Feza Koca “Tasarım Felsefemizde, Kullanıcı Her Zaman Ön Plandadır”

Sohbetimize başlarken öncelikle sizi tanımak isteriz… Eğitiminiz ve iş hayatına atılma sürecinizden bahseder misiniz?
1987 yılında ’nden mezun oldum. Aynı yıl girdiğim İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden 1994 yılında Yüksek Mimar ünvanını aldım. Üniversite 2. Sınıfta hocalarımın ofisinde part-time olarak başlamış olduğum mimarlık hayatımda bir dönem Percy Thomas Partnership, Londra ofisinde çalıştıktan sonra 1999 yılında Elips Tasarım Mimarlık ofisimi açtım.

Darüşşafaka Cemiyeti’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak aldığınız görev kapsamında yaptığınız çalışmalardan ve aktif rol aldığınız sosyal sorumluluk projelerinden kısaca bahseder misiniz?
2012 yılında Darüşşafaka Cemiyeti’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev almaya başladım. 2017 yılına kadar devam eden görev sürem boyunca, Darüşşafaka’ya olan gönül borcumu ödemek üzere, okuluma uzmanlığım çerçevesinde katkı sağlamaya çalıştım. Varlık komisyonunda yaptığımız çalışmaların yanısıra, Maslak kampüsünde de birçok tasarım çalışması yaparak, Darüşşafakalı kardeşlerime güzel mekanlar yaratmaya çalıştım. Bunlara örnek olarak; Tekno girişimcilik merkezi, Lise ve ortaokul lokalleri, Cemiyet giriş ve toplantı salonları, öğrenci evleri, yemekhane, sanat sınıfları tasarım ve projelendirme çalışmalarını sayabilirim.

Mimarlığı seçmenizdeki etkenler nelerdir? Meslek seçiminizin sonrasında mimarlığın yanı sıra ilginizi çeken alanlar oldu mu?
Aslında lisedeyken mimarlık mesleği ile ilgili çok fazla bir bilgim yoktu. Resim yapmayı seviyordum, resim kolu başkanıydım, matematik dersinde de iyiydim, tübitak matematik yarışmasına sokmuşlardı. Resim öğretmenim, ‘sen mimar ol, resmin ve matematiğin iyi’ demişti. Ben de o yüzden yazmıştım. Çok bilinçli bir seçim değildi ama iyi ki de mimar olmuşum. Mimarlığın yanısıra, iç mimarlık, mobilya ve aydınlatma tasarımı da ilgimi çekmeye başladı. Aslında artık kendimi ‘Tasarımcı’ olarak adlandırıyorum. 2 yıldır da yıllardır ofiste yetiştirdiğim stajyer ve yeni mezun arkadaşlarımın yanısıra, üniversitede proje yürütücülüğü yaparak yeni öğrenciler yetiştiriyorum.

Elips Tasarım Mimarlık ne zaman kuruldu? Firmanın yapısını, ekibinizi ve bugüne kadar geçirdiğiniz aşamaları kısaca anlatır mısınız?
Elips Tasarım Mimarlık 1999 yılında kuruldu. Mimari proje hizmetinin yanısıra, iç mekan tasarımı ve anahtar teslim uygulama hizmetleri vermektedir. Ekibimizde mimar, iç mimar ve endüstri ürünleri tasarımcıları yer almaktadır, bunun yanısıra kış ve yaz döneminde aramıza kimi kısa süreli kimi uzun süreli katılan stajyer arkadaşlarımızda bulunuyor.

Elips Tasarım Mimarlık bünyesinde mimari, iç mimari tasarım ve anahtar teslim uygulama çalışmaları yürütüyor; konut, ticari alanlar, yeme-içme, mağazacılık, eğitim alanları, ofis mekanları, ürün tasarımı gibi birçok farklı ölçekte ulusal ve uluslararası projeye imza atıyorsunuz. Tasarım felsefenizi nasıl tanımlarsınız?
Tasarım felsefemizde, kullanıcı her zaman ön plandadır. Ona en farklıyı ve en konforluyu yaratma çabası bizi her projede heyecanlı kılar. Tekrarlardan kaçmak ve hep farklıyı aramak bizim için olmazsa olmazdır. Etrafımızdaki her şeyden ilham alabiliriz. Farklı form ve malzeme denemeleri de tasarımda yeni doğuşları da beraberinde getirir bizim için.

Tasarım yaklaşımınızın belirleyici kriterleri nelerdir, kendi mimarlığınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Tasarım yaklaşımımı belirleyici tek bir kriter yok. Çoğunlukla formun fonksiyonu takip ettiğini söyleyebilirim. Tasarım bir ihtiyaca cevap vermek zorundadır. Bu cevabı verirken de form ve malzeme ile kullanıcıyı şaşırtmak benim için önemlidir. Mimarlığıma gelince, hem bulunduğu çevreye değer katacak hem de içinde ve dışındaki kullanıcılara iyi bir yaşam kurgulayan binalar yaratmak, benim mimarlık anlayışımı belirliyor.

Mimari ve iç mimari projeleriniz devam ederken, FEZA markası altında ürettiğiniz mobilya ve aydınlatma tasarım çalışmalarından söz edebilir misiniz? İlham kaynağınız nelerdir?
Yıllardır yapmakta olduğumuz mimari ve içmimari çalışmalarda müşterilerimize özel mobilyalar tasarlıyorduk. Onun ihtiyacına ve mekana özel tasarımlar yapıyorduk. FEZA markası da bu çalışmalardan edinilen tecrübe ile doğdu. Bu sefer ihtiyacı ve konsepti belirleyen ben oldum. Mobilya, aydınlatma ve ürün tasarımı yaparken, ürünün gerçekleştirmek zorunda olduğu fonksiyonun yanısıra, bulunduğu mekanda formu ve malzemesi ile bir heykel edası ile durmasını hayal ettim, bu benim ürün tasarımlarımda çıkış noktam oldu. Mutlaka bir konsept belirleyip koleksiyon tasarlıyorum.

Çok farklı konulardan ilham alabiliyorum. Mesela, FLY collection adı altındaki tasarımlarımda, mobilya ve aydınlatma ürünlerinin, yalın, şeffaf ve kuş kadar özgür olabilmelerini istedim. Ahşap ve metalleri şeffaf akrilikle beraber kullandım. Bumerang oyuncağından ilham alarak tasarladığım BOOMERANG sandalye de, şeffaf akrilikle bütünleşen bumerang formunda masif ahşap kol ve ayaklarla oldukça yalın bir görüntüye sahiptir.

Bugüne kadar gerçekleştirmiş olduklarınız arasında sizi en çok heyecanlandıran ve sizi etkileyip yansıttığını düşündüğünüz proje veya ürünleriniz nelerdir?
Bugüne kadar çok farklı ölçeklerde projeler yaptık. Beni en çok heyecanlandıran FLY collection altındaki tasarımlarımdır. Bunların yanı sıra 2017’de teslim etmiş olduğumuz, çok heyecanla, peyzajından objesine kadar tasarlayıp uyguladığımız 3500m2 kapalı 4500 m2 açık alana sahip BJK No1903 karma kullanımlı sosyal tesis projemizdir. Şu anda devam etmekte olduğumuz bir konut projemiz de beni çok heyecanlandırıyor, müşterimizle tasarım anlayışı ve oluşturmak istediğimiz detaylarda frekansımız iyi tuttu, oldukça yalın bir mekan çıkarmayı hedefliyoruz.

Son olarak geleceğe yönelik hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Gelecekle ilgili hedeflerim, öncelikle FEZA markasına yeni koleksiyonlar ilave etmek ve yurt dışı satışlarımızı arttırmak. Mimari ve iç mimari tasarımlarımıza hızlı bir şekilde devam etmek. Bireysel müşterilere yaptığımız projelerin yanı sıra kamusal alan kullanımına açık sosyal projeler de üretmek hedeflerim arasında.