Koray Özpalamutçu ile Çok Özel

Hayatım Boyunca Yeniliklere Açık Olarak, Zamanın Dinamiklerine Ayak Uydurarak Yoluma Devam Ettim

Senin hikayeni senden dinleyelim.
Merhaba Koray Özpalamutçu ben. Fotoğrafçıyım. Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi mezunuyum. Yaklaşık 22 yıllık profesyonel kurumsal iş hayatımı, fotoğrafçı kimliğim ile devam etmek amacıyla 2018 yılında sonlandırdım. İzmir’de yaşıyorum ve fotoğraf serüvenim ile yine İzmir’den tüm dünyaya açılıyorum.

Kurumsal iş hayatından fotoğrafa çekmeye karar verişin nasıl oldu? İkisini bir arada yürütmek zor olmuyor mu?
Kurumsal iş hayatım sırasında cep telefonu ile fotoğraf çekerek başladım fotoğrafa ben. Telefonuma indirdiğim uygulamaları da kullanıp fotoğraflarımı düzenliyordum.

Günün yorgunluğunu bu şekilde atıyor ve kendimi çektiğim fotoğrafları düzenlerken rahatlatıyordum. Bir süre sonra cep telefonu yetmedi ve fotoğraf makinesi ile yoluma devam etmeye karar verdim. Bu sırada fotoğraf çekimleri ile ilgili projelerde daha sık olmaya başlayınca hayatımın geri kalan kısmına fotoğrafçı olarak devam etmek istedim. 22 yıllık kurumsal iş hayatımı sonlandırdım ve yolculuğuma tam zamanlı fotoğrafçı olarak devam etmeye başladım. Dolayısıyla şu an ikisini bir arada yürütmediğim için benim için zorluğu yok.

Kariyer yolculuğunda kararlarını neler şekillendirir?
Hayatım boyunca yeniliklere açık olarak, zamanın dinamiklerine ayak uydurarak yoluma devam ettim hep. Aldığım kararları bana katma değeri olacağına inandığım an aksiyon alarak gerçekleştirdim. Kurumsal kariyerim ve fotoğrafçı kimliğimde de aldığım kararlar bunların şekillendirmiş halidir.

Geleceğe bakarken; seni umutlandıran ve kaygılandıran en bariz düşünceler neler?
Şu an için tüm dünyanın içinde bulunduğu Korona salgınına endişeleniyorum. Umudum ise, bu durumun yakın gelecekte sona ermesi ve yine gezmeye başlayıp, yeni rotalarda fotoğraflar çekeceğim günlerin gelmesidir.

Instagram dünyasında kendine yer edinmek ve isminin bilinir, işinin beğeniliyor olması çok da kolay değil. Emin adımlarla yürüdüğün yolda; Çektiğin fotoğrafları tam olarak nasıl tanımlıyorsun?
Ben 2011 yılından beri Instagram kullanıyorum. Daha önce yaptığım röportajlarda da söylemiştim. O dönem ile şu an kullanılan Instagram çok farklı birbirinden. İsmimin bilinir olmaya başlaması zaten o dönemde çektiğim fotoğrafların popüler sayfaya çıkması ile başladı. O günlerde de belli bir yere gelebilmek çok kolay değildi elbette. İsmimin bilinir olması ve yaptığın işin beğenilmesi, zaman içerisinde bana gelen projelerin artışı ile doğru orantılı oldu.

Görüldüğü üzere Instagram sayfamda çoğunlukla çektiğim manzara ve doğa fotoğrafları var. Ancak yaptığım fotoğraf ve video çekimleri sadece manzara fotoğraflarından ibaret değil. Ürün, moda, iç mekân, gıda ve içecek vb. birçok kategoride çekimler yapıyorum.
Çektiğim ve paylaştığım fotoğraflarındaki renklerin ahengi ise, benim doğaya olan hayranlığımı tanımlıyor.

Fotoğraf camiasından senin usta olarak kabul ettiğin kişi kim?
Manzara ve doğa tarzında @02q (Japon bir fotoğrafçıdır. Instagram’da ilk takip etmeye başladığım kişiler arasında olup kendine has tarzı beni etkileyen yegâne kişidir.) ve portre tarzında ise Lee Jeffries @lee_jeffries diyebilirim.

İçinde bulunduğunuz an sizin için nasıl fotoğrafı çekilesi bir ana dönüşüyor? O andan neleri alıyor fotoğrafla insanlara neler veriyorsunuz?
O an’ı çekmeye karar verdiğim an, fotoğrafı düzenlediğim haliyle gözümün önüne geliyor. Vermek istediğim mesajda tam olarak dünyanın benim gözümden görülen güzellikleridir.

Sadece Türkiye’de değil, farklı ülkelerde, farklı şehirlerde de fotoğraflar çektiniz/çekiyorsunuz? Türkiye ile diğer ülkeleri kıyaslarsak “an” kavramında ne gibi bir farklılık var?
Evet, farklı ülkeler ve lokasyonlarda fotoğraflar çektim, projelerde bulundum. Farklı coğrafyalarda çok zor koşullarda da çok rahat hissettiğim anlarda da fotoğraflar çektim. Doğanın güzellikleri, insanların hayatları, renklerin ahengini kullanarak o an’ları dondurdum. Her ülkenin elbette kendine has bir havası ve doğal güzelliği var. Ama Türkiye bambaşka. Doğanın, tarihin, kültürel mirasların iç içe olduğu Türkiye’den daha güzel ve kıymetli bir ülke yok.

İnsanın doğayla beraber şekillendiği kırsal bölgelerden kareler yakalarken, kompozisyonlarınızda renk, doku ve hikâye olarak neler arıyorsunuz? İşinle ilgili seni nasıl eleştiriler motive ediyor?
Ben tam anlamıyla maviye ve yeşile renge hayranım. Mavi ile yeşilin bir arada olduğu hale hatta… Ve fotoğraf çekerken mavi ile yeşilin arasına biraz da beyaz veya kavuniçi ilave edilmesi beni etkiliyor. Beyazlar veya kavuniçiler ise bulutlar benim için beyaz pamuk gibi, bazen gün batımındaki kavuniçi tonların veya pembeye kaçan bir tül halini alan bulutların, çektiğim fotoğraflara derinlik kattığını düşünüyorum. Mesela çektiğim fotoğraf tarzlarından biri olan uzun pozlama tekniğiyle maviye ve yeşilin arasında birde bulutlar eşlik edince çok keyif alıyorum o an’ı dondurmaktan.

Son zamanlarda nerelerdesiniz, neler yapıyorsunuz yeni projeleriniz var mı? Sizi yakından takip etmek isteyenler nereden ulaşabilirler?
İzmir’de yaşıyorum dolayısıyla son zamanlarda da İzmir’deyim. Video çekimlerini ekibimle yaptığım işler de var. Bu çekimler devam ederken bir yandan da görüşme içersinde olduğum ve beni heyecanlandıran 4 yeni proje var. Beni yakından takip etmek isteyenler Instagram’da bulabilirler. Çektiğim fotoğraflar dışında bazen hikayelerimde gündelik hayatımda neler olduğunu paylaşıyorum. Instagram’da takip isteyenler için kullanıcı adım ise @korayozpalamutcu

Tecrübelerinize dayanarak özellikle fotoğraf çekmeye yeni başlayan bu röportajı takip eden okuyucuları için ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Ben açıkçası, pratik yapmalarının ve olabildiğince fazla fotoğraf çekmelerinin hem görsel hafıza hem de kadraj bilgisi açısından kendilerine çok faydası olacağını düşünüyorum. Yeni başlayacak kişilerin yapacakları bu pratiklerle, kendi gelişimlerini zaman içerisinde görecekleri kanaatindeyim.
Bende aynısı yaptım çünkü ilk zamanlarımda. Hala hiç üşenmeden hoşuma giden bir an olursa makine veya telefonumla o an’ı dondurmak için çekiyorum fotoğrafını. Teknolojiden faydalanıyorum her fırsatta yani 🙂

Son olarak İzmir’de yaşayan birisinin gözünden İstanbul nasıl bir yer onu soralım…
İzmir’de yaşayan biri olarak kurumsal iş hayatım boyunca iş seyahatleri sebebiyle İstanbul’da oldukça fazla bulundum. İstanbul harika bir şehir ve fotoğraf açısından da kadraja an’ları dondurmak için çok malzeme veriyor. Boğaz manzarasından sokak fotoğraflarına, insan portrelerinden ve yaşam stillerine kadar çok geniş bir yelpazesi var İstanbul dinamiğinin. Sözün özü İstanbul’u seviyorum.
Bu keyifli röportaj için size teşekkür ediyorum.