Benim Hayatım Dövme: Tuğrul Erkuş

Tuğrul Erkuş, 1983 yılında Eskişehir’de doğmuş, ilk ve ortaokul öğrenimini Eskişehir’de tamamladıktan sonra, resim eğitimi almak üzere İstanbul  Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ne girip İstanbul‘a yerleşmiş. Lisans eğitimini T.C Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı bölümünde yapmış, Floransa Tasarım Akademisi’nde Plastik Sanatlar ve Sanat Tasarımı bölümünde yüksek lisans yaparak eğitimini yurtdışında devam ettirmiş. İtalya ve Yunanistan’da belli sergilerde bulunduktan sonra, ülkesine dönerek sergiler, sempozyumlar derken tekrar mesleğine yaparken bulmuş kendini…

Benim hayatım dövme, resim, illüstrasyon, bir yandan da müzik.

Aldığı güzel sanatlar eğitimini yaptığı her işe yansıtmaya çalışıyor ancak asıl hedefi, ülkemizde ve Avrupa’da edindiği tecrübeyi doğru yönde kullanıp dünyaca bilinen, saygı gören bir insan olmak ve dövme sanatını geliştirip özgünleştirmek. Meslek olarak dövme sanatı onun için bir tutku… ‘Aslında benim hayatım dövme, resim, illüstrasyon, bir yandan da müzik. Bunların dışında plastik sanatlarının da içinde olduğum için yirmi dört saatim resim yapmak, dövme yapmak, bir yerlere bir şeyler karalamak ile geçiyor.’  şeklinde anlatıyor günlük yaşamını. Bir yandan da bir rock grubunda  gitaristlik yapan Tuğrul Erkuş için müzik yapmak yalnızca bir hobi, resim yapmak ise; hayatının bir parçası, hatta merkezi… “Başka bir meslek seçecek olsam yine sanat ile ilgili olurdu.” Diyerek  sanat tutkusunu bir kez daha dile getiriyor.

Türkiye’de dövme sanatı icra etmenin toplumsal açıdan birçok kesim tarafından kabul görmemesi hakkında;  “Türkiye, dövme sanatına  yeni  alışmakta olan bir ülke. 2000 yıldır mevcut olan geleneksel dövme kültüründen ziyade, modern dövme sanatı Türkiye için çok yeni… Dövme yaptırmak, 7–8 sene önce alt kültür iken günümüzde vücut süsleme sanatı olarak kabul görmeye başladı.’ Diyor. Aslında ortada büyük bir yanlış olduğunu düşünen sanatçımız, ‘dövme yaptırmak İslam ve diğer semavi dinler için bir engel değil, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kısa bir süre önce yaptığı bir açıklamaya göre; dövme sanatı toplumumuzun her kesimi tarafından kabul görmüş durumda… Sadece insanlarımız bunu göstermekten çekiniyor, çünkü hala alışmış değiliz.’  fikrinde…  İlk zamanlarında illegal olan Graffiti sanatı gibi dövme sanatının da yasaklanamayacak oluşu, tüm dünyada kabul görecek bir sanat dalı olma yönünde ilerlediğinin bir göstergesi sanatçımıza göre…

[metaslider id=2864]

Bir çalışmam tam 18 saat sürdü. Hata yapma şansım yok, işime konsantre olmak zorundayım.

Ticari olarak dövme yapmaya nasıl başladığını sorduğumuzda, tamamen tesadüfî bir şekilde geliştiğini, başka bir arkadaşının dövmesini yaptırmak için gittikleri yerde, yaptığı dövmelerin dikkat çekmesiyle bu işi yapmak adına aldığı bir teklifle başladığı cevabını veriyor. 1999 yılında Reha Gökdel tarafında kurulan, oğlu Sonat Gökdel’in devam ettirdiği  Bağdat Caddesi’ndeki ‘Diagon Tattoo’, 2010 yılında Tuğrul Erkuş’un ve Volkan Demirci’nin de katılımıyla ‘Diagonhood’ adını almış ve bugün dövmeye ilgi duyan birçok kişi tarafından biliniyor. Normal şartlarda hafta içi ve hafta sonu 11.00 ile 19.00 arası çalışıyor ancak yapılacak dövmenin büyüklüğüne göre mesai saatlerini esnek tutabiliyormuş. Bir çalışması tam 18 saat sürmüş. Dövme yaparken konsantrasyonunu nasıl sağladığını da, ‘hata yapma şansım olmadığından kendiliğinden işime konsantre oluyorum’ şeklinde açıklıyor.

Dövme kişiye özel tasarlanmalı…

Tuğrul Erkuş, dövmenin kişiye özel olarak tasarlanması gerektiğini düşünüyor ve müşterilerle fikir alışverişi yaparak dövmeyi yapmadan önce kâğıda dökerek bir taslak oluşturuyor.  Ünlü müşterileri  arasında Doğukan Manço, İstanbul Arabesque Project ‘den  Özer Kırçak ve değerli  sanat eleştirmenimiz ve sanat tarihçimiz Özkan Eroğlu gibi ilginç çalışmalar yaptığı isimler var. Yaptığı en ilginç dövmelerden biri de, “Bay Meraklı – La Linea “ dövmesiymiş.

Dövme kişinin kendi iç dünyasının bedeni üzerinde hayat bulmasıdır. Bana göre hiç kimse dövme yaptırdıktan sonra aynı insan olarak kalmıyor. Aslında dövme bir sorgulama yöntemidir.

‘Dövme yaptırmanın 1. kuralı steril ortam ve temiz malzeme kullanmaktır. Biz cerrahi çelik ya da tek kullanımlık malzemeler kullanmaktayız.  Sterilizasyon işlemini  ise; hastanelerde kullanılan ‘’autoclave” isimli aleti kullanarak sağlıyoruz.’ ‘Ayrıca dövme yaptıran kişinin de,  dövmesini  deformasyona uğramaması açısından, güneş ışınlarından yüksek faktörlü krem kullanarak koruması  gerekir. Tabii hamilelikte hafif bir renk açılması olabilir.’ Yapılmış bir dövmenin değiştirilebilmesi hakkında ise; çok koyu ve belli bir bütüne yayılmamış bir çalışma ise, kapatılarak başka bir şekle sokulabileceğinden bahsediyor…  Sildirme operasyonunun çok zararlı bir işlem olduğunu düşünmese de dövmenin sildirmek için yaptırılmaması gerektiği fikrinde…  ‘Dövme kişinin kendi iç dünyasının bedeni üzerinde hayat bulmasıdır.’  ‘Bana göre, hiç kimse dövme yaptırdıktan sonra aynı insan olarak kalmıyor, bir nevi insanın iç dünyasının aynası gibidir dövme…  Bazen bir anısını, bazen de aklındaki düşünceyi yaptırır insan.’ diyor ve dövmenin aslında bir sorgulama yöntemi olduğunun altını çiziyor.

http://tugrulerkus.daportfolio.com/