On Parmağında On Marifet; Serhan Oksay

Uluslararası İlişkiler bölümünde çok sevilen bir akademisyen, ödüllü bir fotoğraf sanatçısı, ‘doğal yaşam’ konusunda makaleler yazan bir doğasever, kuşlar konusunda bir uzman… On parmağında on marifet bulunan Serhan Oksay; bir yandan doğal yaşamı korumak için mücadele etmeye, bir yandan öğrenci yetiştirmeye bir yandan da fotoğraf çekmeye devam ediyor. Dergimize ‘fotoğraf sanatçısı’ unvanıyla konuk olan Oksay’la fotoğraf yolculuğunu konuşurken, neden bu kadar çok sevildiğini biz de anladık.

Fotoğrafçılık hikâyeniz nasıl başladı?

Ben 1982 yılında babamın Dubai’den getirip hediye ettiği bir Canon AE1 kamera ile fotoğrafa başladım. Dijital fotoğrafın olmadığı,  analog çağlardan söz ediyorum. Fotoğraflarımızı filmler üzerine kareler halinde çekip heyecanla banyo etmeyi beklediğimiz zamanlardan. O günden beri fotoğraf makinemi yanımdan hiç ayırmadım. Kimileri kafasında kulaklıkla müzik dinleyerek gezer, ben ise fotoğraf makinemle yaşamda ilgimi çekenleri kayda geçirerek dolaşırım.

Fotoğrafın genel bir tanımını, niçin önemli olduğunu kısaca anlatır mısınız?

Fotoğraf müzik gibidir;  Müzik nasıl kulağa yönelikse, fotoğraf da göze dönüktür.  Özetle gerek bireysel,  gerekse paylaşım amacıyla yaşamımızda özel, güzel, çarpıcı vb. anların, kişilerin, objelerin veya manzaraların görsel kayda geçirilmesidir. Fotoğraftan her birey kendi amaçları doğrultusunda yararlanır ve tatmin bulur. İzlendiğinde veya paylaşıldığında mutluluk, çoşku ve kimi zaman da hüzün gibi değişik duygular yaratan fotoğraf iyi fotoğraftır. Tıpkı müzik gibi fotoğraf özneldir, bireylerin çok farklı beğenileri olabilir, ancak herkes müzik yapamasa da,  herkes fotoğraf çekebilir. Fotoğrafın büyüsü burada yatar, evrenseldir, her zaman, herkes içindir, hepimizi kucaklar.

Büyük fotoğraf ustası Bresson “İyi fotoğraf insanın gözünü, beynini ve yüreğini bir doğru üzerinde birleştirmesiyle olur” der. “İyi fotoğraf” sizce nedir?

Daha önce söylediğim gibi iyi fotoğraf görecelidir, her birey için farklı anlamlara gelebilir. Ustalara saygım sonsuzdur, ancak fotoğrafa kural koymayı sevmem; Bu sözü söylediğinde orada olabilseydim ustaya “kişinin yüreği ve beyni kimi zaman aynı doğrultuda olmayabilir” derdim.  Kaotik ve kusurlu denebilecek fotoğraflar da pek çok kişi açısından “iyi fotoğraf” olabilir.

 Fotoğraftan anlamayan birinin fotoğraf inceleyerek görsel bakışını geliştirme imkânı var mı?

İnsanlar fotoğraflara bakarak görsel dünyalarında değişik imgeler oluşturur. Gözü eğitmek de tıpkı sık müzik dinleyerek kulağı eğitmeye benzer; Çok sayıda fotoğraf izleyerek görsel bakışı geliştirmek mümkün olabilir. Fırsat buldukça fotoğraf izleyen bireyler giderek renkler, derinlikler, kompozisyon gibi teknik ayrıntılar arasındaki farklılıkları seçmeye başlayacaklardır.

Son zamanlarda kadına şiddete yönelik fotoğraf sergileri sıklıkla düzenleniyor. Sizce bu dikkat çekici mi yoksa antipatik bir etki mi yaratmaya başladı?

Fotoğraf en önemli propaganda aracıdır. Bir kare fotoğraf ile binlerce sözcüğün başaramayacağı mesajlar kitlelere etkili bir şekilde iletilebilir. Toplumsal sorunların yaşandığı alanlarda fotoğrafların olumlu etki yaratmak için kullanılması normaldir. İletilen mesajın ana temasına karşı alerjiniz yoksa antipati duymanız beklenmez.

Ülkemizin en büyük kuş fotoğrafları arşivine sahip bir fotoğrafçı olarak, özellikle kuş, doğa ve gezi fotoğrafları konusunda uzmanlaşmanızın özel bir sebebi var mı?

Canlılar dünyasında en fazla ilgimi çekenler kuşlar olduğu için bu konuda bir birikim yapmış oldum. Bunun meyvelerini 2005 yılında yayınlanan “Türkiye Kuşları” kitabı (Yapı Kredi Yayınları) ile verdim. Ancak kuşlar dışında da çok zengin doğal yaşam fotoğrafları arşivim bulunuyor. Gezgin olduğum için doğal olarak gördüğüm yerleri kimi zaman belgesel kıvamında kayıt altına alırım. Bunun dışında sokak fotoğrafları çekmeyi, modayı izlemeyi, insanlarla çalışmayı, portreleri severim. Kısacası fotoğraf konusunda maymun iştahlı olduğum söylenebilir.

 

Sizin değişik çalışmalarını izleyebileceğimiz kaynaklar nelerdir?

Fotoğrafa genel anlamda meraklı olanlar serhanoksay.blogspot.com.tr bağlantısında blog yazılarımı takip edebilirler. serhanoksay.com adresinde fotoğrafa 3. boyutu katmaya çalıştığım neo-klasik bir fotoğraf sitesi var,  burada doğa, güzellik, dünya ve leica galerileri bulunuyor, hızlı bir gezinti için ideal. İnstagramda ise serhanox_i adresindeyim.

 

Fotoğraf çekmenin felsefi arka planı var mıdır, varsa öz olarak nedir? Yani fotoğraf çekerken, sanatsal boyutu dışında sizi düşündüren, fotoğrafa bakanların düşünmesini istediğiniz bir boyut söz konusu oluyor mu?

Fotoğraf çektiğinizde belli konu ve teknikler üzerinde yoğunlaşıp bir “tarz” yakalarsanız ve kişiler fotoğrafınıza baktığında altında imzanız olmaksızın bunu sizin çektiğinizi tahmin edebilirse fotoğrafta sanat evresine geçmiş olursunuz. İşin felsefesi burada başlar ve bu tamamen bireysel bir yolculuktur. Örneğin böyle bir yolculukta analog çekimler yapmayı, karanlık odanıza çekilip fotoğraflarınızı dilediğiniz gibi basmayı seçebilirsiniz. Fotoğraf bu yönüyle baktığınızda başka boyutlara uzandığınız sihirli bir yoldur.