Erkut Terliksiz – Kağıdı, Kalemi Oyuncak Bildim

Sizi tanımayan insanlara biraz kendinden bahseder misiniz?
Merhaba, ben Erkut Terliksiz, 1978 Adana doğumluyum, 2002 Mimar Sinan Üniversitesi – Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik tasarım mezunuyum.
Her insanın mutlaka bir başlangıcı vardır.

Sizin resme olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı peki?
Çok küçük yaşta kağıdı kalemi oyuncak bildim. Babamdan sürekli “teksir” kağıdı isterdim. Ortaokul- Lise çağlarımda karikatür ve çizgiromanı keşfettim… Üniversite yıllarında resim hayatımın vazgeçilmezi olduğunu anlamıştım artık.

Usta olarak kabul ettiğiniz kişi kim?
Çok şanslıyım ki bu serüvende bir çok ustam oldu
Ethem Çalışkan, Mahir Güven, Murat Erdemsel, Yurdaer Altıntaş, Haluk Tuncay…

Kariyer yolculuğunda kararlarınızı neler şekillendirir?
Hayallerimin peşinde koşuyorum.

Emek vererek yaptığınız, kendinize has eserlerinizi bizzat inceleme fırsatım oldu. Farklılık sizin için ne ifade ediyor?
Hep yeniyi denemek, sınırları zorlamak, sabit teknik ve fikirlere saplanıp kalmamak, çok üretmek, çok denemek…

Başarınızın sırrı nedir?
Çok sevmek.

Bugünkü sanat anlayışıyla 50 yıl öncesinin sanat anlayışı arasında ne gibi farklar var sizce?
Zaman çok hızlı, herşey çok çabuk değişiyor, ve farklı bir çok konu evrim geçiriyor. Sanırım; 50 sene önce hayat çok daha temiz ve naifti. Bu değişiklik sanata da, sanatı yorumlamayı da etkiliyor.

Çeşitli malzemeler ve teknikler ile eserlerinizi zenginleştiriyorsunuz. Hangi malzeme ve teknik ile çalışacağınızı nasıl belirliyorsunuz?
Buluntu malzeme üzerine çalışmayı çok seviyorum. Malzemenin sınırlarını zorlamaktan büyük keyif alıyorum, yüzeyin kendisinde bulunan hasarlar, farklı derinlikler, resmin bir parçası oluyor. Bu beklenmedik lekeler görünenin dışına, sürreale uzanan bir köprü olabiliyorlar. Tabiki buluntu malzemeyle sınırlı değil, kağıt tahta özellikle son yıllarda çoğunlukla tuval üzerine çalışıyorum…

Hikayesinden en çok etkilendiğiniz, sizin için en özel olan eseriniz hangisi?
Ayırt etmek çok zor, hepsi birbiriyle ilintili, birbirini takip eden, kendi içinden çoğalan, doğan eserler. Benim bir parçam, beynimin haritası.

Yurt dışındaki sergi projeleriniz ve oradaki sanatseverlerin tepkilerinden bahseder misiniz?
Danimarka’da Galerie Wolfsen, Amsterdam da Rademakers Galeri’yle çalışıyorum; son bir kaç yılda solo ve karma sergiler yaptık. Çok güzel tabii, aynı kültür, aynı geçmişi paylaşmadığımız insanların eserlerimi beğenmesi, koleksiyonerlerin ilgisini çekmesi, sanatın evrenselliğini gösteriyor.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
9 Nisan’da x-ist deki 7.solo sergime hazırlanıyorum.