1983 yılında İstanbul’un cıvıl cıvıl semtlerinden biri olan Cihangir’de dünyaya gelen Nihan Buruk, küçük yaşlarda başlayan kadın giyimine ve çizime olan merakı sayesinde, bugün isminden sıkça bahsettiren başarılı bir tasarımcı. Kumaşlara duyduğu ilgi ve ailesinin doğru yönlendirmesi ile 2007 yılında Yeditepe Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü’nden mezun olmuş. 17 yaşından bu yana yurt içinde ve yurt dışında moda dünyasının içinde yer almış.
Nihan Buruk, henüz küçük yaşlarda kadın giyimine ve çizgilere olan merakıyla önce ailesinin dikkatini çekmiş.
Tasarımcının atölyelerinde tekstil ürünlerinin yanı sıra dekorasyona dair de pek çok şey bulmak mümkün. Kadının farklı atmosferlerdeki etkisinden yola çıkılarak böyle bir fikrin geliştiğini dile getiren Nihan Buruk aslında; eski, dantel, tarih kelimeleriyle çağdaş, modern, yeni kelimelerinin birleşiminden değişik yaşam stilleri ortaya çıkarıyor.
[metaslider id=2639]
‘Hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorum.’
Giysi tasarlarken ana tema, alt başlıklar, kullanılacak kumaşlar ve renklerinin tespiti gibi süreçlerden geçilirken; eskiz çalışmaları ve onların provalar ile ayağa kaldırılması, aksesuar seçimleri ile bu süreç devam ediyor. Kumaşların kendisine yol gösterdiğini belirten tasarımcının tekstil ürünlerinde kaşmir, dokuma ve ipek kumaşlar ön planda.
Okuyucularımız için bedenlerine uygun, doğru kıyafetleri seçmeleri konusunda ufak tüyolar veren Nihan Buruk; minyon kişilerin vücuda oturan dizde elbise ya da etek giymelerinin hoş olacağını söylerken, büyük beden giyenlerin asimetrik kesimlerden uzak durmaları konusunda onları uyarıyor ve düz, simetrik kesimler tercih etmelerinin daha doğru olacağını belirtiyor.
Giysi tasarımlarının yanı sıra daha önce de bahsettiğimiz gibi dekorasyon ürünleri de tasarlayan isim, 1940’lı ve talebe göre daha eski yıllardan kalan mobilyaları, kendi kurgusuna uygun bulduğu şekilde işlemlerden geçirerek özel olarak satışa sunuyor. Ayrıca isteğe göre özel mobilya tasarımı yani interior styling hizmeti de veriyor. Neden eski mobilyaları yeniden elden geçirmeyi tercih ettiğini sorduğumuzda, dönem eşyalarının kullanılan malzeme ve işçilik bakımından çok daha özel olduğunu, eskiden tek bir koltuk modeli için ustanın özel bıçak hazırladığını, günümüzde ise tek bir bıçakla binlerce mobilyanın üretildiğini anlatıyor. Atölyede eski bir mobilyanın yeniden günümüze kazandırılması hikâyesi ise şöyle oluyor genelde: Örneğin orijinal bir koltuk verdiğinizde, iskeletine kadar soyuluyor, yayları değiştiriliyor, ağacı elden geçiriliyor. Böylece kurt vs… gibi riskler önlenmiş oluyor. Ardından döşemesi yapılıyor ve kumaşı kaplanıyor. Ürünler ne kadar yaşlı olurlarsa olsunlar teslimatta tam garanti veriliyor.
‘Dönem eşyaları bana göre kullanılan malzeme ve işçilik bakımından çok daha özel…’
Giyim stili ve dekorasyon tercihlerinde kişinin yaşam şeklinin, karakteristik yapısının giyimde vücut formu ve dekorasyonda iç ve dış mimari ile uyum içerisinde olması gerektiğini savunan tasarımcı, oluşan görüntüde kişinin ne eksik ne de fazla olmaması gerektiğini, gerçeklik noktasında durmasının doğru tercihlerinin göstergesi olduğunu belirtiyor. Modanın, oluşturulmuş kişiler tarafından tasdiklenmiş, takip edilen, tüketilen, biten ve tekrar başa saran bir yapı olduğunu, tasarımın ise üzerinde düşünülmüş ve bir mesajı olan ürünler olduğunu söyleyen Nihan Buruk, bunun çok daha keyifli olduğu kanaatinde.
Dönem dönem moda haftalarında yapılan defilelerde işin içine, tamamlayıcı aksesuarlar, saç-makyaj tercihi, sahne tasarımı gibi koleksiyonun bütünlüğünü sağlayan teatral şeylerin girdiğini söylüyor. Kendi tasarımlarının rahat, fonksiyonel ve zamansız olmasını tercih ediyor.
‘Ağır adımlarla ve doğru kararlar alarak ilerlemeyi düşünüyorum. Mağazalaşmak ilk adım, başarı uzun vadede gelecek bir şey…’
İlk mağazasını 2008 yılında Cihangir/Çukurcuma’da açmasının ardından ikinci mağazasını Çeşme/Alaçatı’da açan ve son olarak Aralık 2010’da da Teşvikiye’de Ihlamur Yolu üzerinde iki katlı Fashion&Interiors mağazasını hizmete sunan Nihan Buruk, mükemmeliyetçi yapısı nedeniyle geç saatlere kadar süren yoğun çalışmalarının bu işin zorlu kısmı olduğunu, ancak müşterilerinin memnuniyetini, yüzlerindeki tebessümde görmenin de en keyifli kısım olduğundan bahsediyor.
Kendine örnek aldığı isimleri sorduğumuzda, tasarım dünyasındaki büyük markaların kurucularının biyografi ve başarı öykülerini bildiğini ve farkındalığını bu yönde geliştirdiğini, devrimlere imza atmış, kadına ve hayata bakışı ile birçok isim tanıdığını dile getiriyor.
Şu anda üzerinde çalıştığı koleksiyonunun alt başlıklarından birinin de “İstanbul” olduğunu söyleyen Nihan Buruk için bu şehir dünyaya baktığı pencere… Çukurcuma, Beyoğlu ve İstanbul sokakları ise en sevdiği yerler…
