Ozan Güzelce – Fotoğrafın Daha Çok İçinde Olma Arzusu

Fotoğrafa duyduğu ilgi ve kendini daha da geliştirmek için üniversitede bu konuda eğitim almaya karar verir. 1996 yılında MSGÜ Fotoğraf Bölümü yetenek sınavlarına hazırlanır ve kazanır. Ozan Güzelce ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide hem kendisini hem de foto muhabirliğini ve fotoğraf sanatına bakış açısını daha yakından anlama fırsatı yakaladık.

Öncelikle sizi yakından tanıyabilir miyiz?

1978 İstanbul doğumluyum.  Fotoğrafa ilgim lise yıllarında bana hediye edilen bir analog fotoğraf makinesi ile başladı diyebilirim. Kendi kendime deneme yanılma ile çektiğim fotoğraflar bu alana duyduğum ilgiyi arttırdı. İçinde yaşadığımız akıp giden zamanın bize özel gelen bir anını dondurmak ve bunu belgelemek, paylaşmak duygusu zamanla benim için bir tutkuya dönüştü.

Fotoğrafçılığınızı nasıl ilerlettiniz? Fotoğrafçılığı meslek olarak seçmeye nasıl karar verdiniz?

Fotoğrafa duyduğum ilgi ve kendimi daha da geliştirmek için üniversitede bu konuda eğitim almaya karar verdim. 1996 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü yetenek sınavlarına hazırlandım ve kazandım. Burada çok değerli öğretmenlerden eğitim alma fırsatım oldu. Fotoğrafın temel, sanatsal, felsefi ve teknik yönlerini burada öğrendim.

Üniversite eğitimim devam ederken bazı fotoğraf stüdyolarında asistanlık yaptım. Zamanla portre ve belgesel fotoğrafçılığa artan ilgim beni gazeteciliğe bir başka değişle foto muhabirliğine yönlendirdi. 2000 yılında Milliyet Gazetesi’nde stajer foto muhabiri olarak çalışmaya başladım. Burada da bir çok değerli foto muhabirinin yanında haber fotoğrafçılığını öğrenme şansım oldu. Halen Milliyet Gazetesi’nde foto muhabiri olarak çalışmaktayım.

Üniversitede eğitiminizi fotoğraf üzerine aldınız. Verilen bu eğitim basın fotoğrafçılığı ile ne derece örtüşüyor?

Evet, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümünde eğitim aldım. Benim eğitim aldığım süreçte fotoğrafın sanatla ve felsefe ile ilgisini anlatan derslerin yanı sıra optik, ışık, komposizyon, belgesel fotoğrafçılık ve stüdyo gibi dersler de gördük. Bu derslerden belgesel fotoğrafçılık basın fotoğrafçılığına en yakın olan dersimizdi. Ama maalesef basın fotoğrafçılığının tam karşılığı olan bir dersimiz yoktu.  Aslında biraz da bu güzel sanatlar fakültelerinin verdiği müfredatları ile ilgili bir konu. Genelde gazetecilik bölümü mezunlarının foto muhabirliği mesleğini seçebileceği öngörüsü var sanırım.

İlk başlarda foto muhabiri olarak çalışma hedefin var mıydı? Başlarken kafanda tasavvur ettiklerinden farklı neler yaşadın mesela?

Açıkçası ilk başlarda foto muhabiri olmayı düşünmüyordum. Reklam ve moda fotoğrafçılığı daha çok ilgimi çekiyordu. Belgesel ve portre fotoğraflarını da seviyor olmam ve fotoğrafın daha çok içinde olma isteği beni foto muhabirliğine yönlendirdi diyebilirim. Tabii ki foto muhabiri iken çektiğiniz kareler ile bir güzel sanatlar fotoğraf bölümü öğrencisi olarak çektiğiniz kareler arasında çok büyük farklar var.

Mesela bir haber fotoğrafı çekerken sizden beklenen o haberi anlatan en önemli anı 1-2 kare de anlatabilmek. Çünkü gazetede her zaman sizden gelecek birden çok kareyi kullanma şansı olmayabiliyor. Özetle haber fotoğrafçılığında en önemli husus anı en iyi anlatan kareyi yakalamak. Belgesel fotoğrafta ise daha çok kare ile olayı anlatma serbestliği söz konusu. Ayrıca haber fotoğrafında başarılı olmak için hızlı karar vermek de çok önemli.

Gazetede çalışmak meslek hayatınıza neler kattı?

Gazetede çalışmak için pratik düşünmek ve hızlı karar vermek önemli. Sanırım bana kazandırdığı en önemli iki özellik bunlar. Bir de bir gazete foto muhabiri her konuda fotoğraf çekebilme kabiliyetinde olmalı. Çünkü gazetede bir gün haber fotoğrafı peşinde koşarken diğer bir gün kendinizi spor fotoğrafı çekerken bulabiliyorsunuz. Yeri geldiğinde portre, moda çekimi bazen bir mekan çekimi bazen de yemek çekimi bile yapabiliyorsunuz. Bizim alanımız oldukça geniş. Bu benim için gerçekten büyük kazanç oldu diyebilirim.

Türkiye’de foto muhabirliği mesleğinin zorlukları nelerdir?

Öncelikle Türkiye ‘ de foto muhabiri olarak çalışılabilecek üç alan var birincisi yabancı ajanslar ikincisi yerli ajanslar üçüncüsü ise belli başlı gazeteler. Gazete foto muhabirliği bana göre bunların en dezavantajlısı çünkü sayı olarak zaten az olan gazetelerde foto muhabiri olarak yer bulmak iyice zorlaştı. Ben de bir gazete foto muhabiri olarak kendimi “Yarın ne olacak” sorusu ile hep karşı karşıya buluyorum. Bir gazete foto muhabirinin en önemli gereksinimi olan teknik ekipmanlarda ayrı bir problem çünkü fotoğraf ekipmanlarını özellikle de objektiflerimizi kendimiz almak zorunda kalıyoruz.

Bugün bir foto muhabirine gerekli objektiflerin fiyatları  gerçekten çok yüksek değerlerde bunları alabilmek çok kolay değil. Genel zorluklara da bakacak olursak bir bir foto muhabirlerinin çektiği bazı kareler günlerce gündemi belirleyebiliyor ama o fotoğrafın değeri kadar maalesef Türkiye’ de foto muhabirleri maddi manevi değer görmüyor. Haber takiplerinde güvenlik güçleri ile karşı karşıya gelebiliyoruz. Bir örnek 2014 yılının 1 Mayıs gösterilerinde üzerime atılan bir gaz bombası ile el bileğim kırılmış ve 2 ay boyunca tedavi sürecim olmuştu.

Bir olayı foto muhabiri olarak fotoğraflamanın ne tür avantaj ve dezavantajlarını yaşıyorsun?

Daha önce de belirttiğim gibi foto muhabiri olarak fotoğraf çekmek ile normal bir fotoğrafçı olarak fotoğraf çekmek farklıdır. Foto muhabiri bir olayı en önemli ve vurucu anını yakalamak ve onu bağlı olduğu medya organına hızla ulaştırmak zorundadır. Ve en önemlisi de foto muhabiri bir olayı fotoğrafına yansıtırken objektif olmalıdır.

Meslek hayatınızda seni en çok heyecanlandıran fotoğraf hangisi oldu?

2015 yılında Suriye’ de başlayan iç savaşla birlikte bizde olayları takip etmek için Azez şehrine giren ilk gazete olmuştuk. Orada yaşadığım ve çektiğim fotoğraflar benim için ayrı bir deneyim olmuştu.

Bir foto muhabiri olarak aynı zamanda sosyal medyada  Instagram kullanıyorsun, Instagram’ da olmaya nasıl karar verdin?

Açıkçası dijital fotoğrafın yaygınlaşması ile çektiğim fotoğrafları internet ortamında paylaşma fikri dijital platformda bir portfolyo olması açısından bana olumlu geliyordu. Instagram’ la tanışmam 2012 yılında oldu. Ben geç bile kaldım çünkü Instagram ilk önce IOS işletim sistemli telefonlarda çıkmıştı o zamanlar benim telefonum bunu desteklemediği için ben girememiştim.

Şimdi 4000 den fazla fotoğrafı olan 65 bin takipçisi olan bir hesabım var. Instagram bence birçok fotoğrafçıyı ve fotoğrafı bir arada görebildiğiniz bir platform olması dolayısıyla da önemli. Instagramda kaliteli fotoğraf çeken kişileri takip ederek kendimi daha iyi nasıl geliştiririmin cevaplarını da bulmaya çalışıyorum. Çünkü bir foto muhabiri veya bir fotoğrafçı gelişime her zaman açık olmalıdır. Bu işi yapıyorsanız her zaman “Daha iyisi nasıl olur?”  arayışı devam etmelidir.

Instagram hesabına baktığımda foto muhabirliğinin yanı sıra sanat camiasından da fotoğraflar görüyorum. Hangi fotoğrafı çekmek sana daha kolay geliyor?

Bir fotoğrafı çekerken bana kolay diye değerlendirmem. Sanat camiasından bir kişiyi çekerken çekeceğiniz kişiye veya o anki mekan durumuna göre kolay diye düşünebileceğiniz fotoğraf çekimi zorlaşabilir. Burada benim için en önemli kıstas çektiğim fotoğrafın öncelikle benim içime sinmesi beni mutlu etmesidir.