Kendi Gibi Olmayan Kadınlara Tahammül Edemiyorum “Yılmaz Kunt”

2015 Best Model of Turkey birincisi Yılmaz Kunt’u, bu ay başlayan iddialı yaz dizilerinden birinde izleyeceksiniz. Henüz kendisi radarınıza girmediyse bile, çok yakında Türkiye’nin en yakışıklı adamları listesinde ismini sayacağımızın garantisini veririm. Malum Kenan (İmirzalıoğlu) olsun, Kıvanç(Tatlıtuğ) olsun, Çağatay (Ulusoy) olsun, abilerinin hepsi bu yarışmayla girdi hayatımıza… Bu ay sayfalarımız Yılmaz’ın pek güzel kareleri ile şenlenirken, anlattıklarıyla da kendisini buyrun daha yakından tanıyın…

Senin hikayeni senden dinleyelim.
Benim hayatımın dönüm noktası; üniversiteden kaçmak istediğim zamandı. Okula gitmeyi çok seven insan nadirdir diye düşünüyorum. Annemin üniversiteyi bitirmem yönündeki baskısı hala da devam ediyor. Normalde Ankara’da yaşıyorum ve bir aile dostumuzun düğünü için İstanbul’a geldiğimizde, ben de kendi içimde bir kaçış ararken, yolum menajerim Emrah ile kesişti. Bana sosyal medya üzerinden ulaşıp, birlikte çalışmak isteyip, istemeyeceğimi, yarışmaya katılıp, katılmayacağımı sordu. Önce es geçtim, sonra Emrah’a güvenince, annemi ikna etme aşamasını atlattım. Yarışmaya katıldım. Ve her şey başka bir yöne doğru akmaya başladı.

Geleneksel bir ailen mi var?
Geleneksel değil aslında ama bazı kuralları var. Özellikte annemin kafasında, yıkamayacağınız kuralları var. Bunlardan en önemlisi de okulumun bitmesi. Düzgün, düzenli bir yaşantım olmasını istediği için yarışmaya katılmam gibi bir duruma karşıydı. Annemin huyuna suyuna gittim. Böyle bir yarışma var, katıl dersen katılacağım, katılma dersen katılmayacağım dedim. Klasik mağdur çocuğu oynadım. O da benim ne kadar istekli olduğumu görünce, tamam dedi. Tabii okulumu bitirmem şartıyla… Kısacası, İstanbul’daki düğüne gelmem, hayatımın dönüm noktası oldu. Yarışmaya katılmamla başlayan süreçle, bambaşka bir hayatım oldu.

Hayalinde oyuncu olmak mı vardı?
Aslında dürüst olmam gerekirse, kafamda gerçekten ne oyunculuk ne modellik vardı. Benim için yarışma sadece bir kaçıştı, bende o kaçışı kullanmak istedim. Önceden ne oyunculuk eğitimim vardı nede modellik. Ama o an hoşuma gitti, podyuma çıktım,birincilik aldım.Yarışmadan çıktım 2 gün sonra oyunculuk teklifi geldi.

Okul sanırım bitmedi…
Yok dondurdum. Annem sağ olsun, günde 5 defa arar ve nasıl yapıyor bilmiyorum ama konuyu bir şekilde okulu bitirmeme bağlar. İnşallah bitireceğim. Aslında anneme hak veriyorum. Bir diploman olması toplumdaki yerin açısından önemli.

Garantici misin?
Genellikle evet. Önümü göremediğim yerde durup,bir bakarım. Hep çok disiplinli ve kuralları olan biri oldum. Mesela, yıllardır, sabah 07.00’da kalkar sporumu yaparım. İşe gidiyorsam bile, otobanda koşarım, konum atarım, beni yoldan alırlar. Bu garanticiliğimi oyunculuğa da yansıtmak istiyorum.

Yetenekli buluyorlar mı seni?
Onu bilemem. Kimine göre yetenekliyimdir, kimine göre değilimdir. Benim iyi yapabildiğim şey; karşımdaki kişiyi iyi dinleyip, onun istediğini verebilmem. Bu konuda algılarım çok açıktır.

Çapkın bir adam mısın?
Hiç değilim alakam yok. Hiç öyle yetiştirilmedim. Bir tane ablam var. İnsanın ablası olunca, dışarıdaki kadınlara da çok farklı gözle yaklaşıp, bakıyor.

Senin bir zamanlar kilolu olduğun doğru mu?
Evet ya… O zaman lise 1’de bir kız arkadaşım vardı, 3 sene falan çıktık,sonra ayrıldık. Sonra kendime baktım, düşündüm, sen ne yaptın kendine dedim. Yarışmaya katılmadan önce de 10 kilo verdim. Podyuma çıktığımda 80 kiloydum, boyum 1.90. Sonrasında da kilo al demeye başladılar. Şimdi 85 iloyum.

Yarışmada kazanacağını biliyor muydun?
Gerçekten bilmiyordum. İsmim ilk okunduğunda çıkmadım. O an kafam orada değildi. Herkesin şansı var ve herkes bir şey bekliyor. İkinci defa söylendiğinde içimden, evet o benim dedim. Ertesi günde bir idrak edemedim. İstanbul’a dönünce anladım. Ben birinci olunca, annemde ağlamış ama yine araya okulu sıkıştırdı, ben de tamam bitireceğim dedim. Annemin elinin hala benim üstümde olmasına çok mutluyum. Ailemden kopuk bir hayat yaşamıyorum.

Aile kurmayı düşüyor musun?
Düşünüyorum ama şuan için değil.

Bir kadında ne ararsın?
Benim için önemli olan gerçekten zeka. Ondan bir şey öğrenmem lazım bana bir şey katması gerekiyor karşılıklı yani.

Bir kadında neye tahammül edemezsin?
Kendi gibi olmayan kadınlara tahammül edemem.

Şuanda yaşın çok genç ve ayağının yerden kesildiği bir dönemdesin, senin hayatın ile ilgili açılmasını istediğin bir kapı var mı?
Ben hangi işi yaparsam yapayım, yaptığım işte en iyi olma hırsım var.

Gündelik hayatını nasıl geçiriyorsun?
Sakin. Oturuyorum, kitabımı okuyorum, müziğimi dinliyorum. Hiçbir zaman gece hayatını seven biri olmadım. Gündüzleri daha çok seviyorum. Günümü değerlendirmeyi seviyorum. Yeni yeni at binmeye başladım.

Sen de bir romantik – komedi adamı tipi var…
Evet, romantik bir tipim var. Benim tipolojimde olan, benim yarışmamdan çıkmış insanlarda böyle bir durum var. Bunu kırabilir miyiz? Kırarsak ne mutlu bize. Bende bunu yapmayı çok istiyorum. Kim kendine ne katıyor ve geliştiriyor önemli olan bu… Yerinde sayan, bu kulvardan göçüp gidiyor. Kendime ne katarım, ne kadar daha ileriye gidebilirim, bunlar çok önemli.

Sosyal medya ile aran nasıl?
Ne yazık ki çok yok, çok kopuğum.

Fanların var mı?
Var, aramız çok iyi. Onlar olmazsa biz olmayabilirdik. Bizim işimizin bir parçası. Ona göre hareket edilen diziler var. Fan demek karşılıksız sevgi demek aslında.

Haziran ayında yayına girecek olan dizin var, biraz ondanda bahsedelim mi?
Şuanda ben bu işe yoğunlaştım. Çağlar Ertuğrul, Burcu Özberk, Altan Erkekli gibi isimlerle çalışacağız.Diğer çalışan arkadaşlarda hepsi çok iyi insanlar, birçoğuyla yeni tanıştım. İnsan olarak hepsi çok iyiler.Okuma provaları yaparken çok eğlendik. Ondan dolayıda biran önce sete çıkmak için heyecanlıyım. Ben kendimi nadasa çekmiştim. 2 proje yaptıktan sonra kendimi dinlemem gerekiyordu. Ara verdikten sonra ister istemez biraz heyecan oluyor. Hırsda var olduğu için bende kıpır kıpırım.

Son olarak bir Ankaralı’nın gözünden İstanbul nasıl bir yer onu soralım…
İstanbul kimine göre iyi kimine göre kötü. Burada orta sınıf diye bir şey kalmamış. Ya çok iyisin ya çok aşağıda. Ankara’da böyle bir şey yok. Memur şehri gerçekten… İstanbul şükürler olsun ki bana iyi davrandı. Ailemin hep arkamda olabilecek güçte olması benim en büyük avantajım tabii. İstanbul beni sadece yalnızlık bakımından zorladı. Burada kolay kolay kimseye dostum deyip arkanı dönemiyorsun. Yurtdışından İstanbul’a ilk defa gelecek bir misafirim olsa; Kaosa hazırlıklı ol derdim.