Cenk Demirgüç ile Keyifli Sohbet

“Benim amacım fotoğrafçı olmak değildi. Fotoğraf, insanlara erişmemdeki ve insanları etkilememdeki bir araçtı.“

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Cenk Demirgüç Nisan 1982 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi , Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans ve University of California San Diego MBA mezunuyum.

Ne kadar zamandan beri fotoğraf çekimleriyle uğraşıyorsunuz?
Boya ve plastik kimyasal hammadde distribütörlüğü yapan bir firmanın sahibiyim. Okul dışında, sosyal olarak paten, snowboard, scuba diving, kite surf, offroad, atıcılık, motorsiklete binmek, kamp gibi aktivitelerle uğraşıyorum. Kendim tek başıma yurtdışına yol yaparak elimde cep telefonuyla fotoğraf çekiyordum.

Fotoğraf çekmeye nasıl karar verdiniz?
Instagramı daha etkili kullanmak istedim bende herkes gibi cep telefonuyla fotoğraf çekerken bir gün kendi kendime dedim ki ben bunu geliştirmek istiyorum ve cep telefonu yerine profesyonel kamera ile yapmak istiyorum ki fotoğraf hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Fotoğraf çekmeye kendi kenize öğrendiniz diyebilirmiyiz.
Kendi kendime fotoğraf makinesi, lensler çekim ve düzenleme teknikleri öğrenebildiğim kadarıyla öğrenmeye çalıştım. Instagram sayesinde takip ettiğim yabancıların fotoğraflarına bakıyordum ve Türkiye’de sevdiğim fotoğraf tarzında var olan insanları takibe aldım ve onlarla tanışıp birlikte fotoğraf çekmeye başladık. Benim amacım fotoğrafçı olmak değildi. Fotoğraf, insanlara erişmemdeki ve insanları etkilememdeki bir araçtı.

Yurtdışı çekimlerinizde süreci nasıl ilerlettiniz?
Bugüne kadar ne fotoğraftan ne de sosyal medyadan maddi bir çıkarım veya kazancım olmadı. 2019 yılında çok görmek istediğim İzlanda ve Faroe adalarına kendi arabamla bir yolculuk yaptım. Tek başıma fotoğraf ve video çekmeye çalıştım. Bunun yanında her gün km lerce yol araba kullanıp dağ tepe yürümek saatlerce bir fotoğraf karesi için beklemek kendi yemeğini yapmak falan derken kendimi bir maceranın içinde buldum. İstediğim insanlara ilham olmaktı. Yurtdışında çok yaygın olan ve hatta bir kültür olan karavan kamp olayı ile hem ucuza gezip konaklayıp istediğim yerlerin fotoğraflarını çekmek ve insanları bu tip maceraları deneyimleri yapmaları için ilham olmak istedim.

Türkiye’deki fotoğraf paylaşım eğilimi nasıl? İnsanlar neler paylaşıyor, neler seviliyor?
Türkiye’de çekilen fotoğraflarda genelde düzenleme bilgisine sahip insan çok az veya fotoğraf düzenlemesine hakim çok az insan var. Yurtdışındaki fotoğrafçılar inanılmaz şeyler yapıyorlar, oradaki yerlere ulaşımlar daha kolay, birlikte hareket etme özellikleri var bizde genelde bireysellik hakim. Ben çektim ben yaptım ben sosyal medyada başarılı olmalı ve para kazanan ben olmalıyım denen insanlara denk geldim.

Dünyadaki paylaşımlarla ülkemiz arasında farklar neler?
Dünyada her yerin kendine göre güzelliği ve özelliği var ben şurası daha güzel burası daha az diyemem. Kuzey beni her zaman daha çok etkilemiştir Nordik ülkeler diyebilirim. Yurtdışındaki yerler çok iyi korunmuş ve estetik ufak sanatsal yapılarla taçlandırılmış oluyor genelde. Türkiye’de gezdiğimde gördüğüm şey çarpık yapılaşma, çöplerin doğanın en güzel yerlerine atılmış olması bu akarsu, göl, deniz, orman, kanyon, tarihi eser her yerde durum böyle doğaya ve tarihe ne yazık ki saygı yok.

Çektiğiniz bir fotoğrafın “iyi” olduğunu nasıl anlıyorsunuz?
Fotoğraflarımda her zaman kendimi küçük bir obje olarak koymaya çalıştım insan görünce kendiyle bağdaştırıyor ve fotoğraf daha çok ilgi görüyor benim şahsi fikrime göre. Kendi başına tripod ile zamanlamayı ayarlayıp kendi kendini çekmek gerçekten çok zor, kendi başıma yapabildiğim kadar kendimi çekmeye çalıştım ama 2 dakikalık iş tekken yarım saatlik işe dönüyordu, bu yüzden yanımda kendim gibi dağ tepe tırmanabilecek aynı şeylerden zevk alan insanlarla dolaşıp fotoğraf çekmeyi istedim hep.

Çekimlerde yaşadığınız en komik ve en kötü/şanssızlık diyelim yaşadığınız bir olayı paylaşabilir misiniz?
Fotoğraf çekerken çok yerde çok anım oldu hangi birini anlatıyım bilmiyorum hatta hatırlamıyorum bile çoğunu.

Son on yıl içerisinde insanların fotoğrafa bakış açısını ne derece değişti?
Cep telefonları teknolojilerinin kamera sistemlerinin kalitesinin iyileşmesi sosyal medyanın hayatlarımızda yoğun bir şekilde olmasıyla birlikte insanlar fotoğrafa ve video ya daha çok önem verir oldu hatta sosyal medyasız yaşayamaz olduk. Yapılan içerikler kalitesiz içeriklerin yoğunluğunu gördüm ama git gide kaliteli içerik yapan insanlarla çıkmaya başladı. Tabi kendi imkânlarıyla desteksiz içerik çıkarmak artık çok zor. Instagram gibi platformlar artık insanlara erişimlerinizi çok fazla düşürdüler verdiğiniz emeğin karşılığını alamadığınız zaman demotive oluyorsunuz ve bir süre sonra kopmaya başlıyorsunuz. Ben bunu bir hobi olarak yapıyorum insanlara ilham olabiliyor ve hayatlarında bir yerlere dokunabiliyorsam ne mutlu bana gerisi boş.