Can Gox “Gerçeklikle Güreşmek Bu Zamanda Çok Zor”

Sesi, imajı, tavrı ile alternatif bir isim olan Can Gox ile hikayesini, çok sevdiği türküleri, içinden geçtiğimiz dönemi ve İstanbul’u konuştuk.

Herkesin bir hikayesi var. İnterneti açtığımızda da senin hikayene ulaşabiliyoruz ama sen hikayenin en çok neresini, hangi cümlesini, hangi tesadüfünü seviyorsun? Hikayeni biraz sevdiğin gibi anlatabilir misin?
Benim hikayem gitarla tanışana kadar standart olarak devam ediyordu. Ortaokul öğrenimim sırasında gitar çalmaya başladım. Aslında şarkıcılık ile ilgili bir hayalim yoktu. Gitarist olmayı hayal ederdim ancak sesim geliştikçe gitar geri planda kaldı. Sonrasında müzik okudum .Öğrencilik dönemi sonrası müzik ile yaklaşık 10 senelik bir ayrılık dönemi yaşadım. Gıda sektöründe çalıştım. Ancak hayat ve döngünün önüne geçilmiyor. Yine müzikle karşılaştım hatta çarpıştım. İşi bıraktım ve duyduğunuz ve gördüğünüz gibi şarkıcı Can hayatına bu şekilde devam edecek.

Buaralar içinde hissettiğin en güçlü duygu nedir?
Bu aralar biliyorsunuz pandemi dönemi içerisindeyiz. Bu dönemde insan kendine dönüyor: Günah, sevap, doğrular, yanlışlar, hatalar vb. birçok şeyi gözden geçirme zamanı buldum. Yani sancılı ve hezeyan dolu anlarla yoğurulmuş, gelecek açısından iyiye yönelten duygular yaşıyorum.

Can Gox ismi telaffuz edilince; gözümün önüne daha alternatif, daha isyankar, daha muhalif bir adam portresi geliyor. Aslında nasıl biri olduğunu biraz senden dinlemek isterim…
Duruşum, hissiyatım ve genel yürüyüşüm belirttiğiniz doğrultuda olabilir. Gerçeklikle güreşmek bu zamanda çok zor. Dolayısıyla ortak mesajlarımızı ve hislerimizi şarkılar aracılığıyla yansıtmaya çalışıyorum.

Pandemi dönemi, sahnelerin ışıklarının sönmesi, seyirci ile göz göze kalmaktan mahrum olma süreci seni nasıl etkiledi?
Sabır, sebat öğrendik. Dostlarla (dinleyicilerime dost derim) ayrı kalmak zorluyor. Yeni şarkılar besteleyip tekrar kavuşacağımız günleri heyecanla bekliyorum.

Türkülerle olan bağını biraz anlatır mısın?
Bu hepimizde ve geninde olan bir bağ. Bazıları farketmez, bazıları geç farkına varır, bazıları türküsüz yapamaz. Ayrıca insanın bu cennet bahçesi topraklardan,  aşktan, sevgiden, mutluluktan, hüzünden ve sayamadığım binlerce şeyi, türkü hikayelerinden, sözlerinden, deyişlerinden edinebiliriz. Bu dev kütüphaneyi en verimli şekilde kullanmalıyız.

Müziğini dinlediğimde, kulağımda birden 70’ler tınlıyor. Hem modern, hem de oldschool bir havası var gibi. Senin o dönemden ve günümüzden etkilendiğin müzisyenler, gruplar kimlerdir?
Erkut Taçkın, Tanju Okan, Cem Karaca, Selda Bağcan, Barış Manço, Kani Karaca, Kazancı Bedih geçmiş dönem sanatçılarından ismini sayabildiklerim. Onlarca kişi var daha da telaffuz edebileceğim. Güncel sanatçılardan Hayko Cepkin, Mehmet Erdem, Athena, Cenk Erdoğan, Ahmet Aslan, Erkan Oğur isimlerini sıralayabilirim.

Buaralar en çok neyi hayal ediyorsun?
Şu pandemi biterse hayal kuracağım. Şu an hayal kuramıyorum açıkçası.
Biz bir şehir dergisiyiz. Yıllardır İstanbul’u anlatmaya çalışıyoruz, bitiremedik. İstanbul’da yaşayan, müzik yapan ve muhtemelen de içinde aşk olan bir adam olarak, bu şehirle ilgili bize birkaç cümle kurabilir misin?
İstanbul; hızı, yoğunluğu vb. gibi zorluklarla kendine ne kadar öfkelendirirse öfkelendirsin, gece çöktükten sonra, Boğaz Köprüsü’nden geçerken herşeyi unutturup, “Seni Seviyorum” dedirten şehirdir.

Bu şehrin en çok neresini ve nesini seviyorsun?
Anne tarafımdan yüz yılı aşmış bir Beşiktaş ailesiyiz. Lise ve “ergenlik” yıllarımda Kadıköy’de geçti. Dolayısıyla; Beşiktaş “kanım”, Kadıköy” canım”, İstanbul “hayatım” derim.