STENSİLLESEK DE Mİ SAKLASAK? “DÜNYA ATAY”

Stensil ve Grafiti geçmişte suç çetelerinin kendi bölgelerini – bir nevii – işaretleme şekli olarak ortaya çıkmış olsa da daha sonraki süreçlerde kendini ‘sokak sanatı’ şimdilerde ise çok iyi fiyatlara alıcısı çıkan modern zamanın sanatı olarak kabul görüyor. Bir tarafıyla ‘mainstream’ sanat kuralları ve pazarlanmasına karşı durur tavrı nedeniyle nereye koyulacağı tam bilinememesi işi biraz muğlaklaştırsa da bir “karşıduruş temsili” olarak başlayan bir şeyin şu anda yüz binlerce dolar alıcı bulması da işin handikabı.

Türkiye’de grafiti, stensil ve diğer sokak sanatı örneklerinin en fazla toplandığı yerin İstanbul olduğunu söylemek pek de yanıltıcı olmaz, her ne kadar henüz ünlü İngiliz Stensil sanatçısı Banksy ya da Black le Rat kadar dünya çapında sesleri duyulmuş bir sanatçı çıkaramasak da özellikle Beyoğlu, Galata, Kadıköy civarında gerçekten göz alıcı eserler bulmak mümkün. Tünel’den başlayıp Karaköy’e kadar her yerde sizi takip eden yumruk ve gözler bir şehir efsanesine göre tiner koklayan çocukların temsili; o yumruk da aslında onların tiner torbasını tutan elleri. On numara kübistler, mast göneller, Osman gibi figürler de İstanbul Stensil sosyetesinin en bilindik simalarından bazıları.
Kimilerine göre görüntü kirliği, kimilerine göreyse post modern kent sokağının rengi. Yapılan işlerin kalitesiyle doğru orantılı olarak ikinci gruba dahil olmamak işten bile değil.

Günümüzde herhangi bir şeyin neye göre sanat eseri olarak kabul gördüğü sürekli tartışılan ve aynı zamanda birçok farklı etkene göre değişen bir konu. Örneğin dönemi gereği 1600 yılında birkaç kişinin bir Caravaggio tablosu önünde durup bunun bir sanat eseri olup olmadığını tartıştığını sanmam fakat şu an Grafiti’nin de sanat sayılabileceği fikrini akıllara ilk sokan sanatçı olan Jean Michel Basquiat’ın 80’lerin başında işinin hiç de o kadar kolay olmadığı kesin. Ki şu an müteveffa Basquiat’ın eserlerinin dünyanın en iyi sanat galerilerinde sergilendiği ve çok uçuk rakamlara el değiştirdiğini bilmek de suratlarda acı bir gülümseme vesilesi.

Kısacası neye ve kime göre sanat o tartışılır fakat en yeteneksiz insana bile bir şey yaratma şansı verdiği için değerleri çok büyük. Benim gibi çöp adam bile çizemeyen birine bile hayal ettiğim herhangi bir şeyi sadece karton ve sprey boya yardımıyla duvarlara iliştirtebiliyorsa eğer; nee Basquiat 200.000 dolar mıı? Ne yapalım , aldım gitti diyor, İstanbul sokakları ne alemde onu öğrenmek için Dünya Atay’a soruyorum;

Ne zamandan beri çizim yapıyorsun?

Kendimi bildim bileli gibi bir klişeyle cevap vermek istemezdim ama mecburen; kendimi bildim bileli.

Her çizim her yere yapılabilir mi?

Teknik gereklilikler sağlandığı sürece, kesinlikle evet.

[metaslider id=4488]

Malzeme olarak ne kullanıyorsun? Boya dışında farklı malzemeler de kullanıyor musun?

Marker kullanmayı çok seviyorum.

Etkilendiğin birileri var mı? Varsa kimler?

Blublu. Ayrıca şu aralar Andy Dixon’dan çok etkileniyorum.

Çizimlerin bir hikayeye mi bağlı yoksa o an spontane mi gelişiyor?

Genellikle spontane; fakat bir proje için üretiyorsam öncesinde hikayeyi kurguluyorum.

Çizim yapmak için en sevdiğin mekânlar nereleri?

Metal barındıran herhangi bir mekân.

Stensil, grafiti, çizim yapmak hala yasa dışı mı?

Bildiğim kadarıyla evet.

Bu konuyla ilgili olarak başın hiç belaya girdi mi? Eğer girdiyse ne oldu?

Hayır, hiç başım belaya girmedi, bir kaç kez kovalandım o kadar.

Bu konuyu destekleyen kuruluşlar var mı? Varsa ne gibi şeyler yapılıyor?

Günümüzde streetart adıyla anılan bu konu, pek çok kuruluşun dikkatini çekiyor. Dolayısıyla “yenilikçi” kuruluş sahipleri, sanatçılar ile işbirliği içerisinde. Fakat burada da başka bir soru çıkıyor karşımıza, legal ve para karşılığında yapıldığında “streetart”ın nasıl bir değeri oluyor?

Sence stensil, grafiti, vs bir sanat dalı mıdır?

Evet, hem de birçok yapay sanat dalından çok daha fazla bu etiketi hak ediyor.

Hiç reklâm için ya da para karşılığı çizim yaptın mı? Eğer yaptıysan bunun işin özüyle çatıştığını düşünüyor musun?

Evet yaptım, yaşamımı sürdürebilmek için para karşılığı her hangi bir şekilde çalışmak zorunda olduğum için. Para, sanatı bozuyor. Bir çizimin değeri nasıl ölçülebilir ki?

Sence Türkiye’de bu işin daha çok yaygınlaşması için ne yapılması gerekiyor?

Binlerce saçma sapan olay dönerken kimse duvarları boyayanlara karışmasın…