca fikirler geldi ve bu fikirleri daha geniş kitlelere duyurmam gerektiğini düşündüm. Buşekilde gelecekte bazı çalışmalarımı paha biçilmez hale getirebileceğimi düşünüyorum

Seyahat etmeyi sever misiniz? Farklı kültürler ve yerler görmek sanatınıza ne katkı sağlıyor?

Yalnızca ülke değiştirerek farklı mimarilerle tanışabilirsiniz. Ülkeleri ulusal bayramlarında ziyaret etmeyi seviyorum. Örneğin Çin, Brezilya, İskoçya tatillerde tamamen farklıdır. Ulusal kostümleri, müziği ve gelenekleri görebilirsiniz ve tabii ki böylesine güçlü bir atmosfer hayal gücünüzü etkiler ve bu da iş için yeni fikirler üretmenize sebep olabilir.

Sizi en çok etkileyen ülke ya da şehir neresi?

Birçok ülke ve şehir gezmeme rağmen kesinlikle İstanbul demek istiyorum. Yolum İstanbul’la kesiştiğinde tam bir sanat eseriyle karşılaştığımı fark etmem uzun sürmedi.

Belirli dönemlerde İstanbul’da da yaşıyorsunuz. Sizin gözünüzden İstanbul nasıl bir şehir?

İstanbul’u sonbahar ve kış mevsimlerinde çok seviyorum, çok romantik bir şehre dönüşüyor… Özellikle yağmur ya da kar yağarsa.

 Dünyaca ünlü hangi sanat eserlerinden sizde hayranlık uyandıran örnek eserler var mı? 

Hindistan’da Taj Mahal. Bu yapı muhteşem mimarisi kadar hikayesiyle de beni en çok etkileyen yapıların başında geliyor.