Yasak Ve Gizem Benim İlgimi Çekiyor “Cem Turgay”

cem turgay

Nü fotoğraflar insan gerçekliğinin içindeki gizemini yansıtan en etkileyici karelerdir bana göre. İnsan bedeni ancak çıplakken kendini daha iyi ifade edebiliyor benim fotoğraflarımda. Fotoğraflara bakan insanların da benimle aynı noktada olduklarını düşünüyorum.

Sizi daha yakından tanıyabilmek adına biraz kendinizden bahseder misiniz?
1962 İzmit doğumluyum. Fotoğraf sanatçısı Cemal Turgay’ın oğluyum. Çocukluğum babamın meslek yaşantısının içinde geçti. İngiltere’de Fotoğraf eğitimi aldıktan sonra mesleğe profesyonel olarak devam ettim ama sanattan uzak kalamadım ve 1988 yılında devlet fotoğraf yarışmasında aldığım bir ödülle fotoğraf sanatına giriş yaptım yıllar içinde daha çok siyah beyaz olarak yoğunlaştım.

Bize sizdeki fotoğraf tutkusunu başlatan, motivasyonunuz düştüğünde yeniden alevlendiren kişilerden, olaylardan, fotoğraflardan bahseder misiniz?
Babamın fotoğraf sanatçısı olması benim tutkumun başlangıcı sayılır. Ülkenin içinde bulunduğu durum ve psikolojik etkenler sebebiyle fotoğrafta ara ara düşüşler yaşıyorum. Genelde mutsuz olduğum zamanlarda daha fazla üretebiliyorum diye sanıyorum. Böyle zamanlarda chopin/pink floyd ve de Rahmaninof dinlemem motivasyonumun artmasını sağlıyor.

Siyah beyazın anlatım dili her zaman başka olmuştur. Fotoğraflarınızın çoğunun siyah beyaz olduğunu görüyoruz. Bu tercihinizdeki en önemli etken sizin için hangisidir?
Siyah& beyaz ve analog zor fotoğraftır. Başladığım yıllarda dijital fotoğraf yoktu. Taş devrinden geliyorum ben ve siyah beyazı severim ve vazgeçemem sanırım. Nadiren renkli fotoğraf da olabiliyor. Güneşin dik açısından ışığı kontrol edemediğim için pek hoşlanmam. Pastel renklerin hakim olduğu, gri ışık, yağmur özetle kasırga/kasvet tercihimdir.

Zaman içinde tecrübe kazandıkça ışığa, insana ve fotoğrafların insanlar üzerindeki etkisine bakışınızda neler değişti?
Tecrübem arttıkça ışık üzerindeki kontrol gücüm artıyor. Zaman içerisinde nü fotoğraflara daha fazla odaklandım. Bu fotoğraf insan gerçekliğinin içindeki gizemini yansıtan en etkileyici karelerdir bana göre. İnsan bedeni ancak çıplakken kendi daha iyi ifade edebiliyor benim fotoğraflarımda. Bu fotoğraflara bakan insanların da benimle aynı noktada olduklarını düşünüyorum. Ayrıca yasak ve gizem benim ilgimi çekiyor. Bunu ortaya çıkarma dürtüsü kapalı toplum yapısına rağmen beni tetikliyor.

İnsanın doğayla beraber şekillendiği kırsal bölgelerden kareler yakalarken, kompozisyonlarınızda renk, doku ve hikaye olarak neler arıyorsunuz?
Kompozisyonlarımı önceden kağıt üzerinde kurarım ya da olmadık zamanda aklıma gelirse kendi kendime hatırlatma mesajı yollarım. Daha çok insan çalışıyorum dediğim gibi nü fotoğraf önceliklerimin arasında. Fotoğraf çekmeden önce hazırlık kesinlikle yapıyorum. Modelimi özgür bırakmıyorum. Benim istediğim pozların ortaya çıkması için öncesinde onun da benim ruh halimi hissetmesi için zaman yaratıyorum. Rahatlamak için bir şeyler içiyorum ve klasik müzik sonrası ekipman ve modelim ile çekime başlıyoruz.

Fotoğraflarınızda insan öğesini ve insana dair anlatımı sıklıkla görebiliyoruz. Size göre insan neden fotoğrafı çekilmesi gereken bir obje/varlıktır?
Çünkü insanı fotoğrafla anlatmak en zorudur. Ben zoru ve gizemi severim. Bu nedenle insan öğesini fotoğraflarımda sıkça kullanırım. Çektiğim fotoğrafı ilk önce benim beğenmem önem taşıyor. Ben bir sanatçıyım doğal olarak, başkalarının gözünde iyi olup olmaması üzerinde durmuyorum. Üretirim uğraşırım ve olması için kafa yorarım ve tekrar tekrar izlerim.

Fotoğraflarınızda kompozisyonu çok etkin kullanıyorsunuz. Fotoğraflarınızı çekmeden önce bir hazırlık yapıyor musunuz? Yoksa sadece anı mı yakalıyorsunuz? Bu konuda yeni başlayanlara tavsiyeleriniz olabilir mi?
Yukarıdaki cevaplardan bir kısmı sorunuzu karşılıyor. Tabii ki hazırlık yapıyorum. Anı yakalamak da önemli ama asıl olan benim modeli yönlendirmem. Fotoğraf tutkusunu içinde barından biri için zaten önerilecek bir şey yok. O kişi zaten zaman içerisinde kendi tarzını ve yolunu bulacaktır. Benim tek diyeceğim şey fotoğraf severin kolay fotoğraftan uzak durması.

Çektiğiniz bir fotoğrafın ”iyi” olduğunu nasıl anlıyorsunuz?
Fotoğrafı tamamladıktan sonra belli aralıklarla fotoğrafa bakarım ve zaman içerisinde karar veririm, olmamışsa yırtar atarım.

Günümüzde fotoğraf sanatı ile uğraşan birçok insan var ve rekabet diğer sanat dallarında olduğu gibi çok fazla; fakat hangi dal olursa olsun sanatçı sıfatını kazanabilmek gerçekten çok emek isteyen bir süreç. Siz bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Bize bu süreçten biraz bahsedebilir misiniz?
Yaşadığımız coğrafya ve kültür benim önümdeki en büyük engeldi ve halen en olmaya devam ediyor. Bunu engeli aşmak için çok mücadele verdim ve veriyorum. Fotoğrafı bir sanat fotoğrafçıyı da bir sanatçı olarak kabul etmek bizim toplumumuzda oldukça zor. Yine fotoğraf tutkumun peşini bırakmadım hep peşinden gittim ve zor da olsa kendi yolumu buldum. Bir sanatçı olarak kendi tarzımı oluşturdum. Reform ve rönesansın yaşanmadığı bir ülkede bunu başarmak çok zor, birçok bedel ödedim halen daha ödüyorum.

Halen öğrenmekte olduğunuz yeni şeyler vardır mutlaka. Alanınızda en son ne öğrendiniz ya da neyi fark ettiniz?
Ben bu noktadan sonra artık yeni şeyleri kendi kendime keşfediyorum. Yaratıcılık dönemindeyim. Kendim Cem Turgay’a bir şeyler öğretiyorum.
Her fotoğrafçının bir tarzı olduğu aşikar. Sizin fotoğraflarınızı Cem Turgay fotoğrafı yapan şeyler nelerdir?
Siyah beyaz olması, analog olması, çizgi dışı olması, biraz itici ama insana dair olması.

Fotoğrafçılık geniş bir tanım. Çok çeşitli alanlara ve sınırlara sahip, sanatsal ve profesyonel kısımları arasındaki denge nedir sizce?
Bir sanatçıyı yaşadığı ülkeden bağımsız düşünemeyiz. Nitekim fotoğrafçılık da aynı şekilde. Maalesef ülkemizde sanattan para kazanmak mümkün değil. Çünkü öncelikler farklı ve aşılamaz sınırlarımız var. Bu bir denge değil aslında tama olarak bir dengesizlik diyebiliriz.

Son on yıl içerisinde insanların fotoğrafa bakış açısı ne derece değişti?
Dijital fotoğrafçılık ve cep telefonu ile çekilen fotoğrafların yaygınlaşması nedeniyle kolay ve basit fotoğraf sanatçısı ünvanı yaygınlaştı. Dolayısıyla emek harcanmadan elde edilen bu unvan nedeniyle fotoğraf basit bir iş gibi görülmeye başlandı. Bu noktada ben ve benim gibi düşünen arkadaşlarım olduğu sürece bu algıyı bozmak adına gereken çabayı göstereceğiz.