Sema Yazıcı ile Keyifli Röportaj

Sema Hanım, bize biraz kendinizden ve Sakura Mimarlık’ın kuruluşundan bahseder misiniz?
Sakura Mimarlık özel sektördeki 15 yıllık deneyimimin ardından 2018 yılında butik bir İçmimarlık firması olarak kuruldu. Kurulduğumuz günden itibaren kişiye ve markalara özel projeler üreten ve uygulayan bir firma olduk. Bu süreçte ilk günden itibaren hem kız kardeşim hem de meslektaşım Yadigâr Tanrıverdi ile ile uyum içerisinde projelerimizi yönettik. Bugün geldiğimiz noktada şirketimize bir değer daha katarak kendi üretimimiz olan mobilya ve ithal aksesuarlardan oluşan bir marka daha oluşturarak Sakura Konsept’i hayata geçirdik. Çok yakında e-ticaret sitemizde kurularak daha fazla kişiye ulaşmış olacağız.

Mimarlığı seçmenizdeki etkenler nelerdir? Meslek seçiminizin sonrasında mimarlığın yanı sıra ilginizi çeken alanlar oldu mu?
İç mimarlık aslında aile mesleğinden gelen bir alan oldu. Ailemizin fabrika ve üretim tesislerine müteahhitlik hizmeti veren bir inşaat firması vardı. Çocukluk dönemimizde bizim evimizde projeler konuşulur dönem dönem şantiye ziyaretleri yapılırdı. Biz iki kardeş olarak işin daha keyifli ve estetik kısmında kalmayı tercih ettik.

Size göre sizin tasarımlarınızı farklı ve özel kılan şey nedir?
Biz her projemizde; o projenin gerekliliklerine, mekânın dokusuna ve işlevine uygun özel tasarımlar yapıyoruz. Projelerimizde estetik ve işlevi aynı paralelde yürütüyoruz. Her projemizde sanatsal dokunuşlar yapmaya özen gösteriyoruz. Ayrıca projenin en başında yaptığımız üç boyutlu sunumlar ile danışanlarımıza projenin bitmiş halini neredeyse gerçeğe yakın olarak sunuyoruz. Böylece projenin başında hayal ettikleri her şey gerçeğe dönüşüyor ve işin sonunda olumsuz bir sürpriz ile karşılaşmıyorlar.

Mimarlık mesleği ve kişinin karakteri konusuna nasıl bakıyorsunuz, sizce meslekte başarı için yetenek ve bilgiden bağımsız olarak karakter ne kadar önemli? Bir mimar için olmazsa olmaz özellikler nelerdir?
Mimarlık mesleği kesinlikle sabır ve disiplinli bir çalışmayı gerektiriyor. Şantiye süreçlerinde doğru koordinasyon ve iletişim becerileri çok önemli. Öyle zamanlar oluyor ki şantiyede bir usta ile proje detayını konuşurken hemen arkasından kurumsal bir firmanın üst düzey yöneticilerine konsept sunumu yapmanız gerekiyor. Dolayısıyla her daim aktif ve gelişmeye açık olmanız gerekiyor. Mimarlık sürecinin psikoloji ve iletişim ile doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyorum.

Hangi konseptte ve ölçekte olursa olsun tasarımlarınızın ardında sizi ifade eden ve asla vazgeçmem dediğiniz ilkeleriniz var mı? Tasarım felsefenizi nasıl tanımlarsınız?
İç mimaride tasarım bir bütün olarak ele alındığında anlamlı ve hedefe ulaşmış oluyor. Bir restoran projesinde mutfak alanı doğru çözülmemişse, yeterli kapasiteye hizmet etmiyorsa istediğiniz kadar şık bir mekân tasarlayın proje amaca hizmet etmemiş olur. Dolayısıyla projelerimizde işlev ve estetik doğru orantıda gider. Ayrıca tasarımlarımızda mekâna değer katmak bizim için çok önemlidir. O mekânlarda bulunan insanların bazen bir tablo bazen de bir bitki ile o keyfi ve değeri hissetmelerine dikkat ederiz.

Portföyünüze baktığımızda otelden konuta, ofisten restorana birçok farklı alanda mimari ve iç mimari üretime devam ediyorsunuz. Bu çeşitliliği nasıl sağlıyorsunuz?
Aslında günün koşullarına göre projelerimiz şekilleniyor. Ülkemizde yapılan yatırımlar bizi çok etkiliyor. Örneğin iki sene önce ofis ve restoran projelerini çok aktif yürütürken pandemi ile birlikte konut projelerine talep arttı ve bizim de çalışmalarımız o yönde gelişti. Tabii bu konuda şirketimiz esnek yapısı da çok önemli. Biz sadece tek bir alanda hizmet veren bir firma değiliz. İç mimarinin bulunduğu her dalda aktif olarak rol alıyoruz.

Sizce yeni nesil yaşama ve çalışma alanları gelecekte ne tür konseptlerde bir araya gelecek ve nasıl mekan örgütlenmeleri oluşturacaklar?
Aslında bu konuda pandemi çok belirleyici oldu. Bu süreçte doğaya ve açık alana yönelik ihtiyaçlar arttı. Dolayısıyla zamanla bu durumun daha da gelişeceğini düşünüyorum. Konut ve ticari mekânlarda mutlaka açık hava ile bağlantılı alanların düşünülecek, doğa temasının daha fazla işleneceği tasarımlar yapılacaktır. Belki kırsal alanlarda daha fazla yaşam alanları kurulacak, çalışma sistemlerinde daha esnek sistemler geliştirilecektir.

Son olarak geleceğe yönelik hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Öncelikle salgın sürecinin bir an önce bitmesini ve sağlıklı bir şekilde hayatımıza devam etmemizi diliyorum. Sakura Mimarlık olarak bugüne kadar kendi çizgimizde birçok projeye imza attık. Bundan sonrada hedefimiz aynı kalite anlayışı ile daha fazla kişiye ulaşıp insanların hayatına dokunuşlar yapan projelere imza atmak. Ayrıca yeni markamız Sakura Konsept’i e-ticaret sitemizin açılması ile birlikte perakende sektöründe mimari projeleri bütünleyen, uluslararası bir marka haline getirmek.