Şifalı Sular

Four Seasons Resort Landaa Giraavaru’da bulunan Ayurveda Merkezinde tıbbı deneyim ve kendini işine adamış terapistler eşliğinde sizleri sağlığınıza kavuşturuyor.

El değmemiş kumsalları ve turkuaz şifalı sular ile ünlü Maldivler, muhteşem bir iyileştirici güce de sahiptir. Hindistan’ın dışında bulabileceğiniz en iyi ayurveda merkezlerinden biridir. Four Seasons Resort Landaa Giraavaru. Terapistleri, akupunktur uzmanları ve yoga eğitmenlerinin yanı sıra kurum içi doktorları da bulunan bu tatil merkezinde Butan, Endonezya ve diğer ruhani yaşam merkezlerinin iyileştirici ve içgüdüsel özelliklerinden yararlanılır. Burada çalışanlar, güçlü algıları ve destekleyici yapılarıyla gerçekten çok özel. Sağlığın böylesine tropikal bir cennette sunuluyor olması, son derece lezzetli bir pastanın üzerindeki süsleme gibi adeta.

1.GÜN

Kendimi dinlenme programlarına verdiğim bir dönemde, bu işi gerçekten başarıyla yapan birini bulmak benim için daha kolaydı ve bu noktada Dr. Sooraj ile karşılaştım. Hindistan’daki bir hastaneden işe alınmış olan doktor Four Seasons Resort’un sunduğu tek Ayurveda programının kalbi ve ruhu adeta. Nabzımı ölçtükten sonra tansiyonumun düşük olduğunu ve dolaşımımın desteklenebileceğini söyledi.

Dr. Sooraj son derece pratik biri olmasının yanı sıra hakkımda derinlemesine değerlendirmelerde de bulundu. En yakınlarımın bile belki de bildiğimi yanlarımdan bahsetti bana – örneğin zihnimin sürekli işler halde olması,  ona göre bu benim hem güçlü hem de zayıf yönüm. Yemekleri yerken sadece açlığımı gidermeyip tat almaya da önem vermem gerektiğini, böylelikle besinlerin vücudumda daha iyi emilebileceğini söyledi. Yapılacaklar listemde üstünü çizdiklerime değil de, henüz yapılacak olanlara daha çok kafa yorduğumdan bahsetti. Bir şeye karar verirken kendimi ikinci kez sorgulamayı bırakmam gerekiyormuş. Beni bir restoranda görüp de garsona sipariş verip beş dakika sonra tekrar çağırıp fikrimi değiştirdiğimi görenler de buna şahitlik edebilir.

Dr. Sooraj ile konaklamama ilişkin planımız hakkında görüştükten sonra, Abhyhanga masajı yaptırmak üzere Spa’ya yöneldim. Phurpha’nın baş ve omuzların ovmasıyla başlayan bu masaj reiki’den gelen geçmişiyle enerji sağlığına iyi geliyor, bağışıklığı güçlendirip vücudu besliyor. Phurpha ve diğer muhteşem terapistim Wirda’nın mükemmel bir koordinasyonla yaptıkları bu masajla yağ gibi eridiğimi hissettim. Phurpha nerede ne kadar basınç uygulanması gerektiğini son derece iyi bilen biri. Hatta şunu söyleyebilirim ki, o bu güne dek gördüğüm terapistlerin en iyisi.

Buhar banyosu, peeling ve bitkisel şampuanla saç yıkama deneyiminin ardından sıra Al Barakat’ta Dr Sooraj eşliğinde tattığım Fas ve Lübnan mutfağı lezzetlerine geliyor. Yemek sırasında kendisiyle, kurbağaların ve yılanların dikkatle gözlemlenmesini de içeren Ayurveda eğitimi hakkında konuşma fırsatı buluyoruz. Aldığı bu eğitim sayesinde hiçbir detayı atlamayan biri haline gelmiş. Ama bana kalırsa onun bu konuda doğuştan bir yeteneği var. Yine de nabız okumanın her zaman gerekli olduğuna inanan biri. Benle ilgili olarak, fiziksel sağlığımla ilgili pek bir sorun olmadığını ve asıl önceliğimizin zihnimin rahatlatılması olduğunu söyledi. Yatmadan önce basit bir egzersiz yapmamı – deniz uçağı yolculuğundan karşılaştığım yeni yüzlere kadar o günkü yaptığım tüm aktiviteleri aklımdan geçirmemi önerdi; sinir bozucu olsa da, oldukça faydalı bir egzersizmiş. Ben de bu öneriye memnuniyetle uydum.

2.GÜN

Sabah güneşinin altın ışıltısıyla parıldayan masmavi durgun sulara bakan muhteşem bir terasta, Sanjiv’le baş başa bir yoga seansıyla güne başladım. Zihinle beden arasında bağlantı kurma yöntemlerinin temellerinden bahsettikten sonra, yoğun esneme hareketlerine geçerek güçlü bir ders için hazırlandık. Güneşe karşı selam duruşlarını yaptık, ama benim alışkın olduğum o akıcı tarzda değil, aksine, hiç bitmeyecekmiş gibi gelen esneme ve tutma hareketleriyle sınırlarımı zorlayarak. Böylelikle bu işin ne kadar zorlayıcı olabileceğini görmüş oldum.

Ardından detoks etkili Kapalabhati solumasına geçtik. Stresi ve toksinleri bedenden arındırmaya yönelik olan bu güçlü soluk verme egzersizi Sanjiv’e göre en önemli egzersizlerden biriydi. Bana üç dakika boyunca bu işleme devam ederek çok fazla güç sarf etmeden kendim için uygun hızı bulmamı istedi, bunda zorlandım. Yüksek kortizol seviyelerimden ötürü bana, düşünceleri geri plana itip bedeni dengelemeye yönelik alternatif bir burun deliği soluması tekniği olan Nadi Shodhana’yı önerdi.

Bir uygulamaya ilişkin hazırlık aşamasını fırsatı her zaman ele geçmez ama Dr. Sooraj beni çağırarak Elakkizhi uygulaması için bitki ve baharatların tıbbi yağlarla ısıtılmasıyla yapılan karışımın nasıl hazırlandığını görmemi istedi. Tavadan yayılan aromaların kokusunu içime çektikten sonra masaj yatağına yöneldim. Terapistlerim Deki ve Tenzin, kendi vata dosha’ma uygun susam yağını ve ısıtılmış demetleri mükemmel bir uyum içerisinde bedenimde kullanarak masajı gerçekleştirdiler.

Birkaç saat sonra biraz da utangaç bir şekilde Verju Vücut Şekillendirme seansı için tekrar Spa’ya yöneldim. Geleneksel Ayurveda uygulamalarından biraz daha farklı olan bu programda, lazer diyot teknolojisi kullanılarak yağ yakımı hedefleniyor. Karın ve uyluk bölgem üzerinde çalışılmasını tercih ettim, her iki yanımda 15 dakika çalışıldıktan sonra artık bir şey hissetmemeye başlamıştım. Son olarak Wirda’nın, eliminasyon sürecinin hızlandırılmasına yardımcı Lenfatik Drenaj Masajını yaptırdım. En iyi sonuçların elde edilmesi için bu üç yöntemin birlikte kullanılması tavsiye ediliyor. Ancak yalnız bir tanesini alabilecek olsanız dahi, öğleden sonranızı değerlendireceğiniz güzel bir aktivite olacaktır.

3.GÜN

Bu sabah Saru’yla gerçekleştirdiğimiz yoga egzersizi, nefes alma, güneşi selamlama ve biraz da rahatlama aktiviteleri içeren biraz daha yumuşak bir egzersizdi. Günün en sakin saatinde kıpırtılı suların seyrine dalmayı dört gözle bekliyordum.

İştahımı, Al Barakat’ta düzenlenecek dosha-bazlı Ayurveda tarzı yemek pişirme derslerine saklamıştım. Şeflerden naneli yeşil bezelye çorbasını; baharatlı, havuç ve kerevizli beyaz pilav ve muz karamel yapımını öğrendim. Hepsi birbirinden lezzetliydi ve şaşırtıcı bir şekilde yapımları da oldukça kolaydı. Lübnan restoranı genelde yalnızca akşamları açık olduğundan, Dr. Sooraj’la birlikte kendimize en rahatlatıcı manzarayı seçtik. Yavaş çiğnemeye ve muhteşem lezzetlerin tadına varmaya çalışarak yemeğimi yedim.

Zindelik konusundaki tutkusunu yaratıcı takip uygulamalarıyla bir araya getiren eski Olimpiyat atletlerinden Nigel Clark’ın geliştirmiş olduğu Yoga Enerji Takibi için hazırdım atık. Yogayı yapacağımız yere giden yolda yaklaşık on beş stüdyodan geçmiştik, güzergahımız üzerinde saklı orman yolları da vardı. Saru, neşeli tavırlarıyla öncülük ediyordu. Kendimi yeniden bir çocuk gibi hissetmiştim. Arkadaşımla birlikte bir yerleri keşfediyorduk sanki.  İster jimnastik ister yoga olsun, her bir stüdyoda gerdirme ve güçlenme eğitimini bir araya getiren çeşitli zorlayıcı egzersiz seçenekleri bulabilmek mümkün. Programın bütünü de esneklik ve dayanıklılık gerektiren faaliyetleri içeriyor zaten. Bunlardan en zorlayıcı olanlarından bazıları, kendini kaldırma, havada asılı halkalar üzerinde baş aşağı durma ve el yayı üzerinde sıçrama gibi hareketlerdi.  Neyse ki muhteşem manzaralar bu egzersizleri daha dayanılabilir kılıyordu. Su villalarının kenarındaki iskelenin ucunda yaptığımız güneş selamlamaları da hiç unutamayacağım anılarım arasında yerini almıştır.

4.GÜN

Dünkü zorlu programdan kalan ağrılı kollarıma rağmen, Sanjiv’le özel yoga seansımızda biraz ilerleme kaydetmiş, yedi dakikalık Kapalabhati’yi herhangi bir duraksama olmadan tamamlayabilmiştim. Sanjiv, zıplamalarla, uzattığı denge ve tahta pozlarıyla, destekli gerdirme hareketleriyle güneş selamlamalarını bir adım öteye taşımış. Bu derslerde, fiziksel sorunlarla başa çıkabilmede nefesimi kullanmanın yolunu öğreniyorum.

Bilgisi ve enerjisi bol Paula’nın ellerinde ilk akupunktur deneyimim oldukça hoş geçti. Zihinsel durumum ve sağlığım ve genel olarak bu Ayurveda programı sonucunda ne elde etmek istediğim hakkında bir sürü sorular sordu bana. Yapısal Yüz Akupunkturu programın bir parçası olmamakla beraber, kendisiyle bir seans yapmamı şiddetle önermişti.

Paula belime, omuzlarıma ve bileklerime iğneleri batırdığında hiç acı duymamayı garipsemiştim, çünkü ayaklarımdaki akupunktur noktalarına yaptığı masaj epey canımı acıtmıştı. Diğer tarafıma döndüğümde iğneleri gözlerimin arasına, her iki yanağıma, karın çevreme, her iki el ve ayaklarıma da uyguladı.  İnanılmaz bir omuz ve bel masajıyla zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile. Uygulamanın sonunda kendimi oldukça hafiflemiş hissettim, hatta bir ara içim geçmiş. Adeta içime akın eden endorfin sayesinde akupunkturun dengeyi bulmamda, stresten ve seyahatin getirdiği sersemlikten kurtulmamda bana nasıl yardım edeceğini görmüştüm.

Bugünün konseptinde biraz Spa maratonu söz konusu, öğleden sonra ise Sanskritçede ‘rahat uyku’ anlamına gelen Zaanta Nidraa (iyileştirici şarkılar eşliğinde üç saat süren bir uyku), çakra yakısı, Himalaya deniz tuzu peelingi, boğaz çakrasını dengelemeye yönelik temizleme (çayla tamamlanan yaprak-laden banyosu) veya vücut uyku merkezi etkinlikleri var. Bedenin okyanusla ve adanın güneş döngüsüyle uyum sağlamasına yardımcı olmayı amaçlayan bu konsept, esans yağlar kullanılarak yapılan masaj ve besleyici IIa yüz bakım uygulaması ile sona eriyor. Deniz havasından mı, rahatlatıcı uygulamadan mı, Dr. Sooraj’ın stres azaltıcı bitki çayından mı yoksa bunların hepsinin birleşiminden mi bilmem ama o gece bebekler gibi uyudum. Ancak Dr Sooraj’ın her gün yaptığım aktiviteleri akşam uyumadan önce zihnimden geçirme tavsiyesini yerine getirmek için hemen uykuya dalmamayı başarmam gerekiyordu.

5.GÜN

Son günüm nasıl bu kadar çabuk kapıya dayandı, inanmak zor. Genellikle Ayurveda Programı yedi (14-21 güne kadar uzayabiliyor) günlük bir program olmasına rağmen, maalesef benim takvimim buna elvermemişti. Yine de, tam programın nasıl olabileceğini tahmin edecek kadar deneyim edinmiş ve nasıl bu kadar tutulan bir program olduğunu kavramıştım. Paula’nın tavsiyesi üzerine güne tai chi ve çikong ile başladık. Burada gücü, örneğin savaş sanatlarındaki dışavurumun aksine, içsel enerji açısından daha sınırlı bir şekilde kullanıyorsunuz. Paula bana temel tai chi duruşu ve yürüyüşünden bahsetti, çikong pozlarını tanıtarak büyük bir incelikle bunları gerçekleştirdi.

Her ikisini de ilk kez deniyor olduğumdan, koordinasyon sorunu yaşadım. Kontrollü ve yavaş bir biçimde hareket etmek göründüğünden daha zormuş. Artık parkta bu şekilde gördüğüm yaşlılara çok daha saygıyla yaklaşıyorum, düşünecek çok şey varmış gerçekten de. Paula’nın bunu neden bunamaya karşı birçok etkili bir egzersiz olarak ifade ettiğini anlayabiliyorum. Ezberlenecek ve yapılacak o kadar çok özel poz var ki! Doğru duruşta kalabilmeye odaklandığınızda zihniniz başka bir konuya dalamıyor, doktorun benden istediği de tam olarak buydu!

Bir zaman sonra sanki bir şey yapmışım ama bundan hiç yorulmamışım gibi hissettiğimi fark ettim. Paula, insanların yaşlanırken de devam ettirebilecekleri sürdürülebilir hareketlerin, çok daha aşırı uçlardaki egzersizlerin rekabetçi doğasını dengelediğine inanıyor. Ayrıca daha kişisel bir eğitim yaklaşımının kişilerin sınırlarını ortaya çıkarmaya açısından önemli olduğunu düşünüyor. Bu ilgili ve sempatik kişiliğin etrafınızda olması son derece keyifli…

Blu’da aldığımız muzlu krepin ardından sırada Sanjiv’le Anti-Gravite Yogası var. Karışık grup ortamında kendimizi ipek hamaklara atıyoruz. Ters-yüz hareketlere ve gayet uygun bir biçimde ‘superman’ ve ‘batman’ olarak adlandırılan hareketlere geçip yemyeşil bahçe manzaraları karşısında sallandıkça bir hafiflik hissediyoruz. Sanjiv her zamanki gibi mükemmel, her konuğunu ne kadar zorlayabileceğini gayet iyi biliyor, ürkek olanlarımıza güven verici hareketlerde bulunuyor.

İpek, kalçalarımızdan bizi destekler haldeyken ‘uçma’yı deniyoruz, havada elleri birleştirip daire oluşturmayı deniyor, ardından gerdirme hareketleri yapıyor ve son olarak kendi özel kozalarımızda sallanıyoruz. Bu o kadar rahatlatıcı ki, bazılarımız uykuya dalıyor.

Öğleden sonra Manta Alarmımın çaldığını duyduğumda içimi sevinç kaplıyor. Yarım saat sonra konuklar iskelede şnorkel ve paletleriyle toplanıyorlar. Sürat teknesine binip bu dev dostları gözleyeceğimiz UNESCO Dünya Biyosfer Rezervi kapsamındaki Baa Atol’e doğru yol alıyoruz. Şanslıyız ki bu gezimizde üç dört adet manta görme fırsatı yakaladık. Hatta biri o kadar yakınımızdan geçti ki, geçebilmesi için ayaklarımı havaya kaldırmam gerekti. Kocaman ağzıyla önümden geçmesini izlerken adeta büyülenmiştim. Bugün şanslı günümdeydim.

Bunların üstüne bir de kadınlara yönelik düzenlenen ve onlara güzellik, mutluluk ve yaratıcılık bahşetmeyi hedefleyen ödüllü Devi Bhavani (Hint tanrıçası ve Kutsal Ana) ayinine katıldım. İki adet Tantra terapisti, ortaya çıkaracakları enerjiyi hazırlamak için nefes egzersizleri yaptılar ve tam da kendilerinden beklediğim gibi,  ikisi bu gösteride birbirleriyle son derece uyumluydu.

Pozitif değişimi desteklemeye yönelik nefes egzersizleri, şiir ve şarkılar içeren bu uygulamanın doğasında bambaşka bir ruhani faktör gizli. İki saatlik seansta tüm vücut ve yüz masajı, kutsal tozla temizleme, göğüs maskesi ve daha da ilginci, tütsü ya da Endonezya usulü genital tütsü uygulamaları yer alıyor. Ortasında delik bulunan bir koltuğa oturuyorum. Ana fikir, yükselen dumanın üreme organlarını güçlendirmesi ve derinlemesine temizlemesi. Buhar ve bitki banyosunun ardından terapistlerim Lastri ve Cici, çoktan şımarmış bedenime losyon sürdüler. Faaliyetlerin tümü nazik, besleyici ve çoğunlukla da muhteşem olsa da, bu uygulamayla hissettiğim bağ ve ilgi bambaşkaydı.

6.GÜN

Tedirgin bir veda öncesinde hoş bir sürpriz beni bekliyordu. Dr. Sooraj beni, tüm terapistlerin yüzlerinde kocaman bir gülümseme ve dudaklarında ‘günaydın’la hazır bulunduğu yoga terasına götürdü. Oluşturdukları halkanın içine aldılar beni. Yapraklarla kaplı yatağa uzanmamı ve onlar şarkılarını söylerken rahatlayarak tüm bu insanların pozitif enerjisini içimde hissetmemi istediler.

Bir yandan yeni arkadaşlığımızla ilgili o güzel ve dokunaklı şarkılarını söylerken bir yandan da elleriyle bana dokunuyorlardı. Adeta bir gülümseyen yüz denizi içinde gözlerimi açtım. Lastri bana, benim için kendi elleriyle hazırladıkları çiçekten tacı taktı. Bu güzel hediye, tutkunun ve bencil olmama duygusunun hakim olduğu ve son derece minnettar kaldığım konaklamanın bir özetiydi adeta. İskeleye doğru ilerlerken son birkaç günde edindiğim arkadaşlarım bana eşlik ettiler – Sanjiv, Paula, Lastri ve etrafımdaki üst yönetim topluluğu – sürat botuna binerken hepsi bana iyi dileklerini sunuyordu, açıkçası bu sevgi selinden ayrılmaya pek de hazır değildim.

www.fourseasons.com