“İkinci Nesil Bir Mimarım” Doruk Salalı

Öncelikle sizi ve 4M Salalı Mimarlık’ı tanıyabilir miyiz? Projelerinizden, tasarım süreçlerinizden bahsedebilir misiniz?

1994 yılında mimar bir baba ve inşaat mühendisi bir annenin tek çocuğu olarak Ankara’da doğdum. 2012 yılında TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra doğduğumdan beri fiili olarak içinde bulunduğum mimarlık dünyasına akademik açıdan ilk adımımı attım. Üniversite tercihimi ise yıllarca tasarım ve mimarlık konusunda beni çok etkilemiş olan İtalyan ekolünden yana kullanarak lisans eğitimime Politecnico di Milano’da başladım. Burada tamamladığım lisans ve yüksek lisans eğitimim süresince dünyanın çeşitli ülkelerinde katıldığım sayısız atölye çalışması ve çoğunluğu Milano’da olmak üzere İtalya’nın farklı şehirlerindeki mimarlık ofislerinde çalışarak edindiğim tecrübeleri, Türkiye’ye dönerek değerlendirmeye karar verdim. Tabi bu kararımda, ikinci nesil bir mimar olmanın ve İstanbul’un ciddi bir önemi var.

4M Salalı Mimarlık ise, babam Salih Z. Salalı’nın 1986 yılında kurduğu 4M Mimarlık firmasının, benim mezuniyetimi takiben kurumsal kimliğinde yaptığımız değişikliği sonucunda doğdu. Buradaki asıl değişiklik, 30 yılı aşkın bir mesleki deneyimi, yeni nesil bir tasarım yaklaşımıyla birleştirmek oldu.

Ankara ve İstanbul ofislerimizde Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki projelerimizin yanı sıra ulusal ve uluslararası yarışmalara katılarak “mimari tasarım yarışması” kültürünü devam ettiriyoruz.

Ekibinizde kaç kişi yer alıyor? Ekip yapınızdan bahseder misiniz?

Ankara ofisimizde25, İstanbul ofisimizde ise 5 kişi olmak üzere şu an için 30 kişilik bir ekibimiz var. Ankara ve İstanbul ofislerimiz sürekli birbirine bağlı bir şekilde çalışıyor. Ben İstanbul’da babam ise ağırlıklı olarak Ankara’da olmak üzere iki ortaklı tek merkezli bir yapımız var.

Yurtdışında da pek çok projeye imza atıyorsunuz. Yurtdışında devam eden işlerinizden bahseder misiniz?

Evet, Türkiye’de birçok şehirde devam eden projelerimizin yanı sıra Orta Doğu ve Slav ülkelerinde de tamamlanmış ve tasarım aşamasında olan birçok projemiz var. Şu sıralar sık sık Erbil ve Bağdat’a seyahat ediyoruz çünkübirçok projelerimiz yapım aşamasında.

Çok farklı tipolojilerde ve ölçeklerde projeler üretiyorsunuz. Bu farklı potansiyelleri nasıl yarattınız?

Aslında bu potansiyelin çok önemli bir kısmı iki neslin ofisi birlikte yönetmesi sayesinde oluşuyor. Değişik ilgi alanları ve deneyimler sayesinde daha farklı tipolojiler ve ölçeklere hakim olabiliyoruz.

Mimari tasarım kararlarınızda çevre duyarlılığı ve sürdürülebilirliğin önemi ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Politecnico di Milano İtalya’da eğitim veren bir “teknik” üniversite olduğundan, Avrupa’nın son yıllarda iyiden iyiye yoğunlaştığı sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı konusuyla eğitimim süresince sıkça karşılaştım. Bunun üzerine her iki tezim için de sürdürülebilirlik konusunu seçtim. Halen de bu konudaki çalışmalarıma devam ediyorum. Bu sayede de mimarlıkla git gide daha iç içe geçen sürdürülebilirlik konusunu mimari tasarım kararlarımızda sıkça rastlanır hale getirdik.

Türkiye’de proje yapmakla yurtdışında proje yapmak arasındaki farklılıklar neler? Projelerinizi tasarlarken yerle ve yapılı çevreyle kurduğunuz ilişkiyi nasıl tariflersiniz? Bu ilişkiyi nasıl yönlendiriyorsunuz? Ve özellikle yurt dışında proje tasarlarken bu ilişkiyi nasıl besliyorsunuz?

Öncelikle mimari anlayış birbirinden çok farklı. Sonuçta mimarlık insanla çok iç içe bir meslek. Muhatap olduğunuz insanların yaşam biçimleri, kültürleri, talepleri değiştiğinde haliyle tasarım da o yönde şekilleniyor. Tabi arada ince bir çizgi var. Bir kültürde mimari tasarım hep aynı yönde ilerlediği için körü körüne o akıma ayak uydurmaktansa, yine kullanıcıyı göz önünde bulundurarak, yenilikçi bir yaklaşımla o toplumu inovatif bir tasarımla buluşturduğumuz projelerimiz her zaman daha başarılı oluyor. Asıl amacımız da bu, yurt dışında örnek gösterilecek projeler üretmek.

4M Salalı Mimarlık olarak farklı tipolojilerde birçok projeye imza atıyorsunuz, bunlardan biri de konut projeleri.Mimar olarak, çağdaş konut kavramının sizce tanımı nedir? Çağdaş bir konut içeriğinde ne gibi kriterleri barındırmalıdır, ne gibi estetik kaygıları taşımalıdır?

Konut bir noktada mimarlığın en hassas bölgesi çünkü insanların “ev” dediği, vaktinin çoğunu geçirdiği yer. Aldığınız en ufak bir tasarım kararı, her projede yüzlerce hatta kimi zaman binlerce insanın hayatını her gün etkiliyor.Çağdaş konut kavramının net bir tanımının olamayacağını düşünüyorum. Çünkü az önce bahsettiğim gibi, kullanıcıdan kullanıcıya, kültürden kültüre ciddi farklılıklar gösteren bir tipoloji. Bir toplum için doğru olan, bir diğeri için olmayabiliyor. Ama TÜM ÇAĞDAŞ KONUTLAR İÇİN ORTAK OLMASI GEREKEN KOŞULLAR, SOSYAL, EKOLOJİK VE EKONOMİK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAMASI denilebilir.

Çalışmalarınızdan ve son dönem projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz?

Son dönemlerde Orta Doğu pazarında oldukça aktifiz. Bu tür gelişmekte olan şehirlerde planlama çok önemli, bu tür projelerde çalışan herkes bu sorumluluğun farkında olmalı.Biz de bu nedenle çoğu projemizi kentsel tasarım noktasında teslim alıp iç mimarisine kadar kendi bünyemizde devam ettirmeyi tercih ediyoruz.Tabii ki bu şekilde bir çalışma, çok ciddi bir takım ruhu gerektiriyor. Ancak ne yazık ki bu şekilde bütüncül bir yaklaşım izlenmeyen projeler oldukça fazla.

Uzun yıllardır Türkiye’de mimarlık yapıyorsunuz ve inşaat sektörünü yakından takip ediyorsunuz. Son dönemde Türkiye’de yapılan yapıları ve mimarlık algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet firmamızın tarihi itibariyle çok uzun yıllardır sayısız projeye imza attık ancak ben göreceli olarak daha yeni denilebilecek kadar bir süredir aktif mimarlık hayatıma devam ediyorum. Bu nedenle geçmişten ziyade günümüzle ilgili daha net değerlendirmelerde bulunabilirim. Şunu açıkça söyleyebilirim ki, inşaat sektörü ve buna bağlı olarak mimarlık, geçtiğimiz senelerde rant odaklı ve kontrolsüz bir gelişme izlediği için bugün çok ciddi bir sıkıntı içerisinde. Bu krizi de ancak ve ancak az önce bahsettiğim planlı gelişmeye yönlendiren net kurallar ve bunu uygulamaya olanak sağlayabilecek yatırımcılar sayesinde aşabiliriz.

Gelecekle ilgili iş planlarınız arasında neler bulunuyor? Yeni projeler, yatırım planlarınız nelerdir?

Çok yakın zamanda yeniden Kuzey Irak’ta Erbil ofisimizi aktif hale getiriyoruz çünkü ciddi bir iş hacmimiz var ve bu projelerin koordinasyonu açısından kurulu bir tasarım ve kontrollük ofisi anlık müdahale noktasında bize çok yardımcı oluyor. Bunun dışında, halihazırda üzerinde çalıştığımız ve tamamladığımız “masterplan” projelerinin gerçeğe dönüşme ve inşa edilmesi konusunda yüklendiğimiz sorumluluklarımızı yerine getireceğiz.