Soyadım Benim En Büyük Sorumluluğum

doğukan manço

Doğukan Manço, soy isminden dolayı uzun süredir hayatımızda… Geçtiğimiz sezon katılmış olduğu Survivor yarışmasında verdiği mücadele ile finale kadar geldi. Hayatını DJ’lik yaparak kazanıyor, aynı zamanda bir otomobil yarışçısı. Son zamanlarda da soyadının getirdiği şöhretten bağımsız Doğukan Manço olarak merak ediliyor.

Konseptimiz Survivor adasından yeni gelmiş biri için hayli uygun diye düşündük. Adada açlık ile mücadele eden Doğukan’ı, tam donanımlı mutfağımıza soktuk ve bizim için sevdiği yemekleri yapmasını istedik. Doğukan hem keyifle yemek yaptı hem de aslında Doğukan Manço kimdir ve ne yapmak istiyor bir bir anlattı.

Hayatta en çok neyin sorumluluğunu hissediyorsun?

Kendimi doğru ifade edememekten korkuyorum. Üzerimde bunun bir sorumluluğu var. Çünkü soyadım benim en büyük sorumluluğum. Çok özel bir insanın oğluyum, benden ister istemez beklentiler olabiliyor. Dolayısıyla yanlış anlaşılma, layık olamama korkusu yaşıyorum. Bu durum da bir sorumluluk oluşturuyor.

Bu durumda soyadını iyi temsil edemediğini düşündüğün bir an gelse, her şeyi bırakıp çekiliyorum diyebilir misin?

Hayır. Önce en iyi şekilde yapmak için yöntemler ararım. Doğru yolu bulana kadar pes etmem. Ama beceremiyorsam da yapabildiğim işi yapmayı tercih ederim, yolumu değiştiririm.

Barış Manço’ nun oğlu olmak göründüğü gibi bir şans mı yoksa aslında bir noktasından şanssızlık mı?

İlk bakışta herkese çok büyük bir şans gibi gözüküyor. Biraz beni incelemeye başladıkları zaman, biraz olayın derinliklerine indikleri zaman ne kadar zor olduğunu görebiliyorlar. Ben de isterdim ki herkes gibi normal, çekirdek bir ailem olsun. Ailenin en önemli ferdinin uzak yaşadığı bir ortamda büyüdüm. O yanımızdan ayrıldıktan sonra üzerimize düşen sorumluluklar katlanarak arttı. Çok şükrediyorum. Kafayı sıyırmadığımıza şükrediyorum. Sıyırmamak için bayağı bir uğraştık, Batıkan da ben de. Bu sebepten dolayı uzun bir süre yurtdışında yaşadık. Kendimizi toparladığımıza inandığımızda geri döndük.

Sanki Manço soyadını biraz daha sen sırtına almış yürüyorsun gibi…

Biraz öyle. Babayı yaşatmak bizim misyonumuz olduğu için 14 senedir canla başla çalışıyoruz. Dernek kurduk, şirket kurduk, anma etkinlikleri düzenliyoruz… Bunları beraber hareket ettiriyoruz. Yapıyoruz da yapıyoruz. 14 senedir yapıyoruz. Barış Manço, Türkiye tarihi için çok önemli bir değer. Tamam benim babam ama beni aşıyor. Tarih kitaplarına geçmiş, binlerce belki milyonlarca çocuğun hayatında etkisi olmuş bir değer. Burada sorumluk herkese düşüyor.

İnsanların konuştukları kadar Barış Manço ismini yaşatmak için çaba sarf ettiklerini düşünüyor musun?

İnsanlar Barış Manço’ yu gerçekten çok seviyor. Herkes müziğini duyduğu zaman hüzünleniyor. Herkesin duyguları ön plana çıkmaya başlıyor ama biz ailecek bazı şeyler için çok çabalıyoruz. Yani bazı değerleri yaşatmak için canla başla savaşıyoruz. Ben reddi miras yapabilirdim ve yapmadım. Varımızı yoğumuzu kaybettik ama yine de bir müze oluşmasını sağladık. Şu an Barış Manço bir müzede genç nesillerle olmaya devam ediyor. Konserler devam ediyor, anma etkinlikleri devam ediyor. Biz bunlar için emek harcıyoruz, biz bunlar için para harcıyoruz, biz bunlar için enerji harcıyoruz ve yaptığımızdan da keyif alıyoruz, gurur duyuyoruz fakat ne kadar çok destek olursa milli bir değere daha fazla sahip çıkmış olacağız.

Neden DJ’ lik yapıyorsun?

Bu benim hayatım.

Gerçekten yapmak istediğin şey bu muydu?

Ben çocukken bunu yapmak istiyordum. Hayaldi, kaldı. Makine mühendisliği okurum diye düşündüm. Sonra içimdeki çocuk hala DJ’ lik yapmak istediğini söyleyince bu işi amatörlükten profesyonelliğe çevirdim. Ama dediğim gibi ne yapmak istiyorsam onu yapacağım. Ben bunu yapmak istiyorum ve yapacağım.

Para kazanabiliyor musun?

Şu anda hayatımı bu işten geçindiriyorum. Çok inanılmaz paralar kazanmıyorum ama bu işten keyif alıyorum. İşin hala başında olduğumu düşünüyorum. Profesyonel DJ’ liğe geçeli iki sene oldu. İşimden keyif almaya çalışıyorum, bunu sürdürmek istiyorum. Tabii para olarak daha tatminkar olabilir.

Bir single çalışman var bildiğim kadarıyla…

Single hiç para kazandırmadı. Sadece bir nabız yoklamasıydı. İnsanlar, benim yaptığım müzikten hoşlanır mı hoşlanmaz mı onu görmek istedim. Aslında para bile kaybettirdi. Ama bunu yine de deneyip görmek istiyordum. Denedim, gördüm. İlk deneyimimdi. İnsanlar keyif aldı ama sıra dışı bir iş değildi. Bundan sonrasına bakıyorum.

Yakın zamanda neler yapmak istiyorsun?

Kısmetse ekim ayına kadar yeni bir single çıkarıp önümüzdeki nisan – mayıs gibi bir albüm projesine girmeyi düşünüyorum. Prodüktör olmak istiyorum. Prodüksiyona yeni başladım. Kabiliyetimin, deneyimimin, tecrübelerimin ve zevkimin beni nereye götüreceğini de zaman içerisinde göreceğiz.

Acun Ilıcalı’ nın sihirli değneği sana da dokundu mu?

Ben Survivor’ daki 17 yarışmacıdan bir tanesiyim. Bunu zamanla göreceğiz. Ben öyle bir şey hissetmedim.

Acun Ilıcalı’nın bir sihirli değnek gerçeği var ama değil mi?

Öyle bir gerçek olup olmadığını bilmiyorum. Ben Acun Ilıcalı’yı tanıdım. Kişi olarak da çok sevdim. Tabi ki bana bir Survivor kapısı açtı ve kendimi ifade etme imkanı sağladı. İnsanlar beni tanıdılar ve Barış Manço’ nun oğlu Doğukan Manço’ dan ziyade Doğukan Manço aynı zamanda Barış Manço’ nun da oğlu yönünde algı değişikliği oldu. O açıdan evet, bana çok yardımcı olduğunu söyleyebiliriz. Kendisine çok teşekkür ediyorum.

Survivor sonrası teklifler alıyor musun?

Sunuculuk ve DJ’lik üzerine teklifler var. Beni en çok heyecanlandıranlardan biri ise otomobil gösterilerine çağırılıyor olmam. Ben aynı zamanda bir otomobil yarışçısıyım. Çok keyif alarak yapıyorum. Bu yönümün keşfedilmesini çok istiyordum, biraz ortaya çıkmış olması keyiflendiriyor. Bazı konularda yavaş yavaş önmün açıldığını hissediyorum.

Bu aralar en çok neyi hayal ediyorsun?

Benim tutkunu olduğum iki iş var zaten. Biri otomobil sporları, biri de DJ’ lik. İkisinde de en üst seviyelere ulaşmak istiyorum. Bir de bana hitap edeceğini düşündüğüm iyi bir markanın yüzü olmak istiyorum. Yansıtabileceğim bir markanın yüzü olmak istiyorum veya bu markanın benim yarışlarıma sponsor olmasını istiyorum ki yurtdışına açılabileyim ve yurtdışında bir podyumda Türk bayrağını sallandırarak en büyük hayallerimden birini gerçekleştirebileyim. Müzik alanında başarı elde etmek istiyorum. Kendimi geliştirme safhasındayım. Bunlar adım adım olacak ve bunların hiçbirinin bir seferde olmasını istemiyorum. Çünkü ben her şeyi kazıyarak emekle elde eden bir insan oldum. Bunu da bu şekilde devam ettireceğim ve o yolda da ilerliyorum.

Adada seni en çok ne zorladı?

Galiba en çok oyun stresleri zorladı. Kriz yönetimi iyi olan ama stres yönetimi çok iyi olmayan biriyim. Oyunlarda bu törpülendi.

Adada izole bir hayat yaşamak sana ne kattı?

Batıl inançları olan biriyim. Çoğundan kurtuldum diyebilirim.

Adada olup biten her şey açlık – tokluk ekseninde gelişiyordu değil mi?

Evet her şey açlık – tokluk durumuna dayalı gelişiyor. Çünkü sizin aldığınız besin, sizin vücudunuzdaki hormonları dengeliyor. En çok eğlendiğimiz anlar; başarı elde ettiğimiz ve karnımızın tok olduğu anlardı. Yani zaten Maslow Piramidi’ne bakarsanız ilk sırada; beslenme ve barınma vardır. İnsanın en temel ihtiyacı budur.

İstanbul’u seviyor musun?

İstanbul’u çok seviyorum ama yaşam şartlarını hiç sevmiyorum.

İstanbul’da en çok nerelerde vakit geçirmeyi seviyorsun?

Daha çok Anadolu yakasını seviyorum. Anadolu Yakası, Avrupa Yakası’na göre biraz daha az dokunulmuş. Anadolu Yakası’nda sahil kıyılarını çok seviyorum. Bir kafeye, restorana gideceksem de oraları tercih ediyorum. Özellikle Moda’da vakit geçirmeyi seviyorum. Bir de spor yapabileceğim alanları çok seviyorum.

Çekim sırasında fark ettik ki mutfakla ilgilisin. Evde yemek yapar mısın?

Evde mutfağa girmeye çok vaktim olmuyor. Keyifle bir şeyler hazırlayamadıktan sonra da mutfağa girmeyi tercih etmiyorum. Amerika’da yaşadığım beş sene içerisinde garsonluk yaptım. O dönemde kimi zaman aşçı hastalandı, onun yerine geçtim. Salatayı hazırladım, yemeği pişirdim ve yemek yapmasını öğrendim. Babam genelde yemeğe yetişemezdi ve arta kalan yemekleri kendi soslarını katarak farklı bir yemeğe dönüştürürdü. Mutfaktaki becerimi bir parça babamdan aldığımı düşünüyorum.