Mühürlü Zarf’taki Hayatlar

Pürlen Kıyat Karakuş’un yeni kitabı Mühürlü Zarf İnkılâp Kitabevi’nden çıktı. Roman üç kuşağın yaşamının izinden acıları, umutları ve aşkları anlatıyor…

Pürlen Kıyat Karakuş,  paralel kurgu tekniğiyle yazdığı romanda yarattığı kahramanları yakın tarihimizin gerçekleri içine ustaca serpiştirip, üç toplumun yollarını şaşırtıcı bir kurguyla birleştirirken, acıları, umutları ve aşkları da tarihle harmanlıyor… Üç kuşağın yaşamının aktarıldığı roman günümüz dünyasına da ayna tutuyor.

1963 yılının 20 Aralık günü Kıbrıs’ta polisin açtığı ateşle iki genç hayatını kaybeder ve o tarihten itibaren Kıbrıs, tarihinin en belirsiz günlerini yaşamaya başlar. Yüzlerce köy saldırıya uğrayıp yüzlerce insan yaşamını yitirir. Oysa adada yüzyıllardır birlikte yaşayan Rumlar ve Türkler arasında kurulmuş dostluklar, yaşanmış ve yaşanmakta olan aşklar vardır.

Tarih 24 Aralık’ı gösterdiğinde silah sesleri bu kez Binbaşı Nihat İlhan’ın evinden geliyordur. Anne Mürüvet İlhan kendisini ve çocukları Murat, Kutsi ve Hakan’ı kurşunlara hedef olmaktan kurtaramaz. Böylece kanla anılan tarihlere Noel’de eklenmiştir artık: Kanlı Noel.

Türkiye Kıbrıs’a harekâta karar verdiğinde tarih bu kez 20 Temmuz 1974’tür. Bu harekâtta uçağı düşen Kartal Tan’ın yitirdiği hafızası bugün için yitirilen tarihsel ve toplumsal bir hafızadır aynı zamanda. Oysa harekâttan hemen önce savaş pilotu Kartal Tan’a Türk Silahlı Kuvvetlerince teslim edilen mühürlü zarf, tüm sır perdesini aralayacak nitelikte olsa da Yorgo Rouvas tarafından yıllarca gizlenir…

Ana kahraman Yıldız’ın anneannesi Firdevs Toygun’un oğullarını kaybettiğinde ruhunu hastane odasında terk ediş hali, şimdi kızı Hüma’nın eşini kaybetmesiyle tekerrür eder. Baba Cemal Toygun bu yaşananları kaderin bir cilvesi olarak algılamasa da kızının yaşadıklarını torununun da yaşamasına çareler arar. Ancak sanki karısının başlattığı hata, bir kara büyü gibi kızına aktarılmıştır.

Bugünden geçmişe açılan pencereden hem dönemin olaylarını hem de üç kuşağın yaşamını aktaran bir roman örgüsüyle karşılaşacaksınız. Hüma Tan ve kızı Yıldız’ın astral bedende geleceğe yaptıkları yolculukları da içine alan bu örgüde üç kuşağın aşklarını, acılarını, umutlarını okuyacaksınız…

Pürlen Kıyat Karakuş 

1969 İzmir doğumlu yazar üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde tamamladı. Mezun olduktan sonra uzun yıllar uluslararası dış ticaret ile uğraşan firmalarla çalıştı. Yazar, iş deneyimi süresince 30’dan fazla ülke, bir o kadar da şehirde bulundu. Bu durum onun yaşamını şu cümlelerle dile getirmesine neden oldu:

“Bir beyaz bir siyahiydi tenim. Bir tekti bir hepti dinim. Çok dil işitip azını kullandım. Bedenimdi asıl dilim. Kimi zaman kazandım kimi zaman kaybettim. Kâh alkışlandım kâh yerildim. Sonunda tek bir şey anahtarım oldu. Hayat gerçek eşitliği hepimize tek bir yaşam sunarak vermişti. Ben de bu tek yaşamda seçimimi, her ne olursa olsun gülümseyip devam etmekten yana kullandım.”

Yazar, 13 yıllık yurtdışı bağlantılı iş serüveni sona erince eşiyle birlikte yatırım danışmanlığı firması kurdu ve uzun yıllar bu işle uğraştı. Çocuk Kalp Vakfı gönüllüsü olan yazar, oğlu ve eşi ile birlikte yaşadıklarından yola çıkarak kalp hastalıklarıyla savaşan diğer ailelerin gerçek yaşam hikâyelerini bir kitapta topladı ve böylece yazma eylemine başladı.

2013 Ocak ayında raflarda yerini alan, Benim Küçük Kalbim adlı kitabın ardından ilk romanı Kırmızı Gece’yi kaleme aldı. 2016 yılında çıkan bu roman,  insanoğlunun varoluşuna dair pek çok alana temas ediyor. Yazar roman karakterlerini canlandırırken insan psikolojisine dair pek çok analizi; ayakları yere basan bir bilgiyle sunarak karşıt anlayışları bir arada barındırıyor. Kurduğu stratejik yapıda ve örgüde kahramanlarını sağlam ve kanlı canlı tutmayı başararan yazar, kadın erkek birlikteliğinin çok önemli bir konusunu okura heyecanla taşıyor. Yazarın bilgi veren ama aynı zamanda muzip ve feminen üslubu, Kırmızı Gece’nin kısa sürede geniş okur kitlesine ulaşmasını sağladı. Kahramanlar Sadece Masallarda Olmaz adlı eseri, Benim Küçük Kalbim adlı denemesinin genişletilmiş haliyle 2017’de okur ile tekrar buluştu.

Yazar, eşi Sönmez Karakuş, oğlu Doruk Karakuş ve kedisi Kali’yle birlikte İstanbul-Kemer arasında bir yaşam sürmektedir.

Arka kapak;

Kartal Tan pilot olmanın heyecanına Hüma Toygun ile yaşadığı aşkın coşkusunu da eklemiş, dünyaya gelen kızına gökyüzüne olan sevgisini çağrıştıran Yıldız adını koymuştu. Hüma Tan ve kızı Yıldız, 21 Temmuz’da dünyaya gelen Kartal Tan’ın doğum günü için hazırlık yaparken Ankara’da 20 Temmuz’da gerçekleşecek harekâtın son hazırlıkları yapılıyordu. Hüma Tan’ın operasyondan habersiz uykusuz geçirdiği geceye Yıldız’ın rüyasından feveranla uyanması huzursuzluğu eklenmişti. Henüz gün doğmamış, şafak karanlığı hükmünü sürüyordu.

Kızı Yıldız’ı sakinleştirip uyuttuktan sonra usulca kalkarak mutfağa giden Hüma Tan için o gece karar gecesiydi. Hayatında en çok sevdiği kişiye dair verdiği kararlar. Az önce Yıldız’ın, “Anne, babamın uçağı düştü. Aşırı rüzgâr, her yandan yağan mermiler vardı,” diye haykırışı sabaha kadar kulaklarında çınlamıştı. Oysa kızı sabah uyandığında hiç olmadığı kadar mutlu olmalıydı. Öyle ya, babasının doğum günüydü. Ev süslenecek, pasta yapılacak, hediye almak için alışverişe çıkılacaktı.

Az sonra koridordan gelen ayak seslerini duydu. Saatine baktı. Henüz sabah altı bile olmamıştı. Yıldız yerde bağdaş kurmuş, gözlerini ovuşturuyordu. Anne kızın bakışları birleşti. Yıldız, “Lütfen anne, babamı bul!’’ dedi fısıldar tonda. Kadın donakaldı.

Yıldız kıpır kıpır dudakları, titrek sesiyle ikinci rüyasını anlatırken kapı tıklar gibi oldu. Hüma Tan’ın bakışları kızından kapıya doğru yönelirken yüzündeki ifade açık bir kitap gibi okunuyordu; kireç rengine dönüşmüş bir beniz, donuk gözler ve gergin dudaklar…

Bir süre sonra kapı bir kez daha tıkladı. Yıldız annesine dehşetle baktı. Kapı artık tıklanmıyor, zil ürküten bir tonda çalıyordu. Apartmanın koridorundan duyulan acı çığlık, sütle dolu bardağın yerde tuzla buz oluşu, Yıldız’ın kapıya fişek gibi fırlaması. Geceliğin etekleri savrularak kapıya doğru fırlayan küçük kızı havada yakalayan Hüma Tan…

Yıldız çırpınıyor, Yıldız haykırıyor, Yıldız sönüyordu…

Peki Kartal Tan’a ne olmuştu? Yıldız’ın rüyasında gördüğü vizyon ne kadar gerçekti?

Üç nesile uzanan; aşk, mücadele ve tarihle harmanlanmış çarpıcı bir roman.

Pürlen Kıyat Karakuş, Mühürlü Zarf, İnkılâp Kitabevi, Roman, 240 Sayfa, İstanbul 2019

Yayıma hazırlayan Bülent Ulus

Kapak uygulama Rüveyda Kul

Sayfa tasarım Şevval Ulusoy