YAPTIKLARIMIN BANA VERDİĞİ HAZZI HİSSEDİYORUM

Mimar Sinan Üniversitesinde, Mimarlık & Restorasyon ve İç Mimarlık bölümlerinden mezun olduktan sonra, yurtdışında insan eğilimleri ve moda-tasarım ilişkisi konularında eğitimler almış. Eda Güney’in farklı bir tarzı, daha doğrusu farklı bir dünyası var. O’nun dünyasına mercek tuttuğumuz röportajımızda, tasarımcıların ve tasarım dünyasının gerçekleri ile yüzleşebilirsiniz. 

_MG_6371 (Kopyala)

Bize biraz tasarıma bakış açınızdan bahseder misiniz?
Tasarımın hepimizin hayatında yer aldığını ve aslında kendi hayatlarımızı şekillendirmede de her birimizin bu yetimizden farkında olmaksızın faydalandığımızı düşünüyorum. Hayatın unutulmaz kıldığımız anlardan ibaret olduğuna inanıyorum. Bu sebeple en önemsediğim şey; hayatıma doğru insanları katmak, en sevdiğim işi yapmak ve bunları yaparken derin bir nefes alıp yaptıklarımın bana verdiği hazzı hissetmek.
Seyahat, farklı kültürler ve yaratıcı insanlar, beni besliyor ve yaşamın, yaratılanın eşsizliğine hayret ve hayranlık duymamı sağlıyor.
Farklılıklardır bizleri zenginleştiren. Özümüzün farkındalığıyla yeniye açık olma ve bunu farklı olan ile besleme hali.

Enerji akışının rahat sağlanacağı ferah ve huzurlu bir ev size göre nasıl olmalı?
Bence evler kural üstü mekanlardır, evlerin kişilikli olması gerektiğini, sahiplerinin zevk ve ruhlarını yansıtması gerektiğine inanıyorum. Mekanları doğru bir fonksiyon şeması ile çözümlemek birincil ihtiyaçtır. Sonrasında ise kişiyi yansıtan öğelerle zenginleştirmek ve kişiselleştirmek gerekir. Sadelik aslında çok güçlü bir duruştur ve gereksiz eşya barındırmayan mekanlar, mesajlarını çok daha net iletirler. Çoğu zaman minimalizm ile karıştırılmaktadır.

80626648_xLVnuy3wbx1qxUKn7vFZxYonvc9VI0Grj2fDdO19N6o

Tasarımda özgünlük konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizin tasarımlarınızın “fark yaratan” noktaları neler?
Tasarladığımız mekanların her birinin kendi hikayesi vardır. Biz aslında insanların içinde bulunmaktan keyif alacakları mekanlar, unutamayacakları deneyimler tasarlamak üzere ortaya çıkan bir ekibiz.
Bir mağaza tasarımında ziyaretçinin 5 duyusuna da hitap edecek öğeleri tasarlayıp (mekan, mağaza kokusu, personel kıyafeti, sunum ekipmanları) zevk alacakları bir alışveriş deneyimi oluştururken, bir otel tasarımında en üst düzeyde konforu hedefleyip ziyaretçilerin kendilerini şımartacağı, unutamayacağı etkileyici bir deneyim hedefliyor, bir ev tasarımında ise huzur ve kendini en rahat hissettiği halde olmasını sağlıyoruz.

fotoğraf 5-1

İnsanlar evlerini dekore ederken nerelerde hata yapıyorlar?
Belirttiğim gibi evlerin kuralların dışında kalan mekanlar olduğuna inanıyorum, bence en büyük hata herkesin birbirine benzeyen evler oluşturmaya çalışması. Cesaretten uzak ve benzer evler çıkıyor her yerde karşımıza. Oysa hepimiz eşsiz ve birbirinden çok farklı yaratımlarız, aynı evlerde yaşamamız beklenemez.

image-1Hayata geçirmek istediğiniz bir projeniz var mı? Önümüzdeki dönem için planlarınız ne?

Bir mağaza projesi üzerine çalışıyoruz; bizi biz yapan her şeyi paylaşacağımız; Edda İstanbul’un hayat tarzını ortaya koyan ve bu tarzı kendine yakın bulan ve bizimle paylaşmak isteyen herkes için. Kıyafetten, objeye, mobilyadan özel parfümlere kadar her şeyin yer alacağı bir mekan.
Büyük bir hayalim var; İnsanların hem ibadetlerini yapabilecekleri hem de içinde bulunmaktan keyif alacakları, okuyacakları, tartışacakları, eğitimler alabilecekleri, bir camii-külliye tasarlamayı çok istiyorum. Eskiden hayatın yaşandığı, eğitimlerin alındığı yerler olan külliyelerin bugüne yansıması, bugünün ihtiyaç ve anlayışı ile ele alınan bir toplanma mekanı oluşturma fikri beni çok mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor.

IMG_8018

Bir proje üzerinde çalışırken sıfırdan tekrar başlamak sizin için her zaman masada olan bir seçenek mi?
Neredeyse her projede olabilecek bir seçenek. Ekibimi bu konuda çok zor durumlara düşürmüş olsam da her noktasıyla tamamdır demediğim bir projeyi teslim edemem ve daha da önemlisi daha iyi olacağını hissettiğim bir fikir geldiği anda aklıma, her şey yeniden başlar. Ve biz daha da büyük bir heyecanla tasarlarız, yaptığını aşıyor olmanın verdiği mutlulukla.

Bir tasarımcı gözüyle baktığınızda; İstanbul’da yaşanan değişimi/dönüşümü nasıl yorumluyorsunuz?
İstanbul, dünyanın en özel şehirlerinden biri ve benim öyle büyük bir aşkım var ki bu şehire, şirketimin adı bile bu şehri taşıyor içinde.
Bu denli hızlı bir tüketimin olduğu çağımızda, değişim çok normal ancak, değişim, değişmeyen bazı şeylerin kaldığı yerlerde heyecan vericidir.
Öyle kıymetli bir mirasa sahip ki bu şehir, özümüz, tarihimiz, bizi biz yapan ve özel kılan değerlere sahip çıkarsak, değişen, dönüşen ama yine de özünü taşıyan, doğunun batının muhteşem buluşma noktası şehrimiz, bu çeşitlilik ve zenginlikle hepimizi ve gelecek kuşakları, büyülemeye devam edecektir.

Resim49

Size ilham veren kişiler, yerler var mı? Moda tasarımcıları, ressamlar, müzisyenler… Yaratıcılığınız azaldığında enerjinizi nasıl toplarsınız?
En büyük ilham kaynağım, yaşadığım şehir. Gizli kaçış noktalarım vardır benim İstanbul’da. Eskiyi, yaşanmışlıkları çok severim, başka hayatların değdiği mekanlar, objeler bana çok ilham verir. Arkeoloji Müzesi, Sultanahmet, Balat, Fener, Moda, Karaköy ve Tünel çok iyi gelir bana.
Seyahatler çok besler beni, farklı kültür ve yaşayışlar görmek, hayatımdaki en büyük lüksüm, vakit yaratıp bir yerlere kaçmak ve kaçtığım yerlerde çocuk ruhumu koruyarak özgürce gezebilme hali.
Yaratımlarını keyifle takip ettiğim; Karl Lagerfeld, Alber Elbaz ve mimariye şiirsel yaklaşımı sebebiyle Zaha Hadid’i sayabilirim.