Cuma Çevik ile Keyifli Sohbet

“Çektiğim fotoğraflarda bir duygu uyandırmak ve kendi sanatsal vizyonumu izleyiciye aktarmak adına tüm fotoğraflarımda edit yapıyorum. “

Sizi daha yakından tanıyabilmek adına biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba ben Cuma! Türkiye’de doğdum ve 30 yaşındayım. Yaklaşık 1.5 yıldır İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşıyorum. Profesyonel bir fotoğrafçı ve sosyal medya uzmanıyım.
Çocukluğumdan beri görsel sanatlarla ilgiliydim ve resim sanatında oldukça yetenekliydim. Türkiye çapında çeşitli resim yarışmalarının galibi oldum.

Her zaman sanat okulu okumak istedim ama maddi zorluklardan dolayı olmadı. Bu nedenle Sosyal Bilgiler Öğretmenliği okudum ve mezun oldum ama hiç öğretmenlik yapmadım. Üniversite yıllarımda fotoğrafçılığı yaratıcı bir çıkış noktası olarak düşündüm. Mezun olduktan sonra bir medya şirketi kurdum ve yıllardır fotoğrafçılık ve online reklamcılık yapıyorum.

Şimdiye kadar 40’tan fazla ülkeyi gezdim ve güzel manzaralar ile kültürlerin fotoğraflarını çektim. Fotoğrafçılığa ve dünyanın güzelliğini yakalamaya bağımlıyım. Kendi kendini yetiştirmiş bir fotoğrafçı olarak, dramatik ve mistik sahneler yaratmaya yardımcı olmak için resim yeteneğimi her zaman açıkça kullandım. Çalışmalarım çevrimiçi ve sosyal medyada yüzlerce kez çeşitli yayın şirketleri ve sayfaları tarafından yayınlandı ve dünya çapında milyonlarca insana ulaştı.
Şu an dünyanın dört bir yanından fotoğraf tutkunlarının çeşitli ülkelerdeki muhteşem ortamlarda fotoğraf çekme fırsatına sahip olacağı fotoğraf gezileri düzenliyorum.

Fotoğrafçılık hikâyeniz nasıl başladı?
Fotoğrafçılığa üniversite yıllarımda başladım. Bir yandan part-time bir işte çalışıp diğer yandan okuluma devam ederken oldukça emek ve zaman isteyen resim sanatına zaman bulamıyordum. Bu nedenle nispeten daha pratik bir sanat olan fotoğrafçılığa merak saldım.

Bir sanatçı gözüyle çektiğiniz, size bu meslekte bir kariyer yapabileceğinizi düşündüren ilk işiniz neydi?
Bu soruya tek bir fotoğraf olarak cevap veremem ama Üniversite’yi Bolu’da okuduğum için oradaki göllerde ve ormanlarda çektiğim fotoğrafların tamamı diyebilirim.

Çekimlerinizde çok ülke gezdiniz en çok hangi ülkeyi beğendiniz?
Çok zor bir soru 🙂 Sanırım İsviçre ile İzlanda arasında kararsız kalırdım. Her ikiside birbirinden fantastik manzaralara sahip.

Dünya turu düşüncesinin size kattıkları nelerdir?
Aslında kısa süreli bir Dünya turu gibi bir düşüncem hiç olmadı ama gezip görebildiğim kadar ülkeyi geniş bir zamanda (belki 5-10 yıl boyunca) görmek, deneyimlemek ve fotoğraflamak asıl hedefim diyebilirim. Şu ana kadar 40’tan fazla ülkeyi gezdim ve şehirlerin sayısını hatırlamıyorum bile. Bazı ülkelerde istediğim anları çekemeyince 2-3 defa gittim. Bu kadar çok seyahat etmenin elbette bana pozitif anlamda çok fazla katkısı oldu. En başta birçok farklı alanda kendimi geliştirmeme çok yardımcı oldu ve farklı kültürlere karşı ön yargılarımdan kurtulmamı sağladı. Bunun dışında dünya görüşümü de olumlu anlamda çok değiştirdi diyebilirim.

Elinizde olsa hangi ülkede yaşamak isterdiniz fotoğraf açısından?
İsviçre’de yaşamak isterdim. Ama İngiltere’den de oldukça memnunum 🙂

Kullandığın fotoğraf makinaları hakkında bilgi verebilir misin?
Sony’nin aynasız modellerini kullanmayı tercih ediyorum. Hafif olmaları ve son teknolojiye sahip olmaları tercih sebebim. Sadece fotoğraf için değil video çekimlerinde de rahatlıkla kullanılabilir olduğu için de oldukça kullanışlı benim için. Yanımda ayrıca bir video kamera taşımama gerek kalmıyor. Şu an A7R3 ve A73 modellerini kullanıyorum. Lens olarak da yine Sony’nin lenslerini tercih ediyorum.

Fotoğraf çekimlerinizde editleme yapıyor musunuz?
Çektiğim fotoğraflarda bir duygu uyandırmak ve kendi sanatsal vizyonumu izleyiciye aktarmak adına tüm fotoğraflarımda edit yapıyorum. Belgesel fotoğrafçısı olmadığım için fotoğrafı makineden çıktığı gibi izleyiciye aktarma fikrine de sıcak bakmıyorum.

Dijital fotoğrafçılığın gelişmesiyle beraber fotoğraf çekmek ‘kolay’ bir hale geldi. Instagram kullanımının yaygınlaşmasıyla da birçok yeni ‘sanatçımız’ oldu. Siz bu gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Oldukça güzel ve olumlu gelişmeler olarak görüyorum. Farklı vizyonlara sahip ne kadar çok sanatçı olursa o kadar iyi olur bence.
Sizin gibi dünya turuna çıkmak isteyip de cesaret edemeyenlere neler tavsiye edersiniz?
Asgari düzeyde İngilizce öğrenmelerini şiddetle tavsiye ederim. Bana göre Dünya küçük bir köy. Teknolojiyi iyi kullandığımız sürece gezmek için korkmanın bir anlamı yok benim için. Türkiye’de nasıl seyahat ediyorsanız, asgari düzeyde İngilizce ve teknoloji yardımıyla Dünya’nın herhangi bir ülkesinde de öyle rahatlıkla seyahat edebilirsiniz.

Tecrübelerinize dayanarak özellikle fotoğraf çekmeye yeni başlayan bu röportajı takip eden okuyucular için ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Öncelikle kullandıkları fotoğraf makinesini iyi öğrenmeleri gerekiyor. Hangi düğme ne işe yarar mutlaka bilmeli ve temel fotoğraf kurallarını öğrenmeliler. Çok okuyup araştırmak ve öğrenmek gerekiyor. Bunun yanı sıra bol bol eğitim videoları izleyerek kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim. Ama en önemlisi ise çokça pratik yapmak ve bu şekilde öğrenmek.