Ceylan Atuk Röportajı

ceylan atuk

Sanatla ilişkiniz nasıl başladı? İçinizdeki sanat sevgisini nasıl keşfettiniz?

Sanatla ilişkim ilkokul zamanlarında başladı. Resim yapmayı çok severdim, resim derslerimde notlarım hep çok yüksekti. Bir dönem resim atölyelerine de katıldım. Yağlı boya tablolarım da var.

Fotoğraf hayatınıza nasıl girdi? Bugüne kadar nasıl bir süreçten geçtiniz?

Hayatımda bir tür boşluk hissettiğim bir dönem olmuştu. Kendimi ifade edebileceğim, beni heyecanlandıracak -resimden daha farklı-yeni bir şeyler yapmak arzusundaydım. O dönem fotoğraf çekmek bana iyi geliyordu, ben de güzel, doğru fotoğraf çekmeyi öğrenmek için Bilgi Üniversitesi’ne başladım. Sonrasında Orhan Cem Çetin, Merih Akoğul, İzzet Keribar gibi oldukça değerli hocalardan dersler aldım. Üstüne photoshop tekniklerini öğrendim. 2000’li yılların başından beri de fotoğraf çekiyor, dünyayı geziyor ve yeni şeyler öğrenip, kendimi geliştirmeye devam ediyorum.

Kişisel sergileriniz olmuş bugüne kadar. Hatta Contemporary İstanbul’a da katılmış eserleriniz. Sizi en mutlu eden çalışmanız / başarınız ne olmuştu? Yarışmalara da katıldınız mı?

İlk sergim ‘Gizli Özne’yi açtıktan sonra Contemporary İstanbul’a 2 kez katıldım. İlk fuarda 3fotoğraftan oluşan ‘Esir Pazarı’isimli çalışmam vardı.  O çalışmamı çok severim; kadın kimliklerinin toplum tarafından erkeğe sunulan, başta tensel haz olmak üzere, bir işlevler bütünü olmasına karşı olan bir temaydı.

Beni en mutlu eden başarım ise en sevdiğim fotoğrafımın satılması olmuştu.

Geçen sene de Paris’te fotoğraf fuarına katıldım, hatta bir fotoğrafım Fransız bir kadının odasını süslüyor.

Yarışmalara da katıldım. Birçok yarışmada derecelerim de var.

Beğendiğiniz fotoğraf sanatçıları kimler Dünya’dan ve ülkemizden?

Dünya’dan Drew Tal, Uwe Ommer, Steve McCurry, Sally Mann, Annie Leibovitz, Marius Sperlich‘i beğeniyorum. Ve tabii ülkemizin gururu, dünya çapında sanatçı Ara Güler, İzzet Keribar gibi isimler listemin en başında.

Fotoğraflarınızda salt, düz kareler görmüyoruz. Genelde kolaj ve photoshop hünerleri hakim. Hatta çoğu bir yağlı boya tablo havasında. Bunun nasıl bir açılımı var sizin ruhunuzda?

Dijital dünyadaki hızlanma ile birlikte düz kareleri hepimiz çeker olduk artık. Yenilik bulmak, farklı olmak zor. Herkes yeni bir şeyler arıyor. Bense bu arayışta hikayelerimi kolaj şeklinde üst üste bindirerek yapmaya başladım, birkaç denemeden sonra sistem oturdu. Evet, eskiden resim yaptığım için perspektif ve renk konusunu iyi bilirim. Mesela birkaç fotoğrafımın üstüne boya, varak gibi çalışmalarım da vardır.

Siz fotoğraf çekerken ve eserleri meydana getirirken nelerden ilham alıyorsunuz? Bir projeye nasıl karar veriyorsunuz? 

Bazen bir söz, bir görüntü, bir duygu hali geliyor beni heyecanlandıran, o zaman hemen ön araştırmasına başlıyorum. Sonra fotoğrafları çekiyorum. Terk edilmiş, köhne binaları severim mesela.‘Düş Dünyam’ serisinin fotoğraflarını böyle birkaç mekan ve farklı şehirlerdeki metruk binalarda çekmiştim. Bazı binalara özel izinle gittim. Daha sonra kolaj ve photoshop teknikleri ile kendi çocukluğumu, gençliğimi, yaşadıklarımı, duygularımı anımsatan karelerle birleştirdim. Ortalama 1- 2 sene sürüyor bir temanın tam olarak bitip ortaya çıkması. En son konu hakkındaki yazıları hazırlıyorum.

14 Haziran – 14 Temmuz tarihleri arasında Teşvikiye’de 44A Sanat Galerisi’nde son 5 yıllık çalışmalarınızdan bir seçki sergileniyor. Hangi eserler yer alıyor burada? İçeriklerinden bahseder misiniz bize biraz? Neden böyle bir seçki yapmak istediniz? 

Daha önce münferit temalarda sergilerim oldu, biliyorsunuz. Bu sefer son 5 yıllık çalışmalarımdan bazılarını bir arada sunmak istedim. O yüzden buna sergi yerine “seçki” dedik. Geçmiş yıllarda sergilediğim ‘Gizli Özne’ ve ‘Düş Dünyam’ sergilerimden bazı eserleri bir araya getirdik. Hem diğer sergilerimi kaçıranlar için hoş bir fırsat yarattık, hem de yeni sezonda hazırlanmakta olduğum büyük küresel proje için bana moral ve motivasyon oldu.

‘Düş Dünyam’ yanındaki yazıları ile birlikte duygularımı, geçmişteki anılarımı ve gelecekteki düşlerimi ifade ediyor. ‘Gizli Özne’ serisinde vurgulamaya çalıştığım ise;19. yüzyılda erkek egemen bir bakışla yaratılan Oryantalizm’e bir başkaldırı idi aslında. Kadının bitmek tükenmez gücünü, tutkularını anlatıyor. Erkek egemen bakışın kadını koymak istediği yeri reddederek, tüm oryantalist dünyada gizli kalan o özneyi, yani kadını ait olduğu noktaya, hayatın tam merkezine taşımaya çalıştım.

Önümüzdeki günler için neler planlıyorsunuz? Gelecekte Ceylan Atuk neler yapmak istiyor? 

Şu an son bir senedir üzerinde çalışmakta olduğum bir proje var, bu sene bitirmeye odaklıyım. Daha sonrasını şimdiden planlamak mümkün değil, bugünü yaşamayı seviyorum. Mümkün olduğunca gezmeye, öğrenmeye devam edeceğim.

Son olarak hazırlanmakta olduğunuz projenizden bahsetmenizi istesek? Küresel sorunlara gönderme yapacağınız anlamlı bir proje olacak bu galiba? 

Evet, sizin de bildiğiniz gibipek çok küresel problemimiz var. Ben bana göre en önemlisine, iklim değişikliği sorununa değineceğim. Küresel ısınma konusuna tün Dünya’da hemen şimdi önlem alınmazsa çok kısa bir süre içinde birçok canlı türüyok olacak, milyonlarca insan kuraklıktan, açlıktan, hastalıklardan ölecek. Bu gerçeği neden göz ardı etmekteyiz?

Aslında sorunu nispeten çözecek -ya da hafifletecek diyelim- teknolojiye sahibiz ama neoliberal iktidarlar bu konuda hiçbir şey yapmıyor! Yapacak gibi de durmuyor. Küresel iklim değişikliğine sebep olan fosil yakıt devrini kapatmak ve “kendi çözümsüzlüğümüzde boğulmamak” için iş bizlere, duyarlı toplumlara kalıyor.

Çocuklarımıza güzel bir miras bırakmak istiyorsak; çevre dostu olalım, bisiklet kullanalım, geri dönüşüme önem verelim, ağaç dikelim, doğal kaynakları koruyalım, lokal beslenelim, deodorant, parfüm kullanmayalım, dünyanın canı kanı olan suyu boşa harcamayalım. Geleceğimize sahip çıkalım!

Kısaca; sunduğum işlerimle izleyenlere: “Geleceği görebiliyor musun? Sen bu yeni Dünya’da ne kadar duyarlısın?” diye sormak ve bu cevabı kendi içlerinde aramalarını isteyeceğim.

Tabii bireysel, minik bir uğraş benimkisi… Ama proje büyük. Kurumsal dünyadan da destek göreceğine ve sesimi daha çok kişiye ulaştıracağına inanıyorum. Sponsor firmalarla görüşmelerim oluyor, anlaşabilirsek umduğum etkiyi yaratabileceğimi ümit ediyorum.