Aylin Zaptçıoğlu ile Sanata Dair Sohbet

Çocukluktan beri bir ifade şekli olarak resim yapmayı seçmişim. Kelimeler ve hareketle ifade etmektense görsel ifadeye daha yakın oldum.

Okurlarımızın sizi daha iyi tanıyabilmesi için bize kendinizden bahsedebilir misiniz lütfen?
İstanbul a 2003’te MSGÜ de resim okumak için geldim. O zamandan beri İstanbul da yaşayıp üretimime devam ediyorum.

İşiniz temelde yeni bir şeyler yaratmak. Kısaca soracak olursam neden yaşamın yaratan, üreten tarafını seçtiniz?
Çocukluktan beri bir ifade şekli olarak resim yapmayı seçmişim. Kelimeler ve hareketle ifade etmektense görsel ifadeye daha yakın oldum. Çok da bilinçli bir seçim değil. Yeni bir şey yaratıyor muyum bilmiyorum açıkçası. İçimde ya da etrafımda olanları bir anlam bulmak için görsel bir dille kurguluyorum diyebilirim.

Sanat yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?
Antalya da büyüdüm. Lise dönemimde Murat Sinkil ile tanıştım. Şansıma karşıma çıkabilecek en doğru insandı. Sadece resmi sevdirmedi genel olarak kafamı açtı diyebilirim. Akademiye girince de yoğun olarak resim yaptım ama tam ne yapacağımı bilmiyordum galiba sadece yapmayı seviyordum. Öğrenci değişim programıyla 1 seneliğine Bologna ya gittim orada daha çok heykel ve gravür atölyelerindeydim.

Mezun olduktan sonraki 1-2 sene de gravüre yoğunlaştım… 2011 de Evin İyem bana galerisinde ilk kişisel sergimi açma fırsatını verdi. Böylece resim yapmak artık başka bir boyut kazanmış oldu. Evin Sanat Galerisinde 4 kişisel sergim oldu. Çalışmalarımı insanlarla profesyonel bir ortamda paylaşma deneyimi ve bunu samimi, alçakgönüllü bir çevrede yaşamak benim için kıymetli bir başlangıçtı. Sonra Öktem&Aykut galerisiyle başka malzemeleri de denediğim küçük bir sergi açtım. Şimdilerde de X-ist galerisinde olacak olan 2. sergi için çalışmaktayım.

Resim sanatı öğrenilecek bir şey midir? Yoksa yetenek mi daha ön planda?
İçinizde o istek gerçekten varsa öğrenilecek bir şey. Galiba işi sanat yapan şey ne kadar ustalıkla yapıldığı değil içeriği ve bakan kişide bir ifade bulabilmesi.

Hikâyesinden en çok etkilendiğiniz, sizin için en özel olan eseriniz hangisi?
‘Ziyafet’ isimli işimi ve 2018 de Kemal Özen, Ali Elmacı, Merve Morkoç, Tayfun Gülnar ve Elif Varol Ergen ile kurduğumuz sanat kolektifi Kimera’nın ilk sergisi için yaptığım kompozit hayvan figürlü resimlerimden etkilenmiştim. Anlamıyla ve süreciyle bana yol belirlediler.

Önümüzdeki dönem için planladığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Bu dönem farklı malzemelerle çalışmak istediğim bir süreçteyim. Mesela bir sonraki Kimera grup sergimiz için bir yerleştirme yapmayı planlıyorum. Bu yüzden değişik malzemeler ve teknikler konusunda yardım alabilmek için başka sanatçı arkadaşlarımın atölyelerine gidiyorum. Bir yandan de kendi atölyemde gravür ve yağlıboya çalışmalarıma devam ediyorum.

Bu yolun başında olan emekçi dostlara vermek istediğiniz tavsiyeler var mı?
Sevdikleri malzeme ve konuyla çalışsınlar. Sanat yapmayı içimizde taşıdığımız şeye yaklaşmak, kendimizi ve etrafımızda olup bitenleri anlamak için bir yol olarak görmek yardımcı olabilir.