Pınar Hacıraifoğlu ile Keyifli Sohbet

Başarılı projeleriyle tanıdığımız Pınar Hacıraifoğlu’u kendi ağzından kısaca dinleyebilir miyiz?
Ben, Pınar Hacıraifoğlu. 1985 İzmir doğumluyum. İzmir Amerikan Lisesi’ni bitirdikten sonra Koç Üniversitesi İşletme bölümünde üniversite hayatıma başladım. O süreçte iki sene boyunca dekorasyon dergisinde yaptığım asistanlık tecrübesinde içmimarlık okuma istediğime karar verdim ve mezun olduktan sonra The Arts of London Chelsea London üniversitesinde İçmimarlık okumaya gittim. Londra’nın mimari yapısı, okulumun muhteşem eğitimi sayesinde mesleğimi bulduğuma karar verdim.

Ve hızımı alamayıp mezun olduktan sonra Milano’da Domus Academy’e İç Mimarlık Master’ı yapmaya gittim. Milano apayrı bir tecrübeydi benim için. Tarihi ve sanatı ilham verici. Kültürü ve insanlarının sıcaklığı ise ayrı bir vizyon kattı bana. Orada katıldığım yarışmalar ve kazandığım ödüller sayesinde ise bu büyülü tasarım dünyasının heyecanına kapıldım.
Daha sonra mimari ofislerde tecrübeler kazandıktan sonra, bir dönem aile işine döndüm. İzmir’de iki sene boyunca sanayi sektöründe kurumsal yönetim tecrübesi yaşadıktan sonra, İstanbul’a geri dönüp şirketimi kurdum. İşletme ve yönetim tecrübesi ile içmimari tecrübeyi birleştirince çok güzel kapılar açıldı.

Laxm interiors kurmanız nasıl gerçekleşti?
İzmir’de aile işinde çalışırken çevremdeki dostlarımdan sürekli açacakları mekânlar, oturacakları evler için fikir vermemi ve onlara yardım etmemi talep ediyorlardı. Bende o süreçte sanayi sektöründe çalışıyordum. Fakat tasarım yaptığım zamanlarda hissettiğim heyecan ve mutluluk yoktu. Bu süreçte freelance birkaç iş yaptım ve tekrardan geri dönmem gerektiğini anladım. Radikal bir karar verip tekrardan İzmir’den İstanbul’a taşındım firma kuruldu.

Laxmi Interiors alışılmış samimi duyguyu kaybetmeden yeni tasarımlar yaratmayı hedefleyen bir markadır. Projelerinde uyuma ve yaşanmışlığa odaklanıp mekâna o tanıdık, samimi, sıcak duyguyu verirken aynı zamanda her baktığınızda yeni bir detay keşfedeceğiniz alanlar yaratmayı amaçlar. Bakan kişinin bir daha baktığı, o tanıdık ama yenilikçi, uyumuyla sade duran ama en ince ayrıntısına kadar detaylandırılmış olması bizim için çok önemlidir.

Ama en önemlisi, yaşayacak kişiyi yansıtması, yaşadığı / çalıştığı yere her girdiğinde ona ayrı bir mutluluk getirmesidir. Her gün heyecanla o kapıdan içeri girip, mekânın ona neler hissettirmesini istiyor ise onları hissettiriyor olması Laxmi Interiors için paha biçilmez noktalardan biri.

Benim için projelerimde öncelikle müşterimle birebir iletişim haline girip, çok iyi bir kalibrasyon yapmak çok önemli. Karakteri, yaşam tarzı, istekleri, hobileri, fobileri, nelerden hoşlandıkları, iş hayatı, günlük hayatı, vb. tüm bu ve benzeri özellikler bir mekânın tasarlanmasında en önem verdiğim noktalardır.
Hedefimi inceleyip, anlayıp, doğru dokunuşları seçiyorum. Buradaki en önemli detay, fırsat ve işaretleri çok iyi yakalayıp, kalite ve iyi ilişkiler yaratmak.

Müşterilerle ilişkilerin ve samimiyetin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Firmamın isminin kuvveti devreye giriyor. Laxmi (asıl kökeni Lakshmi) bir Sanskritçe kelimedir ve bolluk yaratma enerjisi, Hinduizm’e ait güçlü bir mantra olan Lakshmi Gayatri mantrasının enerjisini içerir. Tekamül, kişisel erdem ve başarı için çok kuvvetli bir kelimedir.

Hem maddi hem manevi açıdan zenginlik ve refah getirdiğine inanılır. “Lakshmi” kelimesi, aynı zamanda “hedef” anlamına gelen “laksme” kelimesinden türetilmiştir. Bu nedenle, Lakshmi hayat hedefini temsil eder.

Bizim en büyük hedefimiz, bu bereketi, bolluğu, başarı, erdem ve refahı tüm yaptığım projelere aktarmak. Onların heyecanlarına heyecan katmak, mutluluklarına mutluluk katmak.

İçmimarlığı seçmenizdeki etkenler nelerdir? Meslek seçiminizin sonrasında mimarlığın yanı sıra ilginizi çeken alanlar oldu mu?
İç mimarlığı seçmemdeki etken içimden gelen ses oldu. İşletme okurken dekorasyona çok büyük ilgi duyduğumu fark ettim. Gittiğim mekânlarda, evlerde bu böyle olsa aslında daha kullanışlı olurdu veya daha uyumlu olurdu dediğimi fark ettim. O andan sonra içmimar olmaya, hayata ve insanlara elimden geldiğince huzurlu, mutluluk veren eserler bırakmak istedim. Meslek seçimimden sonra hiçbir zaman başka bir meslek sahibi olsaydım demedim. Fakat ilgimi çeken tek bir alan oldu. O da otel sektörü. Umarım bir gün Laxmi Hotel olarak herkese hizmet verebileceğimiz bir projemiz olur.

İçmimarlık projeleri yapıyorsunuz, işinizin zorlukları ve güzelliklerine değinecek olursak bu konuda neler söylemek istersiniz?
İç mimarlık dışarıdan çok keyifli gözüken ama içine girdiğinizde çok zorlukları olan bir meslektir. Bir kere çok fazla koordinasyon ve iş Yönetimi gerektirir. Tasarım yapmak ayrı keyifli olsa da onu gerçeğe dönüştürmek emek, dikkat ve özveri ister.

Doğru malzeme kullanımları, doğru renk tercihleri ve ihtiyaçlara göre tasarımı fonksiyonel hale getirmek içmimarinin zorluklarıdır. Tabii üç boyutlu bir görseli hayata geçirmek ve bir eser bırakmak ise paha biçilmez bir histir. Aylarca süren emeklerin karşısında proje sahibinin projeyi teslim aldığında yüzündeki mutluluk ise sizi tekrardan o zorluklara gözü kapalı girmenizi sağlar.

Tasarımlarınız da size ilham veren şeylerden bahsedebilir misiniz? Olmazsa olmaz diyebileceğiniz unsurlar var mıdır?
Tasarımlarımda bana ilham veren şey her zaman hayatın kendisi, doğa ve insanların ihtiyaçlarıdır. Buradan yola çıkarak da olmazsa olmaz diyebileceğim unsurlar sanat eserleri, bitkiler ve kitaplar olur.

Bu sene dekorasyonda öne çıkan malzeme ve stil kombinasyonları nelerdir?
Aslında dekorasyonu sene bazında ve moda olarak değerlendirmeyi tercih etmiyoruz. Laxmi Interiors’da projelerinde ön plana çıkan malzeme ve stil kombinasyonlarını kullanmayı tercih etmez. Çünkü o bir dönem popüler olur ve daha sonra değiştirmek istersiniz. Bu sebepten bizim en önem verdiğimiz unsur proje sahibinin karakterinin kalibrasyonunu yapmaktır. Kişinin ne istediğini, nasıl bir dünya içerisinde yaşamaktan hoşlandığını veya bir restoran ise müşterilerine nasıl bir dünya vermek istediğini ortaya çıkarmak bizim en büyük hedefimizdir. Fakat bu seneki projelerinizde öne çıkan unsurunuz nedir derseniz tabii ki cevabım sanat eserleri olacaktır.

Evini yenilemek isteyenlere önerileriniz?
Evini yenilemek isteyen kişilere önerim, kendilerini analiz etmeleridir. 24 saat boyunca evlerindeki ihtiyaçlarını, hangi alanlarda ne kadar vakit geçirdiklerini bulmalarını ve buna göre tüm içmimari şekillendirmeleridir. Daha sonra ise, hangi renklerin onlara huzur verdiğini, hangi tonlara baktıklarında keyiflendiklerini keşfetmelerini tavsiye ederim. Renk terapisi hayatta çok önemlidir ve eğer renklerin gücünü fark ederlerse evlerinde çok huzurlu alanlar yaratabilirler. Tabii ki betonarme alanlarda yaşadığımız için unutulmaması gereken en önemli alanlardan biri de bitkilerdir. Bitkiler eve yaşam getirir, pozitif enerji getirir.

Sizin için ev dekorasyonunun olmazsa olmazları nelerdir?
Bu kolaylıkla cevap verilebilecek bir soru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü herkesin yaşam tarzı çok farklı. Hoşlandıkları, huzur buldukları ortamlar karakterlerine göre değişiklik gösteriyor. Bu sebeple her yaptığımız proje Laxmi Interiors dokunuşu olsa bile kişiye özel tasarlanıyor. Ama şunu tavsiye edebilirim ki, simetri, renk uyumu, malzeme uyumu ve bütün mekânı bir bütün olarak düşünerek tasarlamak her zaman göze hitap eder.

Oradaki tercihler ise kişiye özeldir. Bazı kişiler soft renklerden enerji bulur, bazıları ise canlı renklerden. Fakat şunu söyleyebilirim ki, mekânlardaki en önemli dokunuşlarımızdan biri bitkiler, diğeri ise objeler ve kitaplardır. Betonarme binaları biraz kırıp, doğayla insanları bir araya getirmektir. Kitaplarla enerjiyi yükseltmek bize her zaman katkı sağlamıştır.

Son dönem projelerinizden biraz bahseder misiniz?
Laxmi İnteriors her projesini kendi gibi sahiplenen bir firmadır. Bu ev Projesi de olsa, restoran da olsa, ofis de olsa mekân sahibini kendi yerine koyup ona göre sahiplenerek tasarlayan ve uygulayan bir firmadır. O sebepten bütün projelerimiz ekibimiz için ayrı bir yere sahiptir. Fakat son dönemlerde çok heyecanlı olduğumuz bir otel projemiz var. Bodrum’da gerçekleştireceğimiz bu projenin 2022 yaz mevsiminde kapılarını açmayı hedefliyoruz.

Onun dışında, Suadiye’de Pigalle, çok dinamik bir ekibe sahip harika bir cafe/restoran projemiz Temmuz ayında kapılarını açacak.
Kuruçeşme Goose pandemi kapanmaları öncesinde teslim ettiğimiz bir projedir.
Yine Suadiye’de Cafe Cadde’nin yıllar sonra bir yeniliğe girdiği ve Suadiye’ye taşınacağı bir cafe/restoran projemiz var.

Kemer Country, İzmir Narlıdere, Büyükyalı, Alaçatı, Ilıca Çeşme, İstinye Park, Niğde’de bir köy evi ve Bodrum Seba taş evlerinde harika ev projelerimiz tamamlanmak üzere.
Çeşme Alaçatı’da ise yaza damgasını vuracak bir butik otel & restoran projemiz vardı. Clavis adındaki bu işletmeyi de Haziran ortasında kapılarını açmayı hedefliyoruz.