Run Gülüzar Run

run-guluzar-run

“Ben Gülüzar. Gülizar, gül yanaklı demektir ama Gülüzar olunca bir anlamı olmuyor. Bu ülkede kadın olarak var olmaya çalışmak gibi belki de!” Böyle tanıtıyor Gülüzar kendini. Dokuz yaşındayken tutmaya başladığı günlüklerle giriyoruz onun dünyasına.

Ayşegül Kocabıçak’ın kaleme aldığı romanda, her şeyden kaçmaya çalışan, sorgulayan ve özgürlüğüne düşkün bir kadının muzipçe kendisine seslenişini duyacağız: Run Gülüzar Run… Koş Gülüzar koş!

Hepimizi kıskıvrak yakalayan her şeyden kaçmak istiyor aslında Gülüzar. Mahallelerden, ailelerden, şarkılardan, türkülerden, hatta bazen kadınlığından bile. Batı’ya olan acemi hayranlığıyla, özgürlüğe olan düşkünlüğüyle, kendi kendine, muzipçe sesleniyor: Run Gülüzar Run… Koş Gülüzar koş! Biz de arkasından bağırıyoruz: Aç kanatlarını Gülüzar, kolay olmasa da aç! Uç Gülüzar uç!