Kahve Demlemenin Püf Noktaları

1871 yılında Tahmis Sokağı’nda faaliyete başlayan Kurukahveci Mehmet Efendi deneyimi ile pratik bir kahve demleme yöntemi olan press pot ya da diğer adıyla french press tekniğini püf noktaları ile anlatıyoruz. Kolayca bulabileceğiniz bir french press ve her daim aynı lezzete sahip kaliteli Kurukahveci Mehmet Efendi Kahvesi ile evinizde veya işyerinizde profesyonellerin hazırladığı lezzette kahveler hazırlayabilirsiniz.

PRESS POT KAHVE (FRENCH PRESS)

1) 350 gram suyu kaynatın.

2) 30 gram kahveyi cam aparata koyun. Koyduğunuz kahvenin iki katı kadar (60 gram) suyu kahvenin üzerine boşaltın.

3) Bir çubuk kullanarak taneleri hafifçe karıştırın. Kahvenin 30 saniye boyunca suyla buluşmasını sağlayın.

4) Suyun kalan miktarını boşaltın ve kapağı kapatın. Kahvenin 4 dakika demlenmesini sağlayın.

5) 4 dakikalık demlenme sonrası, filtreyi aşağı bastırın. Bastırdıktan sonra kahveyi hemen servis yapın, böylece kahvenin acılaşmasını önlemiş olursunuz.

KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ

19. yüzyıl sonlarına kadar Türk kahvesi çiğ çekirdek olarak satılıyor, evlerde tavada kavrulduktan sonra el değirmeninde çekiliyor ve içilebiliyordu. Bu durum Mehmet Efendi’nin kahveci dükkânını babasından devralmasına kadar sürer. 1871 yılında işin başına geçen Mehmet Efendi, kahveyi dibeklerde öğüterek müşterilerine hazır olarak satmaya başlar. Böylece İstanbul Tahmis Sokağı’nda taze kavrulmuş, mis gibi kahve kokusu da çevreye yayılmaya başlar. Tahmis zaten “kahve kavurma” demektir.

Mehmet Efendi müşterilerine sağladığı bu kolaylıkla kısa bir zaman sonra “Kurukahveci Mehmet Efendi” diye anılmaya başlar. Cumhuriyetten sonra 1934’te soyadı kanununun çıkması ile aile “Kurukahveci” soyadını alır. Mehmet Efendi 1931 yılında vefat ettikten sonra, işi oğulları Hasan Selahattin, Hulusi ve Ahmet Rıza sürdürür. Kardeşlerin en büyüğü olan Hasan Selahattin (1897–1944) yurtdışının önemini hemen kavrar ve uluslararası etkinliklere katılır.

Marka Dönemi Hulusi Bey (1904–1934) dönemin gelişen teknolojisini göz ardı etmez ve modern üretimi gerçekleştirir. Ayrıca Tahmis Sokağı’ndaki dükkânın yerine dönemin ünlü mimarı Zühtü Başar’a günümüzde de kullanılmakta olan bir bina inşa ettirir. Aynı dönemde müessese için, dönemin usta grafikeri İhap Hulusi Bey’e bir amblem çizdirir. Bu amblem günümüzde de kullanılmaktadır.

Bir süre sonra yönetimi, Londra’da eğitim görmüş olan en küçük kardeş Ahmet Rıza Kurukahveci devralır. Ahmet Bey’in dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor olması, onu reklama ve müesseseyi çağdaşlaştırma yönünde adımlar atmaya yöneltir. Bu dönemde kahve, parşömenli kâğıt paketlere konur ve bakkallara otomobil ile dağıtılmaya başlanır. Ayrıca Galatasaray Sahne Sokağı’nda bir şube açılır.

Üçüncü ve Dördüncü Kuşak Bugün Kurukahveci’nin yönetiminde üçüncü ve dördüncü kuşak birlikte görev yapmaktalar. 1871 yılında Tahmis Sokağı’nda faaliyete başlayan işletme, günümüzde Y. Dudullu’daki yeni tesisinde üretimini sürdürüyor.