BİR İSTANBUL FOTOĞRAFÇISI: BİROL BALİ

Doğma büyüme İstanbullu olan Birol Bali, İstanbul’u sokak sokak bilen ve şehirde tanık olduğu mucizeleri fotoğraflarıyla aktaran, kendi deyimiyle bir İstanbul fotoğrafçısı. Uzun yıllar çalıştığı kurumsal dünyadan sıyrılıp tutkusunun peşinden giden Bali’nin fotoğraf macerası onu sosyal medyanın en çok takip edilen isimlerinden biri yapmış. Birol Bali’ye İstanbul’u, fotoğrafı ve şehre fotoğrafçı gözüyle bakınca neler gördüğünü sorduk.

Fotoğraf merakı nasıl başladı, nasıl gelişti?

Sanatla olan ilişkim liseden beri vardı, tiyatro eğitimi almıştım. Hem oynuyor hem skeçler yazıyordum. Hayata farklı açılardan bakmayı ve yorumlamayı seviyordum. Fotoğraf çekerken de nasıl değişik açılar yakalarım, farklı nasıl gösteririm diye düşünürdüm ve hala öyle düşünüyorum.

Fotoğrafın albümlerde gösterilen hatıra objelerinden çabuk aktarılan, hızlı bir şeye dönüşümü sizce neleri beraberinde getirdi?

Dijitalleşmeyle beraber herkes fotoğraf çeker oldu ve bu çok güzel. Instagram gibi platformlar sayesinde de sosyal hayat canlandı, topluluklar oluştu. Hemen hemen her hafta buluşmalar düzenleniyor, fotoğraf gezileri yapılıyor. Herkesin içindeki o yaratıcı gücü keşfetmesi iyi oldu. IMG_1431_Arkasındaki hikayeyle sizi çok etkileyen fotoğraflarınız olmuştur mutlaka. Bize birkaç tanesini aktarabilir misiniz?

En başından beri bir hikaye anlatıyorum. Başkentim İstanbul, başrolde martılar var. Martılar bu şehre yakışıyor ve çok güzel poz veriyorlar. Vapurumuz, simidimiz, çayımız olmazsa olmaz; bunlar benim hikayem. Yollarda tanıştığım insanların hikayelerini de anlatıyorum. Antalya’nın Elmalı köyündeki çoban Şaban dayıyı da, çıldır Göllündeki atlı kızak çeken Tuncay’ı da, Enez’de Ayçiçek tarlasındaki Mehmet amcayı da hikayeme dahil ediyorum.

Her fotoğrafçının bir tarzı olduğu aşikar. Sizin fotoğraflarınızı Birol Bali fotoğrafı yapan şeyler nelerdir?

Fotoğraflarımı diğerlerinden ayıran özellik: görkemli olması. Mesela bulutsuz günde fotoğraf çekmem, photoshopta bulut da eklemem, gerekirse günlerce beklerim. Bulutlar fotoğraflarımı görkemli hala getirir. Portre çekeceksem de arka plana önem veririm. Stüdyo çekimleri bana göre değil. Dış çekimlerde daha rahat ediyorum ve nefes kesici sonuçlar alıyorum.IMG_3684_Hala öğrenmekte olduğunuz şeyler vardır mutlaka. Alanınızda en son ne öğrendiniz?

Bu aralar ilgimi yıldızlar çekiyor, samanyolunu izlemek çok etkileyici. Şehir dışına çıktığımda ve şehrin ışıklarından uzaklaştığımda yıldız pozluyorum.

Bazı şairler, müzisyenler eserlerini İstanbul’a adar, İstanbul’u anlatır. Size de bir İstanbul  fotoğrafçısı diyebilir miyiz?

Ben bir İstanbul fotoğrafçısıyım. Hikayeme İstanbul’un doğasıyla başladım. Mucizelere inanan biriyim ve doğada her gün mucizeler oluyor, tanıklık ettiğim bu anları gösteriyorum. 40 yıldır tutkuyla sevdiğim bu şehrin hep güzelliklerini yansıtmaya çalışıyorum. Fotoğraflarımda ajitasyon, kirlilik göremezsiniz. Bu şehir hayallerimdeki haliyle kalacak.

Şehrin görüntülemekten en çok keyif aldığınız yerleri nereler?

Tuzla, Eminönü, Beşiktaş, Sarıyer, Kadıköy. Bu semtler benim için çok değerli. Çocukluğumun, okul hayatımın geçtiği yerler; aşklarımı yaşadığım, beni ben yapan heyecanların ve tutkuların merkezi bu semtler. Her mevsim gider tekrar tekrar yaşarım bu anları ve fotoğraflarım. Hepsinin ortak özelliği de denize olan bağlantılarıdır, deniz benim olmazsa olmazım.IMG_13721_Herkesin ilham aldığı bir şeyler bulunur mutlaka. Hayatta ve fotoğrafta kimlerden, nelerden ilham alıyorsunuz?

Doğadan ilham alıyorum, doğanın bir parçasıyım. Topraktan gelip toprağa döneceğine inanıp da doğayı katleden insanları anlamıyorum! Şehirden uzaklaştığımızda, toprakla ve hayvancılıkla uğraşan mutlu insanlar görüyoruz. Farkındalığı yüksek, büyük şehrin girdabına kapılmamış temiz insanlar. Onların gözlerindeki samimiyette buluyorum ilhamı. Geçen hafta Antalya’nın Elmalı köyünde Şaban dayıyla tanıştık, keçi sürüsünü otlatıyordu. Saatlerce sohbet ettik, harika fotoğraflar çektim. giderken telefonumu vermiştim.  Önceki gün aradı ve adresini verdi, çektiğim fotoğrafları bastırıp yollayacağım. “Arkadaşlarına da söyle, gelsinler bulsunlar beni, gezdiririm herkesi” dedi. İşte bu güzel yürekli insanlar etkiliyor beni.

Açılar ve renkler konusunda oldukça yaratıcı çalışmalarınız var. Kompozisyonlarınızı oluştururken gözleriniz neyi arar?

Açılar ve renkler: bazen bir su birikintisinde bulurum aradığımı. Yansımaları seviyorum. Kars Valiliği’nin davetlisi olarak Kars’a gitmiştik. Cuma namazına denk geldik, yerde ermiş karlar gördüm. Bir avuç su birikmişti, geniş açıyla camiyi öyle bir çektim ki Kars’da olay olduJ Her yerde yayınladılar. Makineyi yere koyar çekerim, bazen yere yatarım. Üstümün kirlenmesi veya ıslanmam önemli değildir. Çoğu kez dalgalardan sırılsıklam olmuşluğum var
Rengim de Mavi. Mavinin en özel tonlarını fotoğraflarımda görebilirsiniz.IMG_0275_editHer sabah uyandığınızda görmek istediğiniz bir manzara var mı? Odanızın penceresi nereye baksa harika olurdu?

Sabahları kuş sesleriyle uyanmak, pencereyi açtığımda mavi gökyüzünü görebilmek ve bahçeye çıktığımdan yemyeşil çimenlere basmayı isterim. Çok şanslıyım çünkü böyle bir yerde yaşıyorum. Denizden esen o rüzgarla serinlemek ve kokusunu iliklerime kadar çekmek paha biçilemez.

Büyük resme baktığınızda İstanbul’a baktığınızda ne görüyorsunuz?

“Yeni İstanbul’un” hali ve dönüşümü beni endişelendiriyor. Hızla ormanlar yok oluyor, yerine dikildiği söylenen fidanların büyümesi onlarca yılı alacak. Uçaktan hiç şehre baktınız mı bilmiyorum ama tam bir Beton Ormanı!  Sahil şeridinde denize girerdik, artık beton dökülmüş yürüyüş yolları var. Çocuk bahçelerini bile yenilediklerinde önce beton döküp üstüne oyun malzemelerini koyuyorlar, eskiden toprakta oynardık. Her yer site oldu, modern hapishane diyorum ben buna, mahalle kültürü bitiyor. İstanbul siluetine hançer saplayan yapılaşmalara izin verildikçe çektiğimiz fotoğraflar müzelik olacak. 

Gelecek için planlarınız neler?

Yurtdışında bir sergi açacağım. Türkiye’nin güzellikleri konulu bu sergi için hazırlanıyorum. Ülke ülke gezdirmek istiyorum fotoğraflarımı. Bu güzel ülkenin her zaman renkli yanlarını, mutlu yüzünü fotoğrafladım ve diğer milletlerin de bunu görmesini istiyorum.