OZAN ÇELİK ELİNİZDEKİ MAKİNE İÇİNİZDEKİNİ ÇEKİYOR

Ozan Çelik, yaşantısını “sade, mütevazi ama sıra dışı” olarak tanımlıyor. Aslında mimar ama hayatına fotoğrafçı olarak devam ediyor. Mimarlıktan çok uzağa düşmemiş. Mimari fotoğraflar çekiyor. İstanbul Alaçatı hattındaki hayatı, fotoğrafla tanışma hikayesi  ve fotoğrafa bakış açısı – aslında dünyaya bakış açısı – ile bu ay ki fotoğraf ustaları bölümümüzün kapılarını araladığı fotoğrafçısı olarak sayfalarımızdaki yerini alıyor…Gloria-3

Bize kendinizden bahseder misiniz?

İzmir’de büyüdüm. Yılın bir kısmı İstanbul’da diğer kısmı Alaçatı’da yaşıyorum. Mütevazi ve basit olmasının yanı sıra çizgi dışı bir yaşantım var.

 Sizin fotoğrafçılık hikâyeniz nasıl başladı?

Fotoğraf çekmeye mimarlık okurken başladım. İlk makinemi İzmir’de almıştım. Okulda mimari fotoğraf dersini almaya başladım. Kısıtlı olmasına karşın temel eğitimi iyi veriyordu. Daha sonra eğitim için Roma’ya gittiğimde, karşımda keşfedilecek muhteşem bir şehir ve yanımda sadece makinem vardı. Evim Vatikan’a çok yakındı. Bilmediğim otobüslere rastgele biniyor, kayboluyor, fotoğraf çekiyordum. Mekanlar, ve insanların onlarla kurduğu ilişki beni çok etkiledi. Eskinin yeniyle bütünleşmesi, bununla birlikte eskinin hala olduğu gibi kalabilmesi gibi. Döndüğümde mimarlıkla birlikte mekan-insan ilişkilerini fotoğraflamaya devam ettim.IMG_0865

Asıl Mesleğiniz mimarlık iken fotoğrafçı olmayı nasıl karar verdiniz? Bu yola çıkarken; çevrenizden, ailenizden karşı çıkanlar ya da sizin kafanızın karıştığı anlar oldu mu?

Ofiste ve şantiyelerde 2 yıl kadar çalıştım. Hocalarımdan ve ustalardan çok şey öğrendim. Fakat yine de ofis bana sıkıcı geliyordu. Dışarı çıkmak, görmek, insanlarla tanışmak ve çalışmak istiyordum. Bu nedenle kendi işimi kurmaya karar verdim. Bunu da fotoğraf üzerine yapmak istiyordum çünkü fotoğrafta yıldızımın daha çok parlayacağını hissediyordum.

Ayrıldıktan sonra yurtiçi ve yurtdışında eğitimlere katıldım. Bir şeye kalbinizle karar verirseniz bilgiye ulaşmak çok zor değil. Her meslek için böyle. Ben de bu kararın kalbimden geldiğini gerçekten hissettim ve çok çalıştım. Kendi şirketimi kurdum. Çok değil sadece 3 yıl oldu. Bu hafta 100. profesyonel çekime imza atmaya hazırlanıyorum.  Aynı heves ve öğrenci ruhuyla çekimler yapmaya, problemleri çözdükçe daha çok kendime güvenmeye ve daha iyiye ulaşmak için yeni eğitimler almaya devam ediyorum. Bu yolda tüm çalıştığım insanlar daha sonra dostlarım oldu, ailem ve çevrem sonsuz destek veriyorlar, hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim.IMG_1846

 Sizi mesleğinizde etkileyen, ilham veren, ilginizi çeken ilk fotoğraf karesi hangisiydi? Son dönemde sizi etkileyen fotoğraf karesi oldu mu?

Beni etkileyen ve ilham veren çok fazla kare var ama karelerin ötesinde insanlardan ve tarzlardan daha çok etkileniyorum. İzlediğim bir filmdeki ışık kullanımı, bir resimdeki renklerin solukluğu veya kahve içtiğim bir mekandaki menünün mizanpajı bile bir çekime yön verebiliyor. Bu anlamda görsel alandaki tüm mesleklere müthiş hayranlık duyuyorum. Son dönemde bana ilham veren fotoğrafçı, benim de eğitimlerini aldığım ve teknik anlamda bende yeni bir ışık uyandıran Amerikalı mekan fotoğrafçısı Mike Kelley’dir.IMG_1835-Edit

Fotoğraf çekmenin felsefi arka planı var mıdır, varsa öz olarak nedir? Yani fotoğraf çekerken, sanatsal boyutu dışında sizi düşündüren, fotoğrafa bakanların düşünmesini istediğiniz bir boyut söz konusu oluyor mu?

Fotoğrafın felsefi tarafı benim asıl etkilendiğim boyutu aslında. Fotoğraf da dışa vurum yöntemlerinden biri ve psikolojinize göre çektiğiniz kareler çok fark ediyor. Gerçekten elinizdeki makine karşınızdakini değil içinizdekini çekiyor. Ben fotoğrafın sanatsal boyutu dışında profesyonel boyutuyla da ilgilendiğim için orada sizin psikolojinizin ötesinde yapılan işin ne için yapıldığı ve kim için yapıldığı devreye giriyor. Yani reklam fotoğrafında, bu hafta biraz karamsar moddayım, haydi bu oteli biraz karamsar gösterelim deme şansınız yok. Reklam fotoğrafı genelde hedef kitlenin bulunmak istediği hissi yaratmak için çekilir. Yani otel odasının ferahlığı, restaurantın yemeğinin lezzeti gibi.. Siz de o psikolojide olmalısınız.

 Popülerlik için kendinizden taviz verdiğiniz noktalar oluyor mu?

Aksine, popüler piyasa fotoğrafçısı değil, daha kaliteli, daha özellikli işler yapan, daha rafine bir fotoğrafçı olma niyetindeyim.IMG_1153

Fotoğrafçı için İstanbul nasıl bir şehir? Siz en çok nerelerini, nesini seviyorsunuz bu şehrin?

Çok karmaşık, özellikle bir İzmir’li için. 12 ay kalmak fazla geliyor o yüzden Alaçatı’ya kaçıyorum. Ama nasıl bir enerjiyse buradaki, her defasında dönmek için gün sayarım. Dünyada böyle bir yer yok!

 Fotoğrafları nasıl çekiyorsunuz? Düşündüğünüz kareyi yakalamak için neler yapıyorsunuz?

Otel ve mekan fotoğraflarında doğal ışık çok önemli, bu nedenle yapay ışık kullanımını en aza indirip, her mekanı en iyi ışık aldığı saatte çekiyorum. Amaç mekanın güzelliğini ve özelliklerini anlatırken yapaya kaçmamak. Müşteri internette fotoğrafları beğenip mekana gelince hayal kırıklığı yaşamamalı. Ama bir yandan çekilen fotoğraflar diğerlerinin arasından da sıyrılmalı. Göze çarpıp, hayran bırakmalı. İşte benim işim o ince çizgi üzerinde ilerliyor. HM-Unter-1

 Ürün fotoğrafları da çekiyorsunuz? Oradaki fark nedir?

Evet ürün fotoğrafları da çekiyorum. Bunlar arasında aydınlatma, mobilya, endüstriyel ürünler gibi geniş bir skala var. Amaç yine pazarlanan ürünün albenisini fotoğraf karesinde maksimum verebilmek. Ben bunu yine, hedef kitleyi aldatmadan yapma taraftarıyım. Fotoğraf müşteriyi ürüne çekmeli, ama yanıltmadan.

Kimlerle çalışıyorsunuz? En çok size haz veren fotoğraf çekimleri neler oluyor?

Oteller, yapı grupları, marka sahipleri, mimarlar, reklam ajansları. İyi fotoğrafa ve markasının görsel imajına önem veren herkesle çalışıyorum. Benim için devamlılık önemli, bu nedenle çalıştığım insanların aklına fotoğraf deyince ben geliyorum. En çok keyif aldığım çekimler hikayesi olan projeler oluyor.

 

Son dönemde düğün fotoğrafçılığı çok moda oldu? Siz düğün çekiyor musunuz?

Evet özellikle Alaçatı’ da yolda yürürken birçok fotoğrafı çekilen çifte rastlamanız mümkün. Ben de özel düğünleri çekmekten keyif alıyorum. Bunu yaparken kalabalığın olmadığı, daha önce çekim yaptığım mekanlar, iç avlularını kullanmada bana özel izin veriyorlar. Bu mekanlar herhangi mekanlar değil, çift girdiği anda büyüleniyor. Buralara başka fotoğrafçılar da giremediği için daha özel kareler çekme şansı yakalıyorum.e+şmeMarina2

Mimarlıktan sonra fotoğrafçı oldunuz, iyi fotoğraf sanatçılarının sonradan iyi sinema yönetmenliği deneyimi de oluyor. Sizin böyle bir alana kaymak gibi bir düşünceniz var mı?

Mimarlardan çok iyi fotoğrafçılar çıktığını defalarca gördük. Benim ilk amacım da bu. Şu anda buna odaklanmış durumdayım. _MG_2675Sinema alanında uzun süredir hayranlık duyduğum ve aynı zamanda çok iyi bir fotoğrafçı olan Nuri Bilge Ceylan var.  Benim yönetmenlikle ilgili bir hedefim şu anda yok, ama görsel yönetmenlik veya ışık alanında çalışmanın çok keyifli olduğuna eminim.

Fotoğraf sanatında ilerlemek isteyen gençlere ne önerirsiniz?

Hepimizin önünde çok yol var. Ve umuyorum bu yol bitmeyecek. Uzadıkça yeni tarzlar, yeni kadrajlar, yeni ışıklar keşfedeceğiz. Bunun yaşı yok. Tek önerim sadece yurt içi değil yurt dışındaki işleri de takip etsinler ve denemekten vazgeçmesinler.