“Tasarım ve teknoloji ilişkisinin birlikte yol alması, bu ikisinin de hayalle harmanlandığının basit örneklerinden biridir. İmkansızı hayal etmek, teknolojinin buna çözümler bulmaya zorlanması anlamına geliyor. Teknoloji de hiç yorulmadan bunlara çözümler üretmeye devam ediyor.”
Kısaca biraz bize kendinizden bahseder misiniz?
1984 İstanbul doğumluyum. Çok erken bir vakitte tasarımla yollarım kesişti.O yıllarda (1996-1997) grafik tasarım alanında ilk adımları attım. Çeşitli ajanslarda tasarım çalışmaları yaptım. 2001 yılında bir ajansta çalışırken “Banka ATM tasarımı” şeklinde bir konunun içinde buldum kendimi. Nesne tasarımına bu şekilde başladım diyebilirim. 2007 yılından beri kendi tasarım ajansımda (FOKUR), bir çok marka ve kişiye, disiplinlerarası tasarım faaliyetleri ile tasarım hizmeti vermekteyim.
Bodrum’da yaşıyorum, burada bir tasarım ofisim var, mimari, mobilya, endüstriyel tasarım ve animasyon konularında tam zamanlı faaliyet göstermekteyiz. Aynı zamanda Bodrum’da bulunan güzel sanatlar fakültesinde misafir hoca olarak 3 boyutlu tasarım derslerine giriyorum.
2 Yıl önce İstanbul’dan arkamıza bakmadan ayrıldık. İstanbul’a göre daha fazla “Kaliteli” zaman geçirilebilediği için Bodrum’da üretilen çalışmalar daha iyi sonuçlanıyor diyebilirim.
Hemen hemen herkes üniversitede okuyacağı bölümü belli başlı sebeplere göre seçiyor.Peki, size Endüstri Ürünleri Tasarım bölümünü seçtiren sebep veya sebepler nelerdi? Ayrıca tercihinizden bugüne kadar hiç pişman oldunuz mu?
Aslında Lise de Almanca Elektronik (Anadolu Teknik Lisesi) okuyordum, devamında ise güzel sanatlar grafik bölümüydü hedefim. Fakat lise okurken bile çeşitli alanlarda çalışmaya çoktan başlamıştım. Bir fotoğrafçının asistanlığını yaptığım 2 yıl, sonrasında bir ajansta geçen 1 yıllık yarı zamanlı tempolar, günün sonunda liseden atılmama sebep oldu. Yani güzel sanatlar veya endüstriyel tasarım bölümü gibi bir alandan mezun olamadım, o bölümleri hiç okumadım bile. Yıllar içinde müfredat dışı yöntemlerle kendimi, araştırarak ve öğrenerek geliştirdim. Tercihimden hiç pişman olmadım, istediğim yolu gönül rahatlığı ile seçtim diyebilirim.
Sizce endüstriyel tasarım, ürün tasarımı nedir? İyi tasarım nasıl olmalıdır?
Endüstriyel tasarım, bence çözüm bulmaktır. İşlevsellik ve estetik kaygılar içeren bir alan. Üretim maliyeti, satış alanı, müşteri profili.. Bunlar da endüstriyel tasarımın temeli diyebilirim. Örneğin bir elektrik süpürgesini veya bir aydınlatma elemanını yeniden tasarlamak,tekrar tekrar tasarlamak ve üretmek tamamen bu işin dinamik bir yapıda ilerlemesine sebep olmakta. Gelişen teknoloji, trendler ve müşteri profilindeki yenilenmeler bu ürünlerin tekrar tasarlamasını gerektiren unsurlar.
İyi tasarım nasıl olmalıdır sorusuna, “İyi Olmalıdır” cevabı tam olarak aslında komik bir şekilde uyuyor. Çünkü tasarımın kime ve neye göre değerlendirileceği konusunun ucu çok açık. Fakat iyi tasarım konusu kavramsal olarak, “Doğru olmalıdır” diye adlandırılabilir. Tasarım, varolan probleme çözüm buluyorsa ve bu problemi çözerken “Sahip Olmaktan” mutluluk duyacağınız bir yerde duruyorsa hayatınızda, bence doğru / iyi tasarımdır.
Teknoloji çağında yaşıyoruz ve hemen hemen her gün hayatımızda birçok şey değişikliğe uğruyor. Peki, sizce teknolojinin bu denli hızlı gelişmesi sizin bölümünüzü nasıl etkiliyor veya etkileyecek?
Ceviz kıracağı mesela.. Onlarca farklı tasarıma sahip, her kullanıcı için bir tanesi favori tasarımdır. Fakat bu kullanım alışkanlığı, kişinin güç uygularken rahat etmesi, cevizi en güzel şekilde kırması gibi gibi bir sürü parametre ile bir ceviz kıracağına dönüşüyor. Asla “en son çıkan ceviz kıracağına sahip olmalıyım” diyen birini bulamazsınız. Fakat bir cep telefonu veya oyun konsolu, tasarımından çok içindeki performans öğeleri yüzünden seçilir. Yani tasarım aslında ikinci plandadır. Performans / tasarım ilişkisi bence gelecek dönemde birbirinden daha fazla ayrışacak. Teknoloji de tam bunların iç içe geçtiği yerde duruyor bana göre. Yani kesişen kümeler gibi. Teknoloji ürünün içinde olmasa bile, üretiminde mutlak bir rol oynuyor. Teknolojinin hızlı gelişmesi, tasarım sektörünün sınırlarının daha da genişlemesine izin verir nitelikte olacağını düşünüyorum.
Jetgiller’de hayal edilen uçan arabalar, bence tasarım ve teknoloji ilişkisinin birlikte yol aldığının, bu ikisinin de hayalle harmanlandığının basit örneklerinden biridir. İmkansızı hayal etmek, teknolojinin buna çözümler bulmaya zorlanması anlamına geliyor. Teknoloji de hiç yorulmadan bunlara çözümler üretmeye devam ediyor. Hem de yenilenerek.
Dünya genelinde yaşanan kriz mevcut tasarımlarla yetinmemiz gerektiği sonucunu doğurabilir mi ya da tasarım rekabeti artarak devam eder mi?
Bu konunun en somut örneği bence “İkinci Dünya Ekonomik Buhranı”.Endüstriyel tasarımın tamamen gelişmesine, daha renklive daha farklı yerlere gitmesine imkan sağlamıştır. Plastiğin yükseldiği, renklerin hayatımıza daha fazla girdiği bir dönem. Günümüzde yaşanan ekonomik kriz ya da yaşanacak krizler.. Mutlaka sıkışan,çaresiz
kalaninsanoğlunun farklı bir çözüm üretmesine zemin oluşturacaktır. Bir kadının bulaşık makinesini veya araba sileceğini tasarlamış olması gibi. Sorun yoksa çözüm bulunamaz.
Tasarıma dair özel teknikleriniz, sırlarınız; örneğin tasarladığınız ürünlerde gizli bir imza vb. özel çizgileriniz var mı? Kendi yapmış olduğunuz tasarımlarda nelerden ilham alırsınız?
Bu güne kadar, yüzlerce farklı tasarım üretmişimdir. Her biri disiplin,üretim ve işlevsellik olarak birbirinden farklıydı, o yüzden tasarıma dair özel bir tekniğim yok diyebilirim. Tasarım, ingilizce kelime anlamı ile “Design” latince “Designare” kelimesinden geliyor. Designare kelimesi ise işaret etmek anlamına gelmekte. “İşaret etmek” tam olarak bundan ilham alıyorum diyebilirim. Bir faydaya, görsel bir temaya veya doğrudan bir anlama işaret etmek. Yaptığım bir yemek masası tasarımını yurt dışından satın aldılar. Burada tamamen bir çözümü, yıllardır süregelen bir çözümü farklı bir şekilde ele aldım.. Aslında her çözümün mutlaka daha iyi bir yöntemi olduğuna inanırım. Bu bağlamda da form fonksiyonu takip eder ilkesinin tasarımlarımda baskın olduğunu söyleyebilirim sanırım.
Taklitçiliğin çok ilerlediği günümüzde endüstriyel tasarımla uğraşanlar tasarımlarını nasıl korumalıdır?
Bir tasarım projesi ortaya çıktığında veya sizden birisi “Tasarım”istediğinde ilk olarak akla gelen yapılmışlara bakmaktır. Fakat ben bunu asla uygulamıyorum. Hatta “Buna benzeyen bir şeyler” istiyoruz dendiğinde, özellikleincelemiyorum o tasarımları. Referans aldığınız noktaya sınır koyunca, insan o fikirlerin etrafında dolaşmaya başlıyor. O yüzden genel olarak bilinçiszce bile oluşabilecek taklitten uzak kalmak için, problemi iyi analiz etmek, talebi doğru okuyabilmek ve işin içine tamamen girebilmiş olmanız gerekiyor. Meselenin merkezine kadar indiğiniz zamanrahatlıkla dış kabuğun nasıl olması gerektiğini görebiliyorsunuz.
Koruma ile ilgili çok fazla önerim olmayacak sanırım. Kolay kolay koruma altına alamıyorsunuz,bence bu kapital konusuna doğrudan muhtaç bir durum.Patent, faydalı model.. İmkan dahilinde ne kadarına başvurabiliyorsanız, ne kadarına sahip olabiliyorsanız mutlaka edinmek lazım.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda endüstri tasarımı ve patent konusunda ileri seviyede olduklarını görüyoruz. Dünya ile karşılaştığımızda Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?
Türkiye: Hakkını vermek, tasarımı korumak, tasarıma sahip çıkmak gibi konularda bence henüz yolun yarılarında. Tasarımı anlamadan, tasarıma sahip çıkmak çok zor.
Türkiye’de Endüstriyel Tasarımın bugününü ve yarınını nasıl görüyorsunuz 2017 endüstriyel tasarım trendlerindenbahseder misiniz?
Bu gün, Türkiye’de her alanda çok başarılı, gerçekten dünya markası diyebileceğimiz tasarımcılar var. Fakat onlar da yuvadan uçup gidiyor. Zemin sağlam olmayınca, ağaç fazla büyüyemeden, kök salamadan malesef yerinden sökülüyor. Kök salacak daha sağlam ve kaliteli bir zemin arıyor.
2017 bana göre, biraz yerinde sayan bir yıl. Bence2012 – 2013 aralığıbüyük sıçramalara tanık oldu. Şuan biraz tıkanık, biraz yeni formlardan korkan, daha çok “Satan tasarıma sadık kalan” bir durum içerisinde olduğumuzu düşünüyorum.
Tasarımcı adaylarına özellikle tasarım eğitimi ve taşıt tasarımcılığı konusunda tavsiyeleriniz neler?
Tasarımcı adaylarına kendi yorumum olan ve öğrencilerimle, yanımda bu güne kadar iş öğrenmek amaçlı eğitim / çalışma süreci geçirdiğim takım arkadaşlarıma söylediğim lafı söylemek isterim…
“Kaliteli tasarım, kusurları mümkün olduğu kadar tıraşlanmış tasarımdır. Yaşadığınız yerde, her gün gördüğünü yamuk bir tablo veya masanızda, yerde, gözünüzün önünde duran bir çöp sizi rahatsız etmiyorsa kusurları kaçırıyorsunuz demektir. Kusurları yakalamak, hataları fark etmek refleks biçiminde gelişmeli. O zaman tasarımdaki hataları ışık hızıyla çözebilirsiniz. Dikkat ve analiz tasarımın bence bel kemiği.”
Taşıt tasarımı konusunda söyleyebileceğim çok fazla birşey yok sanırım. Ancak teknoloji olmazsa taşıtlar daha çevreci, ekonomik ya da güvenli olmaz. Bu konuya dışarıdan baktığımda ilk olarak söyleyeceğim şey bu olur sanırım. Teknolojiye yön verebilecek tasarımlar hedeflemeye çalışmaları..