Instagram Mutluluk Yuvası Gibi, Kimse Gerçek Hayatını Yaşamıyor
Artık alıştırın kendinizi, sorgulamayı bırakın ve kabullenin. Biraz hızlı olduğu için adaptasyon konusunda sıkıntı çektik amma velakin, yeni nesil ünlülerimiz trendleri belirliyor, alışveriş alışkanlıklarımıza yön veriyor, milyonları hikayelerinde, fotoğraflarında, videolarında buluşturuyor. Magazincilerden tırım tırım hayatlarını saklayan alışılagelmiş ünlülerimizin aksine, tüm hayatlarını milyonların gözü önünde yaşamayı tercih ediyorlar. Evet, sosyal medya fenomenlerinden bahsediyorum. Onlardan biri de karı-koca bu işi yapan, Şahangiller. Bu ay mutfağımıza konuk olarak aldığımız ve yine yemek yapmak dışında, halay çekmek, şarkı söylemek gibi birçok eyleme imza atığımız, bölümümüzün isminin yine hakkını verdiğimiz bir çekime daha imza atmış bulunuyoruz. Allah’tan, Misina Balık gibi lezzetinden sual olunmaz bir mekanda ağırlandık da yemek yapmamış olmamız bize sıkıntı yaratmadı. Fenomenliğe dair bir çok ayrıntı ve Şahangiller’in tatlı hayatı ise röportajımızda saklı buyrunuz efendim…
Biraz kendinizden bahseder misiniz? Siz kimsiniz, nasıl hayatlarınızı birleştirdiniz…
Gönül: İstanbul’da 1986 yılında doğdum. Öğrenimimi Ankara’da bitirdim. Üniversite,Ev Ekonomisi bölümünü bitirdim ama kendi mesleğimi yapmıyorum. Eşimle birlikte reklam
sektöründeyiz. Sosyal medyada videolar çekiyoruz. Ankara’ya gittim, eşimle tanıştım, aldım ve geldim.
Emrah: Gönül ile üniversitede tanıştık. Ben hem Ankaralıyım hem de Ankara Üniversitesi’nde okudum. Ziraat Fakültesi’nde, Tarım Makineleri Mühendisliği okudum. Bölümlerimiz aynı kampüs içindeydi.Gidip gelirken birbirimizi gördük ve aşık olduk, Gönül’ü tavladım. Bende 86’lıyım, bütün öğrenimimi Ankara’da gördüm. Gönül ile evlendikten sonra makine mühendisi olarak İstanbul’a çalışmaya geldim. 2013 yılında, sosyal medyada yaptığım işler daha ağır basmaya başladığında, mühendisliği bıraktım.
Sosyal medyaya geçiş döneminiz nasıl başladı? Sen bir içerik ürettin, oradan insanlar seni keşfedip, izlemeye mi başladılar?
E: Geçmişim 9-10 seneye dayanıyor. İlk olarak mühendisliğe Ankara’da, bir fabrikada,fabrika müdürü olarak başladım. Ama sabahtan akşama kadar bilgisayar başında oturuyordum. İmza yetkim vardı, bütün gün 2 imza atıyordum. Sıkıntıdan hep twitter’da
takılıyordum, aklıma gelen yazıyordum. Eğlenceli şeyler yazıyordum, zaten hayatım boyunca arkadaşları beni hep komik bulmuştur. O zamanlar fenomenlik namına toplasanız 50 kişi falan vardı. Oradan kazandığım para bana ek gelir oluyordu. Ek gelir, maaşımın üzerine çıkınca, mühendisliği bıraktım ve bir ajans kurduk. 5.5 senedir profesyonel olarak şirketimiz üzerinden hem kendi işlerimizi hem de farklı fenomenlerin menajerlik işlerini
yürütüyoruz.
G: Bende esprili bir dille burç yorumları yazıyordum. Twitter’da 150 bin takipçim
vardı.Sonra beraber Vine’a kaydık.
E: Vine, Twitter’ın 6 saniyelik bir uygulamasıydı. Aslında biz şanslı doğanlar gibiydik, herkes sıfırdan başlarken biz Twitter’dan tanınmıştık. Vine açar açmaz Twitter’da ki takipçilerimiz oraya geldi. Vine’dan da para kazanmaya başlayınca, Instagram ve Youtube yöneldik.
Neden Şahangiller?
G: Soyadımız Şahan. Anadolu ağzıyla hani deriz ya teyzemgiller, amcamgiller gibi.
Emrah sen bir sinema filminde oynamıştın sanki?
E: Evet, oynadım ama artık kendi filmimizi çekmek istiyoruz.
Siz çekim yaparken hayli eğleniyorsunuz sanırım…
E: Evet, biz baya eğleniyoruz. Saatlerce güldüğümüz oluyor. Biz eğlendiğimiz için bizim takipçilerimiz de eğleniyorlar. Video atmış olmak için atmıyoruz.
G: kendimiz eğlenmiyorsak onunda takipçilere geçmeyeceğini biliyoruz. Çoğu zaman yayınlamadığımız videolarımız oluyor.
Gönül sen Trabzonlusun Emrah sen de Ankaralısın. Ailelerinizin gelenekçi olabileceklerini tahmin ediyorum. Aileleriniz sizin fenomenlik durumunuzu nasıl karşıladı?
E: Herkesin tepkisi ortaktı. Sen koskoca mühendissin, ne işin var böyle şaklabanlık yapıyorsun dediler. Şöyle bir döngüye girdi; ilk başta sadece soytarılık yaptığımızı düşünüyorlardı, sonrasında para kazandığımızı görünce, birde yolda ailemden birisiyle yürürken insanlar fotoğraf çekinmek isteyince, demek ki bunlar doğru bir şeyler yapıyor
dediler. Benim ailem destekliyordu ama Gönül’ün ailesi ile ciddi sorunlar yaşadık. Para ve şöhretin arttığını görünce, insanlar daha fazla destek olmaya başladılar. Biz de yakın çevremiz dışında, gerçekten bizim yanımızda olmayanları ayırt etmiş olduk.
G: Jenerasyon farkı var, sosyal medyadan uzaklar, anlamamaları normal aslında. Benim ailem çok gelenekçidir. Kabul görene kadar, zaman zaman acaba bıraksak mı bu işleri diye
düşündüğümüz anlar oldu.
İnsanlar, özellikle sosyal medyada ünlü olanlara, çok fazla hakaret ediyorlar. İnsan neden tanımadığı birine hakaret eder ki? Üstüne üstlük, bir de siz komik videolar çekiyorsunuz.
E: İnsanlar kabullenemiyor. Aslında şöyle bir durum var; sen video attığın zaman kazandığın parayı, insanlar bir ay çalışıyor, o zaman alabiliyor. İnsana koyuyor. Herkesin ağzında şu var; siz bizim sayemizde kazanıyorsunuz. Ben aslında size içerik üretiyorum ve bedava güldürüyorum, bende bu durumu başka firmalardan para kazanarak amorte
ediyorum. Aslında onların üstünden kazanmıyorum insanlar bunu algılayamadılar. Biz sizi izlemezsek kazamazsınız diyorlar tabiî ki öyle ama ben içerik üretmezsem de sende beni
izlemezsin. Özellikli reklam içerikli videolar, fotoğraflar koyduğumuz zaman hakaretin boyutu çok yüksek oluyor.
G:Hâlbuki bu bizim 5-6 yıllık birikimimiz. İnsanlar bunu algılayamıyorlar. Sanki biz, birden
bire ortaya çıkmışız gibi davranıyorlar. Kötü yorum yapanları engelledik. Şuan düzgün bir kitleye sahibiz.
Bir gün içerisinde, ne kadar vaktinizi telefon ekranında harcıyorsunuz?
E: Hayli zaman geçiriyoruz çünkü burası bir Ortadoğu ülkesi ve gündem çok hızlı değişiyor. Videolarımızı doğru bir zamanlama ile paylaşmak zorundayız.
Bir tane çocuğunuz var, nasıl o farkında mı fenomen olduğunuzun?
G: Biraz farkında, artık videolarımıza eşlik etmeye başladı. Anne beni de çek diyerek, videolarımızın açılışını o yapmak istiyor. Çok pozitif bir çocuk, gülmeyi çok seviyor.
E: Geçen gün kendisi video çekti. Anne, sen buraya geç, ben bu taraftan geleceğim, sen başlatınca söyle diyor. Ben orada uyuma numarası yapıyorum, babamın ayağı kokuyor diyeceğim diyor. Çektiğimizi beğenmiyor 20 kere aynısını çektik. Ve bunları yapan çocuk
3 yaşında..
Fenomenler çok para kazanır mı?
G: kime göre, neye göre. Günümüz şartlarında işini iyi yapanlar güzel paralar kazanıyorlar.
E: Biz profesyonel anlamda 4-5 senedir bunu yapıyoruz. Daha bizim evimiz yok. Güzel hayat yaşıyor musunuz, evet yaşıyoruz. Fenomenler pamuktan bulutlarda yaşamıyorlar.
Bundan 1,5 sene önce bu terör olayları olduğu zaman bizim reklamlarımız tamamen durdu. Reklamı bırak normal video bile atamıyoruz. Hemen kötü yorumlar geliyor. Dünya kan ağlıyor siz ne yapıyorsunuz diye başlıyorlar. Türkiye’de olağanüstü olaylar olduğu
zaman, bizim hiç paramız olmadığı için Gönül’ün takılarını, Efe’ye gelen takıları
falan hep bozdurmak zorunda kaldık. Ben o altınları bozdurdum zamanında, onları yerine koyayım ki sonrasında para kazanayım. İyi bir hayat yaşadığımızı inkar etmiyoruz. Tabii ünlüler kadar kazanan fenomenler var. Ancak toplasan 10 kişiyi geçmez.
Ben sosyal medya ile gündem olan kişilerin bir süre sonra tıkanacaklarınıve bunun üzerinden intihar vakalarının yaşanacağını düşünüyorum.
E: Evet, var. Geçen gün fenomen bir arkadaşımız, artık eski popülerliği olmadığı için kendini astı.
G:Sosyal medya, artık neredeyse televizyonun önüne geçti. Ben de fenomen olup, para kazanacağım düşüncesi oluştu gençlerde. Takipçi ve beğeni satın almakla olmuyor bu iş.
İçerik üretmek lazım.
Peki, sizi bir gün takip etmemeye başlarlarsa ne yaparsınız? B planınız var mı?
G: Kendi mesleklerimizi yaparız. Sosyal medya bizim için tek çıkar değil.
E: Sosyal medya sonsuza kadar sürecek diye bir şey yok. Sosyal medyalar biranda kapansın, bizim ellerimizde mesleklerimiz olduğu için biz döneriz mesleklerimizi yaparız, yine para kazanırız. Cüneyt Arkın mesela doktor ama oyunculuğu sevmiş oyuncu olmuş. Lise mezunu bile olmayıp, ayda 1 milyon tl kazanan fenomenler var. Kimse bunu örnek almasın, ellerinde gerçek meslekleri mutlaka olsun.
Neden mesela bu kadar takipçisi var, ben anlamıyorum. Cem Yılmaz’ın bile bu kadar takipçisi yok.
E: Mesela, geçenlerde bir çocuk bana mesaj atmış;“abi benim mesajıma cevap vermesen, ben intihar ederim” diyor. Ben bu arada hiçbir mesaja cevap vermem ne yazarlarsa yazsınlar. Birisine cevap verdiğim zaman herkese cevap vermek zorunda hissediyorum kendimi. Olmaz olmaz ya Allah korusun, olsa kötü olurum dedim. Dedim ki kardeşim
benim senin hayatında ki önemim nedir, neden benimle bu kadar konuşmak istiyorsun? Abi sizin benden yaşınız büyük, sizin zamanınızda Tarkan, Cem Yılmaz sizin için neyse, bizim içinde şimdi siz öylesiniz dedi. O zaman onlar size ulaşılmaz geliyordu, şimdide siz bize ulaşılmaz geliyorsunuz dedi. Bak şimdi ne kadar mutlu oldum, bütün arkadaşlarıma bunu anlatacağım diyor.
Sizin bir fiil hayatınız burada mı geçiyor yani?
E: Göstermek istediğimizi sosyal medyada atıyoruz öyle deyim. İnsanların bizi nasıl tanımazsını istiyorsak öyle.
G: Instagram mutluluk yuvası gibi aslında. Kimse gerçek hayatını yansıtmıyor aslında.
Sürekli gülüyorsunuz, siz nasıl kavga ediyorsunuz merak ettim?
G: Biz hiç kavga etmiyoruz. Genelde Efe’yi uyutuyoruz, çayımızı demliyoruz, televizyon yalandan yere açık, içerik düşünüyoruz. Çünkü içerik üretmekte zor. Paylaşım yaptıktan sonra yorumları falan okuyoruz.Sosyal medya bizden de sohbeti, muhabbeti aldı. Kavga etmeye zamanımız olmuyor.
Sizin menajerlik şirketiniz var, kendi sinema filmimizi çekmek istiyoruz dediniz. Muhtemelen sadece sosyal medya noktasında kalmak istemiyorsunuz. Planlarınız neler?
G: Önümüzü kesinlikle göremiyoruz. Biz, birikimimizi yaptıktan sonra bir mekan açmak istiyoruz. Filmden ziyade bir işletme sahibi olmayıhayal ediyoruz.
Mutfakla aranız nasıl?
G: Yemekleri ben yapıyorum. Emrah aslında yapmayı biliyor, istese yapar ama yapmıyor.
E: Gönül’ün eli çok lezzeti. Birde yaptığı her şeyin sunumunu, görsel bir şölen olarak yapar. Önce gözünü doyurur yani.
İstanbul sizin için nasıl bir yer?
G: İstanbul benim için çok ayrı bir yer. Zaten doğup büyüdüğüm yer. Aslen
Trabzonluyum ama bu şehirde aileminde 35 yıllık bir geçmişi var. İstanbul bence bir aşktır. Ben İstanbul’dan başka bir yerde yaşayabileceğimi asla düşünmüyorum. Kökenim Trabzon ve gurur duyuyorum.Ankara’da okudum. Ama İstanbul’u bırakıp başka bir şehre gidemem diye düşünüyorum.
E: Yurtiçi, yurtdışı farketmez. Bir yere gidiyoruz ve biraz uzun kalınca hemen İstanbul’a dönmek istiyoruz. İstanbul bambaşka bir yer.
Şahangiller ile eğlenceli çekim anlarına buradan ulaşabilirsiniz.
